Aydınlık gazetesi, yazarı Rıza Zelyut’u “Türk kışı” başlıklı dünkü yazısı nedeniyle kovduğunu açıkladı.
Bir açıklama yapan Aydınlık, Zelyut’un yazısında, “Fetullah’ın Erzurum’daki torunları kime oy verdiler? Kendilerini Fetullah Gülen’in torunları olarak gösterenler o seçimde de bu seçimde de AKP’ye oy verdiler. (...) Peki 1919’larda Pontus Rum Devleti kurulmak istenen bölge halkı kime oy verdi? Cevabını Rize ve Trabzon oylarına bakarak siz verebilirsiniz. (...) AKP, işte FETÖ’cü, İskilipli Atifçı ve Pontusçu geçmişi yüksek olan yerlerden yüksek oy alıyor” ifadelerini kullandığı gerekçesiyle yollarını ayırdığını duyurdu.
“ASIL SORUN İSE TÜRK SİYASETİNE BAKIŞIMIZDA OLUŞTU”
Rıza Zelyut konuyla ilgili Odatv’ye yazılı bir açıklama yaptı. Zelyut, “Kovulmamın sebebini bir de ben anlatayım” başlıklı açıklamasında şunları kaydetti:
“Aydınlık Gazetesi’nden kovuldum.
Bu kovulmamın nedeni olarak Cuma günkü ‘Türk Kışı Olur’ başlıklı yazım gösterilse bile asıl neden daha derin…
Aydınlık Gazetesi’nde Mart 2015’te dönemin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Sabuncu’nun daveti üzerine yazmaya başlamıştım.
AKP’nin planıyla Fethullahçıların saldırısına uğrayan Aydınlık’a destek olmayı bir yurtseverlik görevi biliyordum. Daha öncesinde de Ulusal Kanal’da programlar yaparak katkı vermiştim.
Aydınlık’ta, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı ilişkimiz oldu. Gel gör ki son iki yıl içinde gazetenin sahibi Doğu Perinçek ile aramızda fikir ayrılıkları oluştu. Onun, Türk düşmanı katliamcı padişah Yavuz Sultan Selim’i yüceltmesi, Hz. Ali ile zalim Muaviye çatışmasında Muaviye’nin haklı olduğunu yazması eleştirilerime yol açmıştı.
Asıl sorun ise Türk siyasetine bakışımızda oluştu.”
“ONLARIN ‘VATAN SAVAŞI’ YAPACAKLARINA ASLA İNANMADIM”
Zelyut açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Sayın Perinçek, kendine göre haklı bulduğu gerekçelerle AKP iktidarının iç ve dış politikalarına destek vermeye başladı. Gazeteyi de bu yönde kullandı. Buna direnenleri, benim olayımdaki gibi attırdı.
Bense AKP’nin tarikatlara dayanan, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş değerlerine karşı savaşan bir parti olduğunu bilerek yazdım. Onların ‘Vatan Savaşı’ yapacaklarına asla inanmadım.
Ayrışmamız, 31 Mart seçimleri yaklaşırken daha da derinleşti. Ben, AKP’nin dile getirdiği ‘Beka Sorunu’ gibi bir derdinin olmadığını, amacının seçmeni kandırmak olduğunu yazdım. Buna hem Vatan Partisi’nin genel sekreteri hem de Sayın Perinçek kızgın cevaplar verdiler. Beni HDP ile aynı safa düşmekle suçladılar.
İpleri kopartan asıl olay ise, sosyal medyadan verdiğim mesajlar oldu.
Bu seçimlere girilirken açık açık CHP’ye oy vereceğimi yazdım. İşte o mesajım:
‘Cümle âlem bilsin ki: Eğer bu seçimi de AKP kazanırsa Türkiye gerçek BEKA sorunu ile karşılaşacak. Bu yıkıma, tehdide, şantaja direnmek milli bir görevdir. Demokrasiyi savunmak için (eleştirilerimi saklı tutarak) oyumu CHP'ye vereceğim. Haydi arkadaşlar, fire vermeden sandığa!’
‘İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ve CHP’li belediye başkan adaylarına oy verin’ diyen yazılarımı buna eklediğinizde, tablo netleşmektedir. Üstelik, şu günlerde CHP’lileri uyarıyor ve ‘AKP’nin oyları çalma olasılığına karşı sandığa sahip çıkın!’ diyordum.
Bu tavrımla ben, Aydınlık yönetimi için yük haline gelmiştim. Ama oranın tek yöneticisi de CHP’yi PKK ile ve yine İyi Parti’yi de FETÖ ile eşleştirerek benim için yük haline gelmişti.
Ayrılık iki taraf için de hayırlı olmuştur.”
“AYDINLIK’A BİR SALDIRI OLURSA ORADA İLK BULUNANLARDAN BİRİSİ BEN OLACAĞIM”
Zelyut açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Bilinsin ki 2008’in Nevruz sabahında AKP’nin operasyonu ile basılan Aydınlık önünde, hem de herkes saklanırken, çıkıp ‘Doğu Perinçek suçlu ise ben de suçluyum; beni de tutuklayın!’ dediğim gibi bundan sonra Aydınlık’a bir saldırı olursa orada ilk bulunanlardan birisi ben olacağım.
Beni, neredeyse vatan haini gibi gösteren o açıklamaya gelince… Rıza Zelyut’un kim olduğunu herkes iyi biliyor; yazılarım; yayımlanmış 21 kitabım da ortada. Bunlar en büyük tanıklarım… Bundan sonra da dış güçlerin yardımıyla Erdoğan’ın inşa etmeye çalıştığı tarikat devletine, (Belgeleri yakında kitap olacak…) hep karşı duracağım; Mustafa Armağan gibi Atatürk düşmanları ile de asla diyalog görüntüleri vermeyeceğim. Büyük Atatürk’ün yolunda Kemalî ve Celalî bir yazarak olarak öleceğim…”
GAZETEDEN AÇIKLAMA
Aydınlık ise konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Aydınlık gazetesi Ak Parti’ye oy veren halkımızı terör örgütleriyle ilişkili ve düşman cephede gösteren bu ifadeleri kesinlikle kabul etmemektedir. Türk milleti bir bütün olarak ABD destekli terör örgütleriyle mücadele etmektedir.
Yazının başlığında belirtilen “Türk kışı olur” çağrısı da ABD’nin uzun süredir fırsatını kolladığı Sorosçu kitle hareketlerini işaret etmesi sebebiyle de Aydınlık’ın yayın çizgisine ve hassasiyetlerine uymamaktadır.
Aydınlık, Michael Rubin başta olmak üzere Pentagon’un psikolojik savaş elemanlarının bu yöndeki tehditlerini uzun süredir kamuoyunun dikkatine sunuyor. Aydınlık sütunları Rubin’le aynı anda aynı söylemlerin dillendirileceği yer olamaz.
Değerli yazarımızla yaşadığımız bu temel fikir ayrılıkları sebebiyle yollarımızı ayırdığımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.
Sayın Zelyut’a katkıları için teşekkür ederiz."
REYHAN'DAN AÇIKLAMA
Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan ise sosyal medyada şunları kaydetti:
"Rıza Zelyut, Trabzon, Rize ve Giresun halkını Pontusçu, Erzurum halkını ise Fethullah'ın torunu ilan etti. Karadenizliler, Atatürk'ün en güvendikleri, Dadaşlar ise Erzurum'da Millî Mücadele ateşini yakanlardır. Zelyut, Tayyip Erdoğan düşmanlığından halk düşmanlığına sürüklendi.
Bilir mi Erzurum, Trabzon ve Rize'nin bu vatan için ne kadar şehit verdiğini? Afyon'da, Milli Mücadele'de hayatını kaybeden Giresunlular için özel bir şehitlik olduğundan haberi var mı? İzmirimizi kurtarmaya Rizeli, Erzurumlu, Trabzonlu koştu! Milleti bölmeyin Sayın Zelyut!
Zelyut'un "Pontusçu" ilan ettiği Rizelilerin Millî Mücadele İstanbul'unda takalarıyla Anadolu'ya silah ve insan taşıdıklarından haberi de yoktur. Onun ezberleri var. Rizelilere Pontusçu demekle İzmir'e gavur demek, aynı sağlıksız kafanın ürünü."