Ahmet Bayer ve iki oğlunun ömürboyu hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın duruşması öncesi, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi 100 kişi, adliye önünde açıklama yapıp, sanıklara en ağır cezanın verilmesini istedi.
ODTÜ Aslı Baş'ın ölümüne intihar değil dedi!
Manken Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 tarihinde saat 02.30 sıralarında, vurgun yediği için tekerlekli sandalyeye mahkum yaşayan turizmci Ahmet Bayer'in Yalıkavak Beldesi'ndeki Clup Flipper Tatil Köyü içindeki villasının, 6.5 metre yüksekliğindeki terasından düşerek yaşamını yitirdi. Olayla ilgili soruşturmanın ardından Muğla Cumhuriyet Savcılığı, Ahmet Bayer (62) ve oğulları Hakan Bayer (32) ile Volkan Bayer (30) hakkında TCK'nın 82/1. maddesi kapsamında, 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömürboyu hapis, yanlarında çalışan Murat Umirov (41) için de TCK'nın 281'inci maddesinde yer alan 'delilleri karartmak ve ortadan kaldırmak' suçundan 7.5 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı.
Rapor savaşlarının yaşandığı davada 22'inci duruşma bugün Muğla 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Aslı Baş'ın son akşam yemeği! Bu pozlar delil oldu!
Duruşmaya, sanıkların yanı sıra Aslı Baş'ın babası Mehmet Yavuz Baş, annesi Müyesser Baş ile avukatları katıldı. Müyesser Baş'ın duruşmaya üzerinde kızının fotoğrafı bulunan bir tişörtle gelmesi dikkati çekti.
'GERÇEKLERİN ÜSTÜ ÖRTÜLMEYE ÇALIŞILDI' İDDİASI
Duruşma öncesi çeşitli sivil toplum kuruluşlarının İzmir'de oluşturduğu Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi yaklaşık 100 kişi adliyeye gelip, 'Kadın cinayetlerinde indirimler uygulanmasın' yazılı pankart açtı, 'Adalet bizim susmayacağız', 'Kadın cinayetlerini durduracağız', 'Aslı için adalet istiyoruz' sloganları attı. Platform adına basın açıklamasını okuyan Nilüfer Alakaş şunları söyledi:
"Yıllardır devam eden Aslı Baş davasında birçok kez raporlarla olayın bir cinayet olduğu ortaya konulmuş olsa da, Türkiye'nin sayılı zenginlerinden biri olan Ahmet Bayer ve ailesinin yargılandığı davada gerçeklerin üstü örtülmeye çalışıldı. Biz, Aslı Baş için adalet sağlanana dek bu davanın takipçisi olduğumuzu ifade etmek üzere buradayız. 2015 yılında kadın cinayetlerinde 303 kadın kardeşimiz öldürüldü. Kadın cinayetlerinin önünü açan, katillere verilen ceza indirimleridir. Savaş ortamı, artan şiddettir. Diyanetin, kadın ve çocuk istismarına onay veren fetvalarıdır. Diyanet'in son dönem verdiği fetvalar, açıkça IŞİD zihniyetini savunmaktadır. Diyanet derhal susmalı ve ona arkan çıkan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu tavrından vazgeçmelidir."
'İLK SAVCI 17 AY DAVA AÇAMADI'
Aslı Baş'ın babası Mehmet Yavuz Baş ise, "6 yıldır bu davanın peşindeyiz. Kızımızın öldürülmesinin nedenlerini arıyoruz. Deliller karartılmaya çalışılıyor. 4.5 yıl sonra jandarmanın sümen altı ettiği tapeler ortaya çıktı. Aslı'nın ölümünden sonra olaya bakan ilk savcı, 17 ay savsaklayarak dava açmadı" iddiasında bulundu.
Platform üyeleri açıklamanın ardından olaysız dağılırken, duruşma halen sürüyor.
dha