Almanya, dün (26 Eylül Pazar) gerçekleşen seçimlerde 16 yıl süren Angela Merkel başbakanlığı sonrası seçimi yaptı. Resmi geçici sonuçlar, Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) birinci parti konumunda olduğunu gösterirken SPD'nin başbakan adayı Olaf Scholz, yeni hükümeti, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) ile kuracağını açıkladı.
Almanya'da meclis seçimlerini geçici resmi sonuçlara göre Sosyal Demokrat Parti (SPD) kazandı. Yıllardır süren düşüş eğilimini tersine çevirmeyi başaran SPD oy oranını yüzde 25,7'ye yükseltti. Angela Merkel başbakanlığında 16 yıldır iktidarda olan Hristiyan Demokrat Birlik/Hristiyan Sosyal Birlik (CDU/CSU) ise yüzde 24,1 ile tarihinin en düşük oy oranını kaydetti.
Seçimlere yüksek hedeflerle giren ancak kısa sürede anketlerde kan kaybeden Yeşiller ise seçimlerde oyların yüzde 14,8'ini almayı başararak ülkedeki üçüncü büyük siyasi güç konumuna yükseldi.
Geçici resmi sonuçlara göre SPD'nin sandalye sayısı 2017 seçimlerine göre 53 artarak 206'ya yükseldi. CDU/CSU 246 sandalyeden 196'ya düşerken Yeşiller 67 olan sandalye sayısını 118'e yükseltti. FDP 80 olan sandalye sayısını 92'ye yükseltti, Sol Parti 69 sandalyeden 39'a geriledi. AfD ise meclise 83 milletvekili ile girecek. Ülkenin kuzeyindeki Schleswig-Holstein eyaletinde Danimarkalı azınlığın partisi olan ve yüzde 5'lik barajdan muaf bulunan Schleswig Seçmenler Birliği ise mecliste bir milletvekili ile temsil edilecek.
Scholz, koalisyonu kimlerle kuracağını açıkladı
Resmi geçici sonuçlara göre başbakanlığı kazandığını açıklayan sosyal demokrat Scholz,"CDU, seçmenden hükûmette olmaması gerektiği mesajını aldı. Hükûmeti bizim kurmamız gerektiği mesajını verdiler. SPD, Yeşiller ve FDP partilerini güçlendirdiler. Gelecek hükûmette bu partiler olmalı" dedi.
Scholz, gelecek hükümetin önünde "üç büyük zorluk" olacağını söyledi ve şöyle sıraladı: Toplumda daha çok saygı yaratmak, ülkedeki endüstriyi modernleştirmek, insan eliyle meydana gelen iklim değişikliğini durdurmak ve yavaşlatmak.
Scholz, Almanya'nın temel politika görevinin "güçlü bir Avrupa Birliği inşa etmek" olacağını söyledi. Scholz, bu görevin Almanya'nın uluslararası stratejisini ve dış politikasını belirleyeceğini belirtti.