İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı'na aday olup olmayacağına ilişkin yaptığı açıklamada, "Elbette aday olmayı çok isterim herkes gibi. Ama daha çok zaman var. Millet İttifakı'nın karşılıklı konuşacağı bir konu. 'Cumhurbaşkanı olacağım' diye Türkiye'nin geleceği ile oynamayacağım" ifadesini kullandı.
Halk TV’de Şirin Payzın’ın sorularını yanıtlayan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Payzın'ın "Esnafı gezmeniz Cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir nabız yoklama mı?" sorusuna yanıt verirken, "Türkiye'nin nefes almasına ihtiyacı var. Bunlar samimi gezilerim. Elbette aday olmayı çok isterim herkes gibi. Ama daha çok zaman var. Millet İttifakı'nın karşılıklı konuşacağı bir konu. Cumhurbaşkanı olacağım diye Türkiye'nin geleceği ile oynamayacağım" dedi. Akşener, "Esnafı gezerken kimse bana Biden'ı sormadı. Vatandaşın suni gündemle alakalı olarak hiçbir derdi yok. Hatta bana söylenen şu; 'farklı bir muhalefet anlayışınız var, bunun devam ettirin' dediler" diye konuştu.
Akşener "esnaf gezilerinde Karadeniz'de keşfedilen doğal gazın sorulmadığını" sözlerine ekledi.
Erken seçim konusunda da yanıt veren Akşener, "Sayın Bahçeli'ye sormak lazım, seçim işlerinden en iyi o anlar. En erken gelecek haziranda olabileceğini tahmin ediyorum" diye konuştu.
Akşener, İçişleri Bakanlığı'nın genelgesiyle kısıtlanan ve tartışma konusu olan 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleriyle ilgili “AK Parti'nin Atatürk ve Cumhuriyet değerleriyle ilgili bir rahatsızlıkları var” dedi.
Akşener, “Atatürk’ün karşısına Abdülhamit’i, Cumhuriyet’in karşısına Osmanlı’yı, 30 Ağustos karşısına ise Malazgirt’i koydular. Oysa bunların hepsi bizim. Bu ayrıştırma dili, vatandaşın gerçek ihtiyaçlarının, gerçek gündeminin üstünü örten şal haline geldi" yorumunu yaptı.
Akşener; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un “30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları gündelik ve suni tartışmaların şekillendireceği etkinlikler değildir” sözleri için de için de “Muhalefete ayar verme görevini bir atanmış aldı. Devlet memurları, bürokratlar, atanmışlar ayar veremez. Siyasetçinin muhatabı siyasetçidir. Bu yeni bir vesayet anlayışıdır” diye konuştu.
Bir dönem ülkü ocaklarında yöneticilik yaptığını söyleyen esnafın "kapitalizm bizi sömürüyor" sözlerine karşılık "Ben 16 yaşından beri sınıfsal bakarım" diyen Akşener; "Bu arkadaşımız orada çalışıyor, kendisi esnaf değil. Aldığı para asgari ücret, evi kira. Bu çocuk ne yapar düşünün. Böyle bir durumda biraz okuyan yazan herkes, Türkiye'deki vahşi kapitalizme itiraz eder" diye konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın CNNTürk'te "Dolarla mı maaş alıyorsunuz" sözlerinin sorulması üzerine İyi Parti lideri, "Peynirin kilosu 80 lira olmuş. Tamam dolar yok da nasıl olacak bu işler. Sayın Erdoğan ve damadı için dünya güzel. Çokomel harika yani. Ama garibanın durumu felaket. Siz saray diye bir kavramın içine girerseniz, paralel bir evrenin içine girerseniz. Saray rejimi ayrı bir bürokrasi yarattı. Saraydaki şube müdürlerinin milletvekillerinin, bakanlarının telefonlarına çıkılmadığı bir sistemdir. İzole bir hayattır. Damat bakan empatiden yoksun bir arkadaş. Anlattığı fıkraya inanamadım. Ekonomisinin E'sinden anlamayan bir kişinin bakan olması nepotizmdir" dedi.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"31 Mart'ta CHP'ye Millet İttifak önerisini biz götürdük. Sonuçta bizim teklifimizle yan yana geldik. Bazı zamanlar dişlerimi sıktığım zamanlar oldu. Bu bir Türkiye projesi. CHP esnekliği zor olan bir yapı."
"CHP 100 senelik bir parti kolay değil. Sayın Kılıçdaroğlu'nun samimiyetine çok inanıyorum. Ama her kafadan ses çıktığı zamanlar oldu. Sayın İmamoğlu'nu aday olarak çıkaran Kılıçdaroğlu'nun ferasetidir. İstanbul'un alınacağına benim kadar inanan olmadı."
"Abdullah Gül'e itiraz konumunda olmadım. Yani 24 Haziran'da da olmadım. Sayın Gül'ün tüm siyasi partiler tarafından aday gösterilmesine yönelik teklif geldi. CHP'nin bir aday çıkarmasının doğru olacağını söyledim. Sayın Gül, benim arkadaşım. Kendisiyle olumsuz bir fikre sahip değilim. 24 Haziran'da sayın Gül'ü daha çok sol liberal dostları istedi."
"Birbirlerini ağır hakaret eden Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli yan yana geldiler, buna Perinçek de eklendi. Geçmişi bir kalemde silen seçmen travma yaşıyor. Seçmen diyor ki herkes her şeyi yapıyor ama Meral Akşener yapmaz. Ben AK Parti'nin kurucusuyum. Başlangıcında vardım. Ama ayrıldım. Bugün 'göz kırptı' diyen gazeteci arkadaşların 'neden ayrıldı' diye sormadı.
Ben her şeyi o zaman gördüm. Daha yeni 2015'te Sayın Davutoğlu bana başbakanlık yardımcılığı teklif etti. Bunu kabul etmedim. Evim basıldı benim. Bu dertleri niye çekeyim ben? Bu İyi Parti bu şartlarda kuruldu. Kocayı aldattı dendi. Neler söylendi. Ben bunlarla mücadele ettim. Kafir, PKK ve FETÖ dendi. Vatandaşın kafası karışık. Çünkü travmatik durumda. Bu ucube partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetilemiyor."
"Güvenlik bürokrasisinde emir komutanın dışında her iş ayağa dolanır. Bu Erdoğan ve arkadaşlarını ayağına dolanır. Hiçbir siyasetçi kaos çıkartmaz. Ben 80 öncesinin öğrencisiyim. Kaos çıkaran siyasetçi onu yönetemez. Hele siyasetçi takımı hiç yapamaz."
"Kaosu çıkaran, kaosu parçası olan kaosu yönetemez, başkaları yerine gelir.Her siyasetçi bunu bilmeli."
(Kürtlerden Mansur Yavaş'a oy çıktı. İçişleri Bakanı Meral Akşener ile bir ülkeyi yöneten Meral Akşener arasında bir farklılık var mı?) Benden korkmadılar, çünkü sivildim, çünkü kadındım ve sadece 8 ay bakanlık yaptım. Tansu hanımdan korktular bana hakaret edildi. Benimle ilgili somut olarak söylenen şunu dövdürdü şunu astırdı diyen yoktur.
Cumartesi Anneleri'ne sadece kadın polislerden oluşan bir polis otobüsü yaptırdım. Yaş ilerledikçe tecrübe arttıkça değişiyorsunuz. Gençliğimde elbette hayatımda hedef, azim ve çalışkanlıktı. Bugün farklı bir durum var. Kürtleri bir bütün olarak HDP seçmeni olarak tanımlamak da doğru değil."
"Fatih, Bağcılar, Esenler bu bölgelerde kimlerin ikamet ettiğini DYP'liler, Refah Partililer de bilir. O hafıza bende var. Ben özeleştiri yapan bir insanım. Ama İçişleri Bakanlığım döneminde özeleştiri yapacağım bir şey olmadı. Sadece 8 aylık bir bakanlık yaptım."