Almanya Dışişleri Bakanlığı, 17 Ağustos’ta Türkiye’ye yönelik yeni seyahat uyarısı yayınladı. Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın duyurusuna göre, 70 ülke ile birlikte Türkiye de “Yüksek riskli ülke” listesine alındı. Uyarıda, “Türkiye Covid-19'dan kötü bir şekilde etkileniyor. Son zamanlarda, yeni enfeksiyonların sayısı yeniden önemli ölçüde arttı. Türkiye yüksek riskli bölge olarak sınıflandırılmıştır” değerlendirmesi yapıldı.
Türkiye’ye yönelik seyahat uyarıları Türkiye’de artan Covid-19 vakaları ile sınırlı kalmadı.
Uyarıda, Akdeniz kıyı şeridindeki orman yangınları ve Türkiye’deki ceza hukuku uygulamaları ile ilgili önemli suçlamalar da yer aldı. Uyarı metninde, “Alman yurttaşlarının Türkiye’de hâlâ keyfi olarak tutuklandığı, çıkış yasağı uygulandığı veya Türkiye'ye girişlerinin engellendiği” öne sürüldü.
“KEYFİ OLARAK TUTUKLANIYOR”
Özellikle, Türkiye ile “yakın özel ve kişisel bağları olan” Alman vatandaşlarını ve çifte vatandaşları ilgilendirdiği ama “risklerin” bunlarla sınırlı olmadığı belirtilen uyarı metninde, şu ifadeler yer aldı:
“Alman vatandaşları hala keyfi olarak tutuklanıyor, çıkış yasağı veriliyor veya Türkiye'ye girişleri engelleniyor. Geçmişte sorunsuz bir şekilde ülkeye giriş çıkış yapabilen kişiler, tekrar gittiklerinde tutuklandı. Çoğu durumda, bu cezai kovuşturma önlemleri, terörist olarak sınıflandırılan bir örgütün propagandası ya da örneğin PKK veya Gülen Hareketi (ikincisi sadece Türkiye'de terör örgütü olarak sınıflandırılır) üyeliğine dayandırıldı.”
“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ” UYARISI
Uyarı metninde özellikle hükümeti eleştiren sosyal medya paylaşımlarının “Cumhurbaşkanına Hakaret” ya da “Terör Örgütü Propagandası” suçları kapsamında değerlendirildiği öne sürülerek, şu değerlendirme yapıldı:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre terör kavramının Türkiye'de hukuka aykırı olarak geniş kapsamlı yorumlanması nedeniyle, gazetecilerin bile gerekçe gösterilmeden akreditasyonları reddedildi. Alman hukuk anlayışına göre ifade özgürlüğü kapsamına giren söz ve ifadeler, Türkiye'de mesleklerini kısıtlayıcı tedbirlere ve cezai işlemlere yol açabilir.
Almanya'da ifade özgürlüğü hakkı kapsamında yer alan sosyal medya paylaşımları veya ‘beğenileri’, birkaç yıl önce Almanya'daki gösterilere katılmak ya da Almanya'da Kürt meseleleriyle ilgili kayıtlı bir derneğe üyelik; tutuklama, yurt dışına çıkış yasakları veya giriş reddi için gerekçe olabilir. Ayrıca, çıkış yasakları Almanya'da yaşayan insanlar için yaşamsal sonuçlar doğurabilir.”
“SİYASİ OLAYLARDAN UZAK DURUN”
Alman Dışişleri Bakanlığı Türkiye’ye gidecek Alman vatandaşları için şu uyarıları sıraladı:
“- Siyasi olaylardan, mitinglerden ve genel olarak büyük kalabalıklardan uzak durun.
- Sosyal medyada hükümeti eleştiren açıklamaların ve bir başkasının gönderisini paylaşmanın veya "beğenmenin", uzun zaman önce yapılmış olsa bile, Türk güvenlik makamlarının cezai işlem yapmasına yol açabileceğini unutmayın. Kamuya açık olmayan yorumlar da isimsiz ihbar yoluyla Türk kolluk kuvvetlerine iletilmiş olabilir.
- Yerel güvenlik güçlerinin talimatlarına uyun. Gerekirse Türkiye'deki sorumlu Alman diplomatik misyonunu bilgilendirin.
- 'İç Siyasi Durum' ve 'Ceza Hukuku' başlıklı bilgileri not edin. Ayrıca, özellikle girişin reddedilmesine ilişkin olarak, giriş kontrolleri ve retlere ilişkin 'Giriş ve Gümrük' başlığı altındaki bilgileri de dikkate alın.”