Üzerinden 6 yıl geçti. Ve tekrar ilk projenin devamıyla, Çalgı Çengi İkimiz’le karşımızdasınız. Bu devam filminde ne izleyeceğiz?
Ahmet Kural: Altı yıl önceki ruhu kaybetmeden, yansıtarak, Düğün Dernek’i de içine kattığımız bir film oldu. Aksiyonu bol ve oldukça komik.
Murat Cemcir: Şu ana kadar yaptığımız filmler içinde en komiği bu diyebiliriz. Nasıl ‘en güzel gün dündü’ diyemeyiz, yarın ‘en güzel gün olacak’ diye umut ederiz. Bizim için de daha iyi anlaşıyor olmamızın ve işimizi çok seviyor olmamızın getirdiği bir şeyle bir sonraki film her zaman bir öncekinden daha iyi oluyor. İlk film çok kısa bir sürede çok düşük bir bütçeyle imkansızlıkar içinde çekilmişti.
Bütçe 30 bindi değil mi?
MC: Evet, o zamanlar 30 bin benim için çok büyük bir paraydı. Daha o zaman Türk Lirası’ndan altı sıfır atılmamıştı. Bu filmde ‘artık para da kazanıyoruz’ diye prodüksiyondan kısmadık. Selçuk’un (Aydemir) yazdığı senaryoda ne gerekiyorsa onu hayata geçirmeye çalıştık. Ve güzel oldu.
Bu filmin bütçesi nedir?
MC: 4 milyon dolar civarı harcadık.
Az izlenirse de şaşırmayız
İlk filmin gişesi 59 bindi. Ve 6 yıl sonra gelen devam filminin gişesi için beklenti milyonların izlemesi. Düğün Dernek 2’deki gibi bir rekor kırar mısınız?
AK: Öyle bir beklentimiz yok. Az izlenirse de şaşırmayız. O sorumluluğu almak istemiyoruz.
MC: 60 bin olsun bizim olsun. İlk filmin gişesini geçsin bize yeter.
Gişe rekoru Şahan Gökbakar’da...
MC: Rekor kırdık, 2 ay sonra da Şahan bizim rekorumuzu kırdı. O zaman kadar Şahan’la tanışmıyorduk. O vesileyle tanıştık; ziyaret ettik. İyi de arkadaş olduk.
Sürekli birliktesiniz değil mi? Tatillerde bile. Sıkılmadınız mı birbirinizden?
MC: Yok, daha değil. Zeki-Metin ikilisi 38 sene birlikte çalışmışlar.
Hiç ayrılık konuşması yaptınız mı?
AK: Şu an mutluyuz. Tabii ki ayrı ayrı işler de yapabiliriz ama ortak bir başarımız var. Bu rahatlatıcı, güven veren bir duygu.
MC: Daha senaryoyu okurken Ahmet’in hangi diyalogları söyleyeceğini görebiliyorum. Sürpriz yok.
Ters düştüğünüz zamanlar olmuyor mu?
MC: Ters düşmeden olmaz ki; bu bizi daha da güçlendiriyor.
Filmin yapım şirketi: TR 40 33
Eskiden sizi magazin sayfalarında daha çok görüyorduk. Uzun süredir yer almıyorsunuz. Eve mi kapandınız?
AK: Evde vakit geçiriyoruz. Dışarı çıktığımız zaman da çok gezmemeyi tercih ediyoruz. Bir de son zamanlarda çok üstümüze geldi magazinci arkadaşlar. Zaten artık dışarı çıkıp eğlenmek de içimizden gelmiyor. Ben spor yapıyorum; müzik, film takılıyorum. Murat zaten filmle ilgilendi çekim sonrasında da. Patron o.
Evet, Murat bey filmin yapım şirketi sizinmiş. Adı enteresan geldi? TR 40 33. Var mı bir anlamı?
MC: Var, Ankara’nın enlem ve boylam koordinatları. Biz toprak hikayesi anlatmayı çok seviyoruz. Çalgı Çengi, iki Ankaralı'nın, Düğün Dernek iki Sivaslı’nın hikayesi. İleride yapacağımız işler de bu toprağın hikayesi olacak.
Rasim Öztekin daha önceki işlerinizde de var. Algıda karışıklık yaratır, seyiriciyi olumsuz etkiler diye düşünmediniz mi?
MC: Geçen ofisteydim. Güvenlikçi arkadaşı Çalgı Çengi’yi çektiğimizi ikna edemedim. ‘Düğün Dernek 3 değil mi? Tüpçü Fikret var’ dedi. Gülşen Bubikoğlu ve Tarık Akan’ın kaç filmi var birlikte çektikleri. Seyirci biz birlikte görmek istiyor.
Aday yok ama biz de evlenmek isteriz
Film bir evlilik hikayesi bir yandan da. Gerçek hayatlarınıza dönersek evliliğe nasıl bakıyorsunuz? Filmdeki sahneler gerçek olur mu?
AK: İkimizin de şu an evlilik için adayı yok. Biz de evlemek isteriz, tek başına gezinen adamlar olmak istemeyiz. Bir ailemiz olsun, çoluğumuz çocuğumuz olsun.
MC: Bütün arkadaşlarımızın çocuğu var artık...
AK: Bana ‘amca’ diyorlar...
MC: Bana da ‘Murat Dede...’
Sizin düğünler nasıl olur?
AK: Ahmet çıkıp sahnede şarkı söyler.
Eğlenemezsek iş yapamayız, geleceğimizi kuramayız
Türkiye zor bir süreçten geçiyor ve siz bu gergin ortamda komedi yapmaya çalışıyorsunuz.
MC: Sette içimize kapanıyoruz. Sosyal hayattan kendimizi soyutluyoruz. O dönem ne gazete okudum, ne haber izledim. Temmuz-Ağustos'ta çektik, yedi haftada. Bir yedi hafta da ön hazırlık vardı.
AK: Gündeme tamamen sırtımızı dönmüyoruz ama set bitene kadar çok konuşmamaya, tartışmamaya çalşıyoruz. İşimiz yapıyoruz. Sette de mottomuz ‘eğlenemezsek iş yapamayız, geleceğimizi kuramayız’. O yüzden mümkün odukça sete yansıtmamaya çalışıyoruz, modumuzu düşürmemeye çalışıyoruz.
Peki hep eğlenir misiniz? Komik misinizdir?
AK: Neşeliyiz ve enerjimiz yüksek.
Altı yıl içinde bu kadar üne kavuşmayı geniş kitlelere ulaşmayı bekliyor muydunuz?
AK: İlk Çalgı Çengi’yi çekerken hiç bu kadar izleneceğini beklemiyorduk. Ve şöhrete kavuşacağımızı. Kötü de olmadı. Hiç de bir şey değişmedi aslında. Bazen bizi çok yanlış tanıttılar. Biz işimizle ön plana çıkmak isterken yanlış haberler yer aldı bizimle ilgili. ‘Şöhretin bedeli’ dediler. Ama biz hala aynı Murat aynı Ahmet’iz.
Para sizi değiştirdi mi?
AK: Ne kadar kazandıysak o kadar dağıttık...
Neslihan Akdaş/ Gazetevatan