Her şey 2019 yılının başlarında Atatürk’ün imzalı bir portresinin İstanbul’da düzenlenen bir efemera müzayedesinde 110 bin lira gibi bir bedelle satılmasıyla başlıyor.
Fotoğraf, Mustafa Kemal Atatürk tarafından yakın arkadaşı, dönemin ünlü asker ve siyaset adamı Ali Fethi Okyar’a imzalanmış. İthaflı ve gayet iyi durumda.
Bu çok özel fotoğrafı maddi problemleri yaşadığı için satmak zorunda kalan kişi, Fethi Okyar’la aynı adı taşıyan torunu Fethi Okyar.
Garip hırsızlık olayları bu fotoğrafın satılmasından sonra başlıyor.
Açık arttırmadan üç ay sonra Fethi Okyar’ın Büyükada’daki evine hırsız giriyor ve satılan imzalı fotoğrafın başka bir versiyonu ve evin içinde bulunan halı, kilim, resim gibi değerli eşya çalınıyor.
Olay polise bildiriliyor ancak herhangi bir sonuç alınamıyor, yani eve giren hırsızların kim olduğu ortaya çıkarılamıyor.
Aradan tam bir yıl geçtikten sonra, eylül başında Fethi Okyar’ın köşküne ikinci kez hırsız giriyor.
Kısa süreliğine İstanbul dışına tatile giden torun Fethi Okyar dönüşünde Büyükada’daki köşke gidince olayı fark ediyor.
Hırsızlar ne istediklerinden emin şekilde davranmışlar diyor Okyar.
Dedesinin kurduğu Serbest Fırka’nın yazışmalarının bulunduğu dosyalar salonun ortasına indirilip bir araştırmacı gibi incelenmiş, özellikle Atatürk’ün imzası olan belgeler ve yine imzalı fotoğraflar ve bir gravür çalınmış. Başka da bir şeye dokunulmamış.
Sizce de tam bir Lawrence Block polisiyesi gibi değil mi?
Atatürk imzalı fotoğraf ve belge toplayan sofistike bir hırsızla karşı karşıyayız.
Hırsız kendisi koleksiyoner değilse, bakalım çalınan belgeler hangi müzayedede karşımıza çıkacak.
ihsan Yılmaz-Hürriyet