İşte Birgül Özgüvenç'in o yazısı...
Toplum mühendisliği nedir? Kitlelerin algıları yönetilebilir mi? Yöneticiler ve etkin gruplar algıları değiştirebilir mi? Toplumu oluşturan bireyler bu değişimi fark edebilirler mi? Atatürk Havaalanında patlayan bombalardan sonra göstermiş olduğumuz tepkiler uygulanan toplum mühendisliğinin sonuçları aslında. Peki toplum mühendisliği nedir?
Toplumun, sosyal yapısında değişiklik yapmak, tepkilerini, nefretlerini, isteklerini, sevgilerini, tutkularını, duygularını yönlendirebilmek, kontrol altında tutabilmek için yapılan programlı zihin mimarlığıdır. Kısacası toplumsal psikolojik zihin yapılandırmasıdır. Mühendisler yol yaparlar, binalar dikerler, makinalar üretirler. Yaptıklarının ana maddesi doğadan gelir ama ortaya koydukları eserler yapaydır. Toplum mühendisinin malzemesi de insandır. İnsanı şekillendirir, yapaylaştırır, kendine yabancılaştırır. Bunu gerçekleştirmek için günümüzün uyuştucuları televizyonu ve sosyal medyayı etkin şekilde kullanırlar.
Bazılarımız farkında olarak, bazılarımız farkındalıksız buna maruz kalırız. En çok kullandıkları yöntem ise sistematik duyarsızlaştırmadır. Psikolojide korkuların (fobilerin) tedavisinde kullanılan bu yöntemde amaç, korkulan ya da endişe duyulan nesne ile kişiyi kademeli olarak karşı karşıya getirmek ve korkulan nesneyi sıradanlaştırarak kişiyi duyarsızlaştırmaktır.
Yönetenler de halkı duyarsızlaştırmak amacı ile bu yöntemi etkin şekilde kullanmaktadırlar. İnsanları kan, acı ve nefretle sürekli kademeli olarak karşı karşıya getirdiğinizde, beyin artık acıyı hissetmemek için direnç gösterir ve olay ne kadar dehşet verici olsa da görmezden gelmeye ve alışmaya başlar. Ölüm sıradanlaşır, insan duygusuzlaşır.
Havaalanında yaşanan olaydan bahsederken yine patlama olmuş. Çok kişi ölmese bari diyerek hayıflanıyorsanız artık siz de ölümü yadsımış birisiniz ve düzenin bir parçasısınız. Artık bizleri olayların varlığı değil, ölümlerin sayısı ilgilendiriyor. Kişiler kendileri ölümle burun buruna gelmedikleri sürece patlayan sadece bir bomba oluyor. Gittikçe robotlaşıyoruz, davranışlarımız otomatikleşiyor, beynimiz programlanıyor ve duygularımız yok oluyor.
BİRGÜL ÖZGÜVENÇ'İN ÇARPICI YAZISININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN