Uyuşturucu davasından hüküm giyen pop şarkıcısı Deniz Seki, 2014'te girdiği Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden 5 Haziran'da tahliye oldu.
Milliyet Cadde yazarı Ali Eyüboğlu tahliye sonrası kamuoyunda tartışma yaratan Deniz Seki'ye köşesinden 'açık mektup' yazdı.
Eyüboğlu önce mektubu yazma sebebini açıkladı, ardından da Deniz Seki'ye tavsiyelerde bulundu.
İşte Ali Eyüboğlu'nun "Deniz Seki'ye açık mektup" başlıklı bugünkü yazısı:
Sevgili Deniz, özgürlüğün tadını çıkarırken keyfini kaçırmak gibi bir niyetim yok... Bu satırları yazmamın sebebi şu:
“Orta”yı sevmeyen, ifratla tefrit arasında gidip gelen bir toplumuz. İnsanları ya tepeye çıkarır ya da yerin dibine batırırız.
Hapisten çıktığın günden bu yana medyanın ve sevenlerinin büyük ilgisi, ifratı yaşatmış olabilir sana, ama kanma buna...
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş bile medyanın sana “halk kahramanı” muamelesi yapmasını eleştiriyorsa, durup düşünmek gerekir bu noktada.
Hapiste ziyaretine geldiğim gün senin için ne düşünüyorsam, bugün de aynı noktadayım.
Mahkemenin verdiği 6 yıl 3 aylık hapis cezası hukuka uygun olabilir. Ancak aynı suçu işleyen başka ünlüler tutuksuz yargılanırken senin 3 yıl 2 ay hapis yatman adil değil...
Elbette ki ortada bir suç varsa, işleyen cezasını çekmeli ve adaletin terazisi herkesi aynı şekilde tartmalı.
Hapisteyken hakkındaki haberlere toplumun belli bir kesiminin yaptığı yorumları okumamış olabilirsin.
Bizim gibi seni sevenlerin yanı sıra sana karşı acayip önyargılı olan bir kesimin de olduğunu bil. O yüzden bundan böyle, bu cepheyi genişletecek hamleler yerine, bu önyargıyı yıkacak işlere de imza at.
Keşke basın toplantısında önümüzdeki süreçte bu anlamda atacağın adımları açıklasaydın. Yine de geç kalmış sayılmazsın.
Nasıl ki Sezen Aksu’nun, “Çok sert bir sabır sınavından geçiyorsun, hayat seni tam bir savaşçı olarak yetiştiriyor. Dik dur! Hapishaneyi verimhaneye çevir” tavsiyesine uyup, şarkılar, kitaplar yazdın.
Şimdi sıra üstleneceğin sosyal sorumluluk projeleriyle insanlara rol model olmakta.
“Ben yandım, siz de yanmayın” diyerek gençleri uyuşturucudan korumak için mi savaşırsın, yoksa hapiste yatan kadınların kreş veya başka sorunlarıyla mı ilgilenirsin, bilemem.
Özgürlüğün tadını çıkarırken, bir yandan da sana karşı oluşan haksız önyargıları yıkmak için neler yapman gerektiğini de bir düşün derim...