Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet Hoca' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'la Silivri'de aynı koğuşta kaldığı sırada yaşadıklarını anlattı.
Ünlü, “Trabzon’da bir vaaz yapmışım şike ile ilgili, o vaaz çok konuşuldu. İçeri girdiğimde Aziz Yıldırım holdeydi. İçeri giremiyor bizim koğuşa. Oradan bağırdı, ‘Şike der misin hoca, ya gelirsin böyle işte’ dedi. Yahu dedim ne bileyim ben şike mike. Meğer bunların arasında bir şeymiş. Ben de Trabzon’da bunu söylüyorum. Oradan takmış bana, zaten bana sinirli yaklaştı baştan.” dedi.
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Hadi Özışık’ın YouTube kanalında konuşan Ünlü'nün sözlerine bugünkü köşesinde yer verdi.
Hadi Özışık’ın YouTube kanalında konuşan Cübbeli Ahmet Hoca, Hadis Özışık ve Süleyman Özışık'ın sorularına şu yanıtları verdi:
Süleyman Özışık: Fenerbahçe için dua ediyor musunuz?
“Yok ya, dua ettim ama Fenerbahçe için değil, kendim için. Başkan sinirlenince ortalık şey oluyor, alevleniyor. Kim kazanırsa kazanmış bana ne, mühim olan başkan rahatlasın. Orada biz duayı kendimize yapıyoruz.”
Hadi Özışık: Niye, başkan maçı izlerken sinirleniyor mu?
“Sinirleniyor, çok sinirleniyor. Ben izlemiyorum, onlar orada izliyor. Başkan Aziz Yıldırım çok geriliyor. Fenerbahçe kaybederse de çok üzülüyor falan.”
Aziz Bey duaya inanıyor muydu?
“Hoca dua et diyor maçtan önce. Duaya da inanıyor. Duaya inandığı için ben de bir kere tamam dedim ama geçiştirdim galiba, maçı kaybettiler. Kaybedince ‘Ya Hoca senin duan tutmuyor’ dedi. Ben de dedim ki ‘Başkanım, duanın tutacağına garantim yok’.
Ama öbüründe baktım, derbi miydi bir maç var. Başkan çok sinirli. Dedi ki yani ‘Bu maçı kaybedersek sana hiç inanmayacağım. Baktım çok sinirli, ben de dua ettim. ‘Ya dedim, Allahım onu da rahatlat bizi de rahatlat’ dedim ve namaza durdum.”
“Yahu kardeşim iki secdede iki gol oldu. Ama ben secdede gol için dua etmiyorum. Ya diyorum, ‘Adamın muradını ver. Çünkü o rahatlarsa biz de orada mahkûmlar da rahatlarız’. Ne de olsa biz de tutukluyuz, esaret durumumuz var. Sinirleniyor adamın sinirli hali iyi bir şey değil ki. Muhabbete müsait olmuyor. Yani muhabbet edemiyoruz. Maçtan önce kendimizi teselli ediyoruz, kaybederse çok sinirlenecek. Orada kazandı mesela.”
Süleyman Özışık: Yani iki secdede iki gol.
“Denk geldi diyebiliriz. Ama onların sesleri geliyor ben namazdayken. Ses gelince Elhamdülillah dedim. Çünkü neden, başka takım olsa Aziz Yıldırım’ın olduğu yerde ses çıkamaz. Yapamayacağı için goolll sesi duyunca mutlaka Fenerbahçe kazandı dedim. Yorum yapıyorum, belli Fenerbahçe kazandı.”
Hadi Özışık: Goller atıldıktan sonra Aziz Başkan gelip size bir şey dedi mi?
“Tabii canım teşekkür ediyor. ‘Tamam bak bu sefer duayı tutturdun’ diyor. Tabii ben geçen sefer de tutturdum diyorum ama içim çok şey etmedi yani. ‘Geçen sefer sen çok dertlendin, çok üzüldün, istiyorum ki sen sevinesin başkan’ dedim. Kötü ortamdayız diyorum, ferahlık olsun sana, yoksa bana ne dedim.”
Hadi Özışık: Hocam cezaevine girdiğiniz ilk gün kiminle karşılaştınız?
“Trabzon’da bir vaaz yapmışım şike ile ilgili, o vaaz çok konuşuldu. İçeri girdiğimde Aziz Yıldırım holdeydi. İçeri giremiyor bizim koğuşa. Oradan bağırdı, ‘Şike der misin hoca, ya gelirsin böyle işte’ dedi. Yahu dedim ne bileyim ben şike mike. Meğer bunların arasında bir şeymiş. Ben de Trabzon’da bunu söylüyorum. Oradan takmış bana, zaten bana sinirli yaklaştı baştan.”
Hadi Özışık: Sonra nasıl yumuşattınız arayı?
“Önce işte böyle sert girdi işe, sonra doktorda karşılaştık, yolda karşılaştık. Bazen volta atarken karşılaştık. Öyle öyle ortamı yumuşattık. O bir ara Silivri’ye gitti, mahkemelerine. Yahu bir moralimiz bozuldu, bir moralimiz bozuldu. Alışmışız ya. Karşı odadan baksan, ışığını görsen bir fayda. Işığı yanıyor orada çalışıyor, o dosyalar mahkemeye hazırlanıyor. Bir hafta göremedik yahu bir üzüldük, bir üzüldük Aziz Yıldırım yok diye. O çıktı seviniyorsun ama arkadan tamamen şey oluyorsun. Yalnızlık hissediyorsun.”