Abone Ol

Azra Akın, Kıvanç'ı cinsel konuda lekeledi!

İzzet Çapa magazin dünyasının tartştığı konuları Erkan Özerman ile konuştu. Erkan Özerman, Kıvanç Tatlıtuğ ile aralarındaki sorunları anlattı.

Azra Akın, Kıvanç'ı cinsel konuda lekeledi!


Yıl 1949… Bir eylül günü…O güne kadar el bebek gül bebek yetiştirilmiş, dadılarla büyütülmüş olan 11 yaşındaki küçük Erkan,orta okula başlıyor. Saint Beniot’ya gitmek için ilk kez tek başına evden çıkıyor ve Karaköy’de bir sokağa dalıyor… O sokak, malum sokak. Ve ona seslenen çıplak Maria’nın durduğu kapının üzerinde Genelev yazıyor…
Ve akşam… Aynen bir İtalyan Aristokrat ailesini gibi paşababalar, paşa dedeler hep birlikte yemeğe oturulmuş. Soruyorlar tabii Erkan’a ilk günün intibaını; Ağzından tek bir soru çıkıyor: “Genel ev ne demek?”… Allahtan kısa bir süre sonra Galatasaray Lisesine geçiş yapıyor da 15 gün içinde hayatın bütün gerçeklerini orada öğreniyor…

Erkan Özerman müthiş bir adam.. Sadrazam Pepe Mehmet Paşa’nın torunu oluyor kendileri. Paşa Kıbrıs’ta, vali iken Lefkoşa’ya bir cami, yanında da bir çarşı yaptırıyor; “Bunlar ahvadıma miras olsun” diyor… Ve bu cami, ailenin en büyük torunu Erkan Özerman’a miras kalıyor. Şimdi onun Kıbrıs Rum kesiminde bir camisi var…
Yaşadıklarını  kağıda döksek gazete sayfaları yetmez… İyisi mi, biz geçelim söyleşimize…

İNGİLTERE KRALIYLA EVLENSEYDİ KRALİÇE OLURDU

Elinizde sihirli bir değnek varmışçasına kime dokunsanız ünlü oluyor. Christine diye bir Fransız kızı Haydar Paşa’nın gelini oldu, Konyalı Şerife, Lady Berichi ve daha niceleri… Olayları allayıp pullayıp süsleyen bir yazar mısınız, yoksa özel bir insan mısınız?
Ne yazarım ne de özel bir insan. Sadece ön yargılı değilim ve olaylara en doğru yerinden bakmaya çalışıyorum.


Peki Güngör Bayrak nasıl Lady oldu?
Sir ile evlenince Lady oldu… şayet İngiltere Kralıyla evlenseydi kraliçe olurdu,
Bİldiğim kadarıyla Güngör Bayrak ın Sir Berichi ile tanışmasına siz sebep olmuşsunuz?
O sene Oscar de France’i kazanmıştım. Paris’te, Olympia’da ödül töreni vardı. Ben de Türkiye’den o zamanki sanatçım Güngör Bayrak’la gittim. Çok büyük bir olay olmuştu. Sir Houari Berichi ile Güngör orada tanıştılar, sonrasında ise evlendiler ve Güngör Bayrak lady ünvanını almış oldu

KIVANÇ KONTRATA SADIK KALMAYIP BENİ MÜŞKÜL DURUMDA  BIRAKTI.
Biraz daha güncele gelelim. Kıvanç Tatlıtuğ ile sorunlarınız hala bitmedi galiba?
Evet devam eden bir mahkememiz var.3 mahkeme benim lehimde sonuçlandı sonuncusu da pek yakında biter.Pek tabi bu olaylar hoş olmayan benim üzüldüğüm olaylar çünkü ne taraftan bakarsan bak o da sonuçta bir best model.


Ancak son dizisi tutmadı artık reyting pastasından yüzde 10 lıuk dilimi bile alamıyor. Aylardır öylesine yanlış haberler ve röportajlar arka arkaya tesbih gibi dizildi ki neticede diziyi kurtaracaklarını sandılar. Bu anlamsız promosyon şiddetle onu yıprattı. Ve ne yazık ki yıpratmaya da devam ediyor.çok yanlış bir tutum içindeler.


Üzülüyor musunuz Kıvanç için?
Şöhretini kaybderse Tabii üzülürüm.ününün tehlikeye girmesini ya da yıpranmasını tabi ki istemem. Anası babası dahi benim verdiğim emeği ona vermemişti. Bugün sırtımdan milyonlar kazananlar bir anda unutur giderler.


Ama Kıvanç sizin için “Beni köle gibi kullandı” demiş.
Ne yapmamı bekliyordu ki? Monte Carlo’da Ajda’ya sordular “Erkan Özerman gibi bir menejerle çalışmaktan mutlusunuz?” diye, kadın “Köle İsaura olmayı kabul edersen mutlu olursun” dedi.yani cok disiplinli ve ağır bir çalışma sistemiyle çalışırım ben artistimle. Bunlar işin kuralı. Ama köle gibi kullanıp, sırtından para kazandım mı ki bu sözü söylüyorlar?  Ben bugun hakkımı helal etmiyorum desem cenazeleri dahi kalkamaz. Bir bana geldikleri güne bakın bir de gittikleri güne bakın ve arada ki farkI görün.Kendi kendine mi oluyor bütün bunlar? Elimde sihirli bir değnek mi var da değneği bir taraflarına dokundurunca bunların hepsi oluveriyor. Güldürmeyin beni,yoksa beni sihirbaz mı sanıyorlar ?


Nasıl yani? Yoksa herşey dedenizden mi miras kaldı? Mankenlerden para kazanmadınız mı? Sebil mi bu?
Hiç bir mankenin kazandığından bir kuruş komisyon almadım.çünkü böyle bir kontrat yapmıyorum. Ayrıca yeri gelmişken söyleyeyim 24 best model yarışmasının birçoğuna seyirciler bilet alarak gelmişlerdir.Şayet bir yarışmama para ile gelmişlerse o toplanan para da(Kalp vakfı , Böbrek vakfı,Toçev)gibi bir eğitim ve sağlık vakfına hayır içindir.


Peki Kıvanç ile neden mahkemeliksiniz?
Ona kefil oldum,Kontratına uymadı Türkiye ye döndü ve beni ortada bıraktı. Dava bu yüzden açıldı. Ayrıca süren bir dava için de konuşmam pek doğru olmaz .Mahkeme bittikten sonra o zaman bir çok şeyi anlatırım .Avukatların sürdürdükleri olaya karışmayı da ummuyorum.Benim bir kan davam da yok birbirinden büyük organizasyonlar yaptım . Hala neden bana durup durup Kıvancı soruyorsunuz. Bana soracağınıza neden gidip ona sormuyorsunuz

Çok mu kızgınsınız Kıvanç’a?Elinize fırsat geçse onu yıkar mısınız ?
Hayır tabiki.. İnsan yarattığı bir değerin yok olmasını ister mi? Gerçi ben yaratma kelimesini pek sevmem. Yaratmak tanrı ya mahsus. Insan ortaya çıkardığı  ve yetiştirdiği bir çiçeğin bir ağacın bile yok olmasını istemez.

CATHERİNE DENEVUE’Ü TANIMADI
Peki Kıvanç uyum sağlayabilmiş miydi Paris ortamına?
Hamburger ve Coca Cola ile mutlu olan insan benim götürdüğüm yerlerde mutlu olmuyor. Çünkü  La Coste, Bouvillier,Maxim, Fouquet gibi restoranlarda yemek yiyoruz,Dolayısıyla onu da götürüyordum. Pariste ki en görkemli restoranlar ve en muhteşem mutfaklar..hiç birinden zevk almayan bir genç adama ne yapabilirsin ki ?? Bunlar adam başına 500-600 lira hesap ödenen yerler…
E siz de hamburger yeseydiniz onunla, ne olurdu yani…

Ben her şeyi yerim de, Kıvanç’ın böyle topluluklar içinde bulunması gerekiyordu. Sen  havyar ve şampanya verdiğin zaman “Yaa bana zeytin ezmesi getirmişler ama bu bozulmuş, kokuyor” diyen insanla nereye varırsın o alemde? Adama havyar getiriyorlar, böyle diyor, gerisini siz düşünün…
Bir de Kıvanç Tatlıtuğ’un Catherine Denevue’le karşılaşma hikayesi varmış…
Dalida’nın kardeşi Orlando ile yemekteyiz. Bir ara Orlando, Kıvanç’a “Bak yanımızdaki masaya kim geldi?” dedi. Baktık  Catherine Denevue… Bizim ki döndü, “tanımıyorum kim o?” demez mi? Herkes gülüştü tabii, dalga geçiyorlar.

Sonra kızdınız mı Kıvanç’a?
Yalnız kalınca “Evladım madem tanımıyorsan bari belli etme” dedim “Nereden tanıyayım baba, anam yaşında karı, ne iş yapıyor” dedi…  Bu arada Jean Louis Scherrer”n defilesi vardı..

KIVANÇ’I DEĞİL, TOLGA’YI İSTEDİLER
Sözünü kesiyorum ama Scherrer, Best Model yarışmasına da gelmemiş miydi?
Gelmişti tabii… Kıvanç’ın birinci olduğu yarışmaya… Ama Fransa’ya defileye götürmek için Tolgahan Sayışman’ı istedi… O da ikinci olmuştu.


Neden Kıvanç’ı değil de Tolgahan Sayışman’ı istedi Scherrer?
“Onun tipinde bizde çok manken var” dedi. “Benim prestijimle oynuyorsun” dedim… Zorla ikna ettim, Arjantinli bir çocuğun hakkını yiyip, onun yerine Kıvanç’ı da aldık kadroya.

Ama Tolgahan Sayışman da çıktı Paris’teki defileye değil mi?
Evet, hem de çok başarılıydı. Yine Orlando ve arkadaşları ile birlikte başka bir gece yemeğe gittik. Bu defa Tolga var yanımızda. Kıvanç gibi onunla da dalga geçmek istediler. Orlando “Sizin sefaretin yanında bir yazar’ın evi var.” dedi. “Biliyorum Honore de Balzac” dedi Tolga, hiç duraklamadan. Çok sevdiler sonra Tolga’yı. Unutma ;  kültür okuldan alınır, görgü evden.

AZRA UĞURSUZ
Kıvanç Paris’teyken Azra Akın da yanında mıydı?
Tabii. Zaten çocuğun başındaki en büyük bela da oydu. Çocuğu cinsel konuda bile lekeledi…

‘Cinsel konuda lekeledi’ derken… O nasıl oldu?

Bunu konuşmam. Mahkemem devam ediyor. Ama Hollanda varochieri bu kızın, Kıvanç’a  Paris’te verdiği zarardan her kez illallah dedi. Azra her gün yarım saat ağlayan bir kadın; “Buraya gel, beni kiminle aldatıyorsun” diye…


Azra kıskanç mı?
Öff Hem de nasıl. Azra yüzünden Adamlar Kıvanç işe gelmiyor diye mahkemeye bile şikayet dilekçesi verdi. 3-4 kere ayrılıp tekrar barışmak Ne demektir zaten?  Zaten kızın adı çıkmış uğursuza, hangi diziye girse batıyor o dizi…


Anladığım kadarıyla sen Kıvanç’tan çok Azra’ya kızgınsın…
Kendisiyle çalışmadığım için bana kinlendi. En az on şahit var “Beni de al,beni de al” dediğine.Başkasi ile kontratı olan biriyle nasıl çalışayım ? en azından ajansı kıvanç için kontrat konusuda bana telefon açıp sormalıydı. Benim insanları affederim düşüncesine kapılıp her tür yanlışı çekinmeden yapıyorlar.Bir de akıllarınca güzel bir cümle sçylüyorlar. “Onda peygamber sabrı var” diye


ANLATIRSAM AZRA’NIN TACININ DEĞERİ ÇOK ÇOK ÇOK DÜŞER
Neden onunla çalışmadınız peki?  Dünya Güzeli bir kadın sonuçta…
Fazla konuşturma beni İzzet, nasıl Dünya Güzeli seçildiğini ben biliyorum. Neden ve niçinlerini de çok iyi biliyorum…Zamanı gelince onu da izah ederiz.İnsanlar susuyorlarsa korkudan ya da ilgisizlikten değil o yüzden ben yurtdışındaki hiçbir türkün hakkında konuşmamışımdır. Burada da hesaplaşırsam yüz yüze hesaplaşırım.


Olmadı ama, en heyecanlı yerinde kesiyorsunuz . Ohooo…
Anlatamam… Önce Türkiye’den bir Dünya Güzeli çıkmış, bu bizim için bir güzel bir reklamdır. Çok zaman insan bildiklerini zaman içinde gerekirse değerlendirir.


PASAPORT NEDİR BİLMİYORDU
Tamam, bu varochier faslını burada noktalayalım isterseniz… Bir de Kıvanç’la aranızda Christian Dior meselesi var…
Kıvanç “Chiristian Dior’dan alacağım 100 bin dolar var, bunu ya Fransa’daki mankenlik şirketi çaldı, ya da Erkan Özerman aldı” diyor…


Nedir işin aslı? Dior’un yüzü oldu mu Kıvanç?
Yok canım Fransız mahkemesi türk mahkemesine bunun gerçek olmadığını ispat eden onunla ilgili tüm resmi evrakları Istanbul a gönderdi ve böylece iddia ettikleri her konu çürüdü..

Peki siz o işi neden kaçırdınız?
Baştan anlatayım bari… Olivier Bertrand “Şu andaki promosyonum Dior’un parfümü, getir şu çocuğu oynatalım” dedi. Ben kıvancın ve kendi biletini aldım. Ertesi gün tam yola çıkıcağız pasaportunu ver dedim,bir de ne göreyim pasaport annesine ait, üzerinde 6-7 yaşında bir resmi var. Çocukken tedavi amaçlı avrupaya gitmek için çıkarılmış bir pasaport..Onunla seyahat edeceğini sanabilecek kadar hiç birşeyden haberi dahi olmayan bir genç adam….


Annesi de mi sizinle gelecekti? E ne güzel işte, oğlunun yanında kadın…
Izzet şaka mı yapıyorsun yoksa dalga mı geçiyorsun.Kıvanç çocukken astım olmuş, Annesi ile tedavisi için yurt dışına çıkmak için ortak pasaport çıkartılmış.Ortak pasaportta ikisinin resmi var. “Oğlum delirdin mi bu 15 yıl öncesinin pasaportu” dedim…

Şaka...
Keşke şaka olsa. Daha pasaportu bilmiyor düşünebiliyor musun. Araya bayram girdi, 10 gün sonra yeni pasaport çıkardık ama iş bu arada başkasına gitmiş tabii… İşte iddia edilen 100bin dolarlık reklam hikayesi de başlamadan bitmiş bir hikaye. Kıvanç Hürriyet gazetesine beyanat verdiği, “Ben gidecektim, yerime başkasını aldılar” diye bir mankenin fotoğrafını gösterdi ve başımızı derde soktu. Onu temizlemek de o zamamn ki asistanım Esin Akdoğan la bana düştü


KIVANÇ ‘LİSE DİPLOMAM YOK’ DEDİ
Siz baştan heveslendirip onu da anlatmazsınız şimdi. Ben fıtığa devam…
Yok canım anlatayım. Ben Kıvanç’ı Fransa’da Sorbonne’a yazdırmak istedim.

Neden ki?
Orada otursun, okusun, ikametgahı olsun istiyordum.  Türkiye’de harcanıyordu. Her an ‘para para’ diye tutturan bir aile var başında.


Bunları Kıvanç’a kızgınlığınızdan söylemiyorsunuz değil mi?
Kızgın bir adam hali var mı bende?
(Gerçekten Erkan Özerman beni bile etkileyecek sakinlikte ve Kıvanç’ın başına gelenler için, yarattığı bir değerin yok olduğuna üzülen üstad profili çiziyordu)


Yok da yani, ne bileyim…
O zaman dinle. Sorbonne’a gideceğiz “Baba sana yalan söyledim, benim lise diplomam yok” dedi… Oldum mu ben mosmor…


Çalışma izni gerekmiyor mu?
Gerekiyor tabii…  Konsolosluğa gittik, bunun kontratını gösterdik, çalışma iznini aldık, sonra da Türkiye’de askerliğini tecil ettirdik.Bütün bu olayları da Paristeki avukat Erdoğan Sezgin’in yardımıyla yaptık… mahkeme de geldi bütün bu olayları anlattı. O yüzden geçtiğimiz dava yı kazandık.


Paris’e gittiğinde diploması yoksa, sonra nasıl aldı?
Nereden bileyim ben…


Ama imalı söylüyorsunuz…
Eh, şöhret olduktan sonra adam neden diploma alır? askere gitmemek için… Şimdi diplomasını aldı, üniversiteye yazıldı, beş sene askere gitmeyecek, bu arada yine bir bedelli çıkar…


Galiba sizin ahınız tuttu, Kıvanç  bu bedelliden yararlanamadı.
Sana bir şey söyleyeyim mi, Azra’nın ahı tutmuştur. Oynadığı dizi kaldırıldı.Üçüncü kez geri geldiğinde Kıvanca yine uğurlu geldiği de iddia edilemez.Yok kardeşim, olmuyor işte.. yazık çocuğun hayatını yine allak bullak etti… Ben menejerlik yaptığım hiç bir artsitin benim tesirim altında kalıpda çıkarım için diğeri ile birlikte olmasını istemedim. yani kimsenin özel hayatına kendi çıkarım için karışmadım. Benim devreye girdiğim insanlardan müthiş evlilikler çıktı. Tabi herkez hayata aynı şekilde bakmıyor. 53 yıllık meslek hayatımda hepsine kardeşim, çocuğum gibi baktım. Onları hiç menfaat ağacı olarak görmedim. Hepsinin yolu açık olsun. 128 mankenle hiç bir alıp veremediğim yok da bir tekiyle başım bu kadar ağrımışsa o zaman düşünmek lazım..

KENAN İLE HİÇ BOZUŞMADIK
Kenan İmirzalıoğlu da sizin yarışmalardan üne kavuştu. Vefalı bir insan mıdır?
Vefadan kastın?


Vefa semtinden bahsetmiyorum herhalde…
Onu en son annemin cenazesine geldiğinde gördüm. Kenan ile Ajda’nın annemin cenazesindeki davranışları kalmıştır aklımda. Kenan namaza yetişemedi ama tabuta omuz verdi ve yaşlı gözlerle cenaze arabasına koydu. Çok severdi annemi. Pek tabi annem de onu evladı gibi sevmişti..


Şimdi de konuşuyor musunuz?
Biz Kenan ile hiç darılmadık ki…bu da nerden çıktı?  Gerçekten magazin dünyası onlarla ilgili söylemediğim cümleleri gidip soruyorlar. Mesela en son örneği “kıvanç ve kenanın ben de çıplak resimleri var” deyip “onlara aba altından sopa gösterdiğim” şeklinde yorumlayıp sorular sormuşlar. Ben de gazeteyi görünce şaşırdım ve bu saçmalık da nerden çıktı dedim..  Ayrıca hiç bir mankenle ve artistimle problemim  de yok.allahtan ne kenan ne kıvanç bu saçma sorulara cevap vermemişler. Ve medya da  istenilen polemiği yaratamamış


O zaman şöyle sorayım;  Siz kime vefalı dersiniz?
Vefa semtinde oturanlara..
Geçen sene pankreas krizi geçirdim. Yarışma ertelendi. Bu gün bu sayede ihya olmuş on tane Best Model bir araya gelip “Bu bizim görevimizdir” diye bu yarışmayı yapabilirlerdi. Yapsalardı vefalı derdim. Ama Bulgaristan’daki Sylvester lolov, Paris’teki Christophe Carrere,Türkiye’deki Uğurkan Erez, bir şey olduğu zaman, koşup, “Baba ne oldu ne yapmamız gerekiyor, bize bir emrin var mı?” diyen insanlar. Beni böylesine hoşnut eden kişi beni mutlu ediyor . çok şükür şimdilik kimseden birşey beklemiyorum.geceleri saymazsanız madem 37 yaşıma bastım hala lokomotif olarak yaşıyorum.


UĞUR DÜNDAR BENİM İLK BEST MODEL’İMDİR
Uğur Dündar’ın da sizin Best Modellerinizden biri olduğunu duydum, doğru mu bu?
Uğur Dündar benim ilk mankenimdir ama Best Model olarak değil. 60lı yıllarda Ankara’da Türkiye’nin ilk Drugstore’unu açmıştım.büyük millet meclisinin karşısında ki bir zamanlar elçilik mekanı olan eski bakanlarda sayın sümerin villasıydı bu güzel yer. Çok da güzel bir bahçesi vardı işte orada bir defile organize ettim.Bu sunuma ünlü bir kadın ve bir erkak manken ilave ettim.Lale Akad adlı inanılmaz derecede patricia kaas a benzeyen çok şeker, çok güzel sesi güzel kendi güzel bir sanatçıyı seçtim. Hiç sahneye çıkmamıştı . Türkiyenin en genç hava generalinin kızıydı.Onun defile de podyuma çıkması biro lay olmuştu.

Peki Uğur Dündar ?
Uğur benim genç bir meslektaşımdı. Ben Radio tv den ayrıldıktan sonra geriye dönüp baktığımda her zaman beğendiğim ilk yapımcı ve sunucu olmuştur.
O yıllardan beri muhabbetimiz hiç değişmedi. Ona mankenlik teklif edince hemen Kabul etti ve posyuma çıktı. Tabiri caizse reyting de bir numara olduk.


O zaman ne is yapıyordu?
Yine televizyoncuydu. TRT’de program yapıyordu….
Yani yine ünlüydü…
Tabii… O da Ajda gibi bugüne kadar ününü koruyan nadir insanlardan. O gece zaten defileye Ajda’da gelmişti Uğur’u çılgınlar gibi alkışlamıştı.

TÜRKLER ÖLÜ SEVERLER
Bunca yılda bir çok kişiyi şöhret sahibi yapan, pek çok manken yetiştiren Best Model Of The World’e son noktayı koymuşsunuz galiba?
Her şey doğar, büyür, bazıları da başarıyla son bulur. Ama şöyle güzel bir şey oldu. Best Model olarak seçtiklerimizden 128’i ünlü oldu, para kazandı, bunların içinde 18 kişi var ki fevkalade zengin olmuş ve başrollerde oynamış.


Peki neden böyle bir noktada final yapıyorsunuz o zaman?
Çünkü bu işin kıymetini bilen başka ülkeler var. Ben BEST Modeli bırakıyorum demedim.Çevremin yanlış bir yorum içinde olduğunu gördüm ve 24üncü best model of the world gecesi çok açık bir beyan da bulundum.”Yaşadığım müddetçe best model yarışmasını organize edeceğim hatta benden sonar yapılması için de bir vakıf kuracağım” dedim


Oralarda mı yapacaksınız yarışmayı?
Hayır, o ülkelerin klendileri yapacak ..ben de sadece dışarıdan onları destekleyeceğim.Şu ana kadar belçika , fransa , bulgaristan, azerbeycan, romanya teklifte bulundular…

Bu konuda bir kırgınlık görüyorum Erkan Özerman’da… Sanki burada değeri pek bilinmezmiş gibi…,
Sen de alemsin… Türkiye’de kim değerini bulmuş ki ben bulayım. Türkler daha çok ölü severler. Sıradan bir şarkıcıyı öldükten sonra idol yaparlar. Bir gazeteci öldürülürse devlet töreniyle gömerler…Kısacası pek öyle yaşarken insanları sevdiğimiz iddia edilemez…


Peki bundan sonraki Best Model hangi ülkede yapılacak?
Önce Belçika’yı kabul ettim. Romanya’ya daki teklif de ilginç geldi.Her sene birinde olacak..Bakalım önümüzdekşi aylar neyi gösterecek .


Ama Türkiye’de finito diyorsunuz…
Evet. Best Model of the World ü ülkemde yapmayı düşünmüyorum.Ancak Dünyadaki yarışmalarda ülkemizi temsil edecek best model türkiye modellerini seçmeye devam edeceğiz.