"Bu seçimi alsa dahi artık temsil ettiği siyasal İslamcılık Türkiye’de inişe geçmiştir" iddiasında bulunan Aydıntaşbaş, "İlk defa olarak vatandaş, günün birinde Tayyip Erdoğan değil farklı bir liderin Türkiye’yi yöneteceği düşüncesini tahayyül etmeye başlamıştır" ifadesini kullandı.
Aydıntaşbaş "Bilinenler, bilinmeyenler" başlığıyla yayımlanan yazısında "Seçimler yaklaşırken, bilinenler ve 24 Haziran seçimlerinin sonucunu belirleyecek bilinmeyen olgular var" diyerek şunlaru sıraladı:
İNCE HEYECAN GETİRDİ
CHP’nin başkanlık yarışında tabanda popülaritesi yüksek olan Muharrem İnce’yi seçmesi, CHP seçmeni ve teşkilatlarına büyük bir motivasyon getirmiştir. Buna Muharrem İnce’nin cengâver tavrını da eklediğinizde, CHP’nin sandığa son 3 seçimde görmediğimiz bir heyecanla gideceği ortada.
AKŞENER’E KÖTÜ HABER
Muharrem İnce’nin adaylığı, Meral Akşener için kötü haber. İyi Parti tüm anketlerde CHP’den 3-4 puan almış gözüküyordu. İnce, bu oyların bir bölümünü geri alacaktır.
İKİNCİ TUR OLUR MU?
İkinci tur olacaksa, bu Meral Akşener değil Muharrem İnce ve Tayyip Erdoğan arasında gerçekleşecek. Akşener ise ‘ittifak formülü’ sayesinde güçlü bir grupla Meclis’e girecek. Tahminim, bir sonraki seçim için konumlanacak, sıkı muhalefetle partisinin grafiğini yükseltmeyi hedefleyecektir.
BÜYÜ BOZULDU
İktidar değişmese de bu seçim bir dönüm noktası. Daha düne kadar ‘yenilemez’ görüntüsünde olan Adalet ve Kalkınma Partisi açısından büyü bozuldu. Bu seçimi alsa dahi artık temsil ettiği siyasal İslamcılık Türkiye’de inişe geçmiştir. İlk defa olarak vatandaş, günün birinde Tayyip Erdoğan değil farklı bir liderin Türkiye’yi yöneteceği düşüncesini tahayyül etmeye başlamıştır. Bu düşüncenin varlığı bile bir dönüm noktasıdır.
KALIPLAR YIKILIYOR
Siyasal İslamın inişe geçişinin çeşitli sosyolojik ve ekonomik nedenleri var; ancak muhalefetin de yavaş yavaş kendisine çekidüzen verip kimlik siyasetinin katı sınırlarını zorlama azmi de bunda rol oynamaktadır.
Bundan 5 yıl sonra Türkiye siyasetinde Sünni-Alevi, dindar-laik, Türk-Kürt fay hatları, bugün olduğu kadar belirleyici olmayacak; muhalefet daha çoğulcu bir yapıya dönüşecektir. Bu, Erdoğan muhalifleri için avantaj, AKP için dezavantajdır.
ŞEHİRLİ MUHAFAZAKÂRLAR
Bu seçimin en büyük bilinmezi, iktidar partisinden uzaklaşan yüzde 5’lik ‘şehirli muhafazakâr’ kesimin ne yapacağıdır. Bu seçmenin yeni adres aradığını, değişim istediğini, ancak CHP’ye ‘eli varmadığını’ biliyoruz.
Peki bu orta sınıf muhafazakâr seçmen, nereye gidecek? Muharrem İnce, CHP tabanının ötesine uzanıp muhafazakâr oylardan birkaç puan tırtıklayabilecek mi? Saadet bu anlamda yüzde 5’lik bir çıkış yapabilecek mi? Seçimin en büyük bilinmezi budur.
KÜRT SEÇMENİ TAVLAMA
Sonucu belirleyecek bir diğer unsur da Kürt seçmenin ne yapacağı. AKP, son dönem Türk milliyetçisi üslubu ve MHP’yle ittifakı sayesinde kendisine oy veren Kürt seçmeni küstürdü.
Tahminim, bundan sonraki aşamada stratejisi, baskı ve hukuki engellemelerle HDP’yi baraj altında bırakmak ve HDP dışındaki Kürt seçmeni ise sempatik mesajlarla kazanmaya çalışmaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın günde birkaç kez anlık olarak ‘etkisiz hale getirilen terörist’ sayısını vermeyişi, artık ‘Afrin’den sonra Münbiç, sonra Kobani’ye gideceğiz’ demeyişi, hatta Kanal D’de bir programı telefonla arayarak ‘Çocuklar ölmesin’ dediği için cezaevine atılan Ayşe Öğretmen’in cuma günü apar topar salıverilmesinin nedeni de hep bu. AKP, kaybettiği Kürt oylarının peşine düşmüş durumda.
İKİNCİ TURDA MUHARREM İNCE’YE
Geçmişte AKP’ye oy veren Kürt seçmenin bu mesajlara tav olup yeniden iktidar partisine dönüp dönmeyeceğini bilmiyoruz. Ancak HDP’li seçmenin, AKP’ye yönelmeyeceği ortada. İlk turda güçlü bir biçimde Selahattin Demirtaş’a ve barajı aştırmak için kendi partisine oy verecektir. İnatla.
Tahminim, ikinci turda da Muharrem İnce’ye yönelme olasılığının yüksek olduğu yolunda. İnce, dün değil, geçen hafta değil, iki yıldır HDP’nin dışlanması ve dokunulmazlıkların kaldırılmasına yüksek sesle itiraz etmiş bir siyasetçi.
İnce, TBMM’de dokunulmazlıkların kaldırıldığı gün, Hayır oyu vermiş, Meclis bahçesinde Selahattin Demirtaş’ın yanına giderek partisinin tavrını protesto edercesine HDP’lilerle birlikte oturmayı seçmiştir. Doğrusu bu, kolay unutulacak bir fotoğraf karesi değil.