Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, "Türk halkı akaryakıtın litresine 'normal koşullarda olması gerekene göre' yaklaşık 4 lira daha fazla ödeme yapıyor. Ne uğruna? Enflasyon düşecek diye faizi indirdiğimiz için! O 4 lira tüm vatandaşların cebinden her alışverişte kuruş kuruş çıkıyor. Sonra da tutuyor temel gıda maddelerinde KDV’yi indiriyoruz. Böylece ucuzluk sağlayabileceğimizi sanıyoruz." dedi.
"Akaryakıtın litresi 4 lira daha ucuz olsaydı ne KDV indirimine gerek kalırdı, ne başka düzenlemeye" diyen Aktaş, yaptığı hesabı şöyle aktardı:
"İnsan düşünmeden edemiyor; acaba bu beş ayda biz TL'nin normal ölçülerde değer kaybetmesini sağlasak, ona göre adım atsaydık; dolar örneğin bugünlerde 9.50'lerde olsaydı... Yani kur beş ayda yüzde 12 kadar artsaydı...
Beş ayda yüzde 33’ü petrol fiyatındaki artıştan, yüzde 12’si de kur artışından kaynaklanmak üzere ham petrolün maliyetinde yüzde 49 dolayında artış olurdu. Hadi biz yüzde 50 diyelim... Dolayısıyla eylüldeki akaryakıt fiyatları yüzde 50 artar ve bugünlerde benzin ve motorini yaklaşık 11 liradan, otogazı da yine yaklaşık 8 liradan kullanabilirdik.
Oysa geçerli fiyatlar makul düzeyin o kadar üstünde ki... Çünkü biz ne yaptık; faizi indirip kuru tırmandırarak zaten yükselmekte olan petrolün maliyetini daha da artırdık. Dolar kurunun beş ayda yüzde 60 artmasına yol açınca petrolün bir varilinin maliyetindeki artış da yüzde 113’ü buldu. Bu da akaryakıt fiyatlarının yüzde 90-110 arasında artmasına yol açtı.