23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimine sayılı günler kalmışken, Duvar'dan Nergis Demirkaya'ya konuşan Uslu, katılım oranında 24 Haziran seçimine göre artış değil tersine sezon etkisiyle düşüş beklediğini söyledi.
Uslu, Demirkaya'nın sorularına şu şekilde cevap verdi:
İki adayın katılacağı ortak yayının seçmen üzerinde etkisi olur mu?
31 Mart’taki seçimde olsa çok etkili olurdu. Hele o kadar başa baş durumda ortadaki seçmenler oradaki performansa göre bir adaya yönelebilirdi. Ama şimdi her iki taraf da çok kararlı. Biz çalışmada teknik olarak kararsız kimseyi bulamadık. Bu kadar seçmenin kararlı olduğu bir atmosferde, seçime de bu kadar az kalmışken adayların göstereceği performansla seçim sonuçlarını değiştirecek kadar seçmen grubunu etkilemesi mümkün değil. “Kararsızım, sandığa gitmeyeceğim” diyen seçmenin toplam oranı yüzde 12’lerde. Bunun anlamı yüzde 88 sandığa gitme olacak mı? Bu çok mümkün değil. Ben 31 Mart’taki katılımın altında bir katılım bekliyorum.
SEÇMENİN YÜZDE 15’İ HER DURUMDA SANDIĞA GİTMEYECEK
İki aday da sandığa gitmeyen seçmeni iknaya dönük kampanya yürütürken bunun sonuç vermeyeceğini mi düşünüyorsunuz?
31 Mart’ta katılım yüzde 84 civarındaydı, 23 Haziran’da bunun altına ineceğini düşünüyorum. Seçmenin yüzde 15’i her durumda sandığa gitmeyecek. Şu an kararını verdiğini söyleyen, adaylardan birine oy kullanacağını söyleyenlerden bir kısmı da sandığa gitmeyecek. Sezon etkisi var çünkü. En dominant faktör bu. Bir de tüm seçmende aynı duyarlılık söz konusu değil. Kimin belediye başkanı olduğuyla ilgilenmeyenler var. Tüm şehirler için söylemek mümkün. Seçmenin yüzde 20-25’i bırakın yeni adayı başkanın adını söyleyemiyor. Şimdi bu seçmenlerden memlekete ya da yazlığa gidip anne babası ile vakit geçirmek varken sandığa gitmesini beklemek gerçekçi değil. Sezon etkisi bu. İlgisiz, apolitik seçmen kitlesi de seçim heyecanı ile ilgilenmiyor. Memleketlerine gidip dönmeyebilirler. Ben baştan beri 1 milyon 700 binden fazla kişiyi sandığa götürmek yerine sandığa gidenleri götürmeye çalışın diyorum, çünkü bu daha gerçekçi. Bir de önceki seçimin tansiyonu gerilimini düşünün. Bugüne göre daha yüksekti. Seçmenin yüzde 16’sı buna rağmen ilgilenmedi. Şimdi gerilim de yok. Neden gidecek?
Politik bir tavır alıp sandığa gitmeyenleri ikna edecek bir süreç gelişmedi mi?
Bir de önceki seçimde protesto eden seçmenin belli bir siyasal tavrı var. Bu tavrı bilinçli seçmen için değiştirmek kolay değil. Ama oy kullananı götürmek daha kolay ama sezon etkisi ile mücadele etmek gerekiyor. Partilerin bu seçmen kitlesini ikna için Anadolu’da kampanya yürütmesi doğruydu. Ne ölçüde faydası olacağını göreceğiz. Yazlığa gidenlerin belki imkanları var ama Muş’a köyüne giden ailenin geri gelmesi kolay değil. Ben geçen seçimin biraz daha altına düşmesini bekliyorum.
3. SEÇİM GEREKSİZ BİR TARTIŞMA
İktidar cephesi açısından istenen sonuç alınamazsa 3. bir seçim konuşur muyuz?
Ben zannetmiyorum. Ne seçmen ne sistem tolere edemez. Hiç kimse seçim atmosferinin, gerilim atmosferinin bu kadar uzun sürmesinden memnun olmaz. Herkes ekonomik sistemin bir parçası. Ekonominin seçim dönemlerinde olumsuz etkilendiğini de herkes biliyor. 3. seçim olasılığı gereksiz bir tartışma.
Sadece bir araştırma yayınladınız. Tekrar sahaya inmeyeceksiniz. Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
İmamoğlu biraz önde görünüyor ama kesin konuşamıyoruz. Bir sandığa gitme oranı ne olacak bunu bilmiyoruz. İkincisi tepkisel beyanları tek araştırma ile ölçmek mümkün değil. Şu aday kesin alır demek doğru değil. Yarış son ana kadar tüm heyecanı ile sürecek görünüyor. “Kim kazanacak” dediklerinde “seçmeni sandığa götüren kazanır” diyorum. Daha çok götüren kazanır. Yaz aylarında yerel seçim yapmayalı neredeyse 40 yıl oldu. Sezon etkisi önemli olacak.