Akşener, grup toplantısında konuştu. Akşener, "Bursa Kestel’deki sel felaketinde yaşamını yitirenler için Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Allah milletimizi afetlerden korusun. Biliyorsunuz milletçe sadece doğal afetlerle mücadele etmiyoruz. Yargının üç ayağından biri savunmadır.
Yani avukatlardır. İktidar ve küçük ortağı getirmeye çalıştıkları bir düzenlemeyle baroları da ayrıştırmak istiyor. Dün bu düzenlemeye karşı demokratik bir şekilde tepki veren baro başkanları gündüz saatlerce güneşin altında; gece de sağanak altında bekletildiler, itilip kakıldılar." dedi.
Akşener, "Demokrasi çizgisinden ayrılmayan baro başkanlarımıza ve cübbesine düğme diktirmemiş avukatlarımıza sağduyularından dolayı teşekkür ediyorum. Bu günler elbette geçecek.Hukukun üstün, yargının bağımsız, adaletin herkes için olduğu bir Türkiye’de elbette buluşacağız." diye konuştu.
Akşener, "Geçtiğimiz cumartesi öğrencilerimiz LGS’ye girdi. Kendilerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum, sınavların ertelenmesi ve gerekli önlemler alındıktan sonra yapılması için olağanüstü bir çaba gösteren arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Haksız çıkmak isterdik ama LGS’de şahit olduğumuz manzaralar ne yazık ki bizleri yine haklı çıkardı. Umuyorum ki bu acemice yapılan sınav organizasyonu vaka sayılarında bir artışa sebep olmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Akşener, "Yakından takip etmeye devam edeceğiz. Bu hafta gözümüz kuşağımız yine sınav salonlarında olacak. YKS var. Olağanüstü şartlara ve zorluklara rağmen inatla sınava sokulan gençlerimize zihin açıklığı diliyorum. İktidarın bu inadını da aziz milletime şikayet ediyorum. Önce ileri bir tarihe alınan tekrar öne çekilen sınavla ilgili olarak itiraz ettik. Hukuki yollara başvurduk.
Aklınıza esti sınavı bir ay erkene çektiniz, gençlerimiz ve aileleri planlarını buna göre yaptılar. Gençlerimizi zora sokacak bu uygulamanın iptalini istedik. Danıştay geçen hafta karar verdi, talebimizi reddetti. Meclis’te verdiğimiz önergeyi de reddettiler." ifadesini kullandı.
Akşener'in konuşmasından başlıklar şöyle:
Evlatlarımızın iki ayağını bir pabuca sokmayın, salgın bitmedi dedik ama dinletemedik.
Evlatlarımıza kulaklarını tıkayanları aziz milletimize şikâyet ediyorum. Hafta sonu sınava girecek öğrenciler, tüm zorluklara rağmen çalıştınız, çabaladınız. Sınava giderken lütfen önlemlerinizi alın. Ne olur dikkatli olun, sizi yok sayanları unutmayın, zamanı gelince hesabını sorun.
AK Parti iktidarının gençlerle hep bir sorunu var. Giydiğine, yediğine, içtiğine, oturmasına kalkmasına karışıyor; gençliğini hakkıyla yaşamamış adamlar gençlere sürekli bir ders verme havasında. Sürekli parmak sallama halindeler. Gençlerin hakkı, hukuku söz konusu olduğunda hep bir dayatma var.
25 yaş altındaki çalışanların sosyal haklarını tırpanlayacak, onları işverene ve hayata karşı savunmasız bırakacak bir düzenleme bulmuşlar araya da 50 yaş üstünü de sıkıştırmışlar. Akıllarınca esnek çalışmayı sabitlemeye çalışıyorlar. İşten çıkarmaları kolaylaştırıyorlar. İyi Parti sonuna kadar direnecek. Ülkemizin geleceğini ipotek altına alan bu iktidarın gençlerimizi daha fazla incitmesine müsaade etmeyeceğiz.
Bize göre işsizlik ve özellikle genç işsizliği bize göre karşı karşıya olduğumuz en önemli sorunların başında geliyor. Gençlerimiz yıllardır dirsek çürütüyor, aileleri ile omuz omuza mücadele veriyorlar.
Çalışıp, çabalayıp büyük bir heyecanla diplomalarını alıyorlar ama sonrası yok. Türkiye’de genç işsizlik oranı yüzde 24,6. İşin daha acısı Türkiye’deki işsizlerin çoğu üniversite mezunu. 1 milyondan fazla üniversiteli işsizimiz var.
Yaşayan birinin ağzından duyduğumuz sözler burada bulunan herkesi ciğerinden vurdu. Eserini görüyor musun Erdoğan? İş bulamayan, hayal kuramayan gençler senin eserin, suçlu sensin sayın Erdoğan.
Biz gençlerimize yeniden hayal kurdurmanın kavgasındayız. Gençlerimize ‘Sus otur yerine’ demeyeceğiz; kürsü senin gel konuş diyeceğiz.
Biz biliyoruz ki imkân verildiğinde gençlerimiz bu ülkeyi uçurur. Yeter ki önleri açılsın, yeter ki onlara inanan bir iktidar olsun. Akla, bilime inanmayan, tarihten de ders almayan bir zihniyet Türkiye’yi yönetiyor.
Türkiye 2019 yılında 755 milyar dolarlık millî gelirle dünyanın 19. Ekonomisi oldu. 10. Sıradaki Kanada’nın millî geliri ise 1 trilyon 730 miyar dolar. Türkiye 2020’de yüzde yüz büyüse dahi ilk 10 ekonomi arasına giremiyor.
İşsizlik üniversitelere yayıldı. Milletimiz harap ve bitap düşmüşken vatandaşa yalan söylemeyi bırak Erdoğan.
İktidara geldiğimizde kimse size yemediğiniz yemeğin hesabını ödetemeyecek. Biz bunun için varız. Bu kuvvetler ayrılığı, demokrasi, bağımsız medya ve şeffaflıkla başarabiliriz. İktidara denetleyen kurum ne kadar bağımsız olursa kaynaklar adaletli dağılır. Adresi teslim ihale yapamaz iktidar.
Kimsenin şüphesi olmasın başaracağız.
Sayın Erdoğan kimin dost kimin düşman olduğunu bilmiyor. Damadına sahip çıkanları dost, 'Bu damattan bakan olmaz' diyenleri düşman sanıyor. Biz anlatmaktan yorulduk sen kandırılmaktan yorulmadın sayın Erdoğan.
Milletimiz bu düzenin böyle gitmeyeceğini artık görüyor, iktidar yolun sonuna geldiğini geliyoruz. Boyun eğmeden, korkmadan geliyoruz. Çünkü artık güneşin doğma zamanı."