Çok güzel bir kadın Azra Akın, bunu herkes teslim ediyor zaten. Peki “Ne yer, ne içer, hayata nasıl bakar?” derseniz, cevapları tüm samimiyetiyle aşağıdaki satırlarda gizli.
Azra’dan samimi röportaj! Özel hayatıma kimse karışamaz!- FOTO GALERİ
Enerjisi, heyecanı, gözlerindeki ışıltı, o meşhur gülümsemesi, hepsi hayatında güzel bir döneme işaret ediyor. Bu Azra, birkaç sene öncesindeki kişiden çok daha coşkulu, daha çekici, kendiyle barışık görünüyor. Şu anda nasıl hissediyor? “Kendime çok yaklaştığımı hissediyorum. Bu bir yolculuk, hayatımız boyunca devam eden bir yolculuk. İnsan ruhunu besledikçe daha mutlu oluyor” diyor. Sadece başına gelen güzellikleri kastetmiyor, onun da hayatında inişler olabiliyor. Başına ne gelirse gelsin, kendine değer verdiğini anlatıyor. “Her şey bizde bitiyor” diyor.
Azra Akın fotoğrafları.. Foto Galeri için tıklayınız
Gizli gurme Azra Azra haklı, her şey bizde bitiyor veya bizde başlıyor... Mesela yemek konusunu o açtı. Bununla ilgili saatlerce ve keyifle konuşabilir. Azra Akın adındaki bu uzun boylu incecik insan, yemek muhabbetine ve de eylemine başladığında akan sular duruyor! “Galiba doğuştan böyleyim. Annem beni emzirdiği 11 ay boyunca tek bir defa dahi içtiğim sütü çıkarmamışım, ki tüm bebekler bunu yapar. Bende bir oburluk var” diyor gülerek.
Yemek yemeyi sadece doymak için gerekli bir eylem olarak görmüyor, bunu keyif aldığı ve sofrada birlikte olduğu insanlarla bir paylaşım olduğu için de seviyor. Yemek zevki de, pek çok huyu gibi uçlardaymış. Acının âlâsını, ekşiyi de tatlıyı da çok seviyor.
Büyük resme bakmak Onu herkes tanıyor. Yine de ünün kendisini kısıtlamasına izin vermiyor, doğru mu gözlemliyorum? “Büyük resme bakmayı seviyorum. Ünlü olmanın getirdiği bazı sıkıntılar olabiliyor. Hakkınızda yanlış haberler çıkabiliyor, pek çok şeyi bayağı uyduruyorlar. Ancak büyük resme baktığım ve buna insani yaklaştığım zaman tümünün etkisi yok oluyor. Kendimi herkesle eşit görüyorum. Hepimiz değerliyiz” diyor.
İki gün süren fotoğraf çekimi süresince onu hep güler yüzlü hatta kahkahalar atarken gördük. Gülümsemesi Azra Akın’ın belki de en belirgin özelliği. Peki bu ne kadar gerçek? Surat astığı da oluyordur, öyle değil mi? “Yakın çevrem tabii ki o hallerimi de görüyor. Çalışırken beni asık suratla göremezseniz çünkü yaptığım işten zevk alırım. Ancak çok da kızabilirim” diye uyarıyor fakat bunu bir kahkaha eşliğinde yapıyor.
Korkularının üzerine gidiyor Tiyatro yapması, dizilerde oynaması, dans yarışmasına katılması, şimdi aynı projede jüri üyesi olması, ki eminim cesaret gerektiren başka pek çok karar almıştır hayatında; bunları yaparken hiç çekinmiyor ya da korkmuyor mu? Duraksamadan “Korktuğum şeylerin üzerine giderim” diyor. Bir şeyden çekindiğini ya da korktuğunu hissettiği anda, onu yapmak için daha büyük bir istek duyuyormuş.
Ya sonrası, uzun vadede gelecek? “Beş sene, 10 sene sonrasını düşünmemeye karar verdim. Sadece şu anı yaşamak istiyorum. İnsan planlar yapmak zorundaymış gibi hissediyor ve istedikleri olmayınca üzülüyor” diyor.
Kıvanç Tatlıtuğ meselesini unuttuğumu sanmayın. Azra Akın’a tabii ki bu soruyu da sordum, özel hayatıyla ilgili konuşmak istemedi. Nedenini de şöyle açıkladı: “Zaten işim sayesinde göz önündeyim. Bir de özelimi insanlarla paylaşırsam, geriye hiçbir şey kalmıyor. Kendi özgürlük alanımı kısıtlamış olurum. Özel hayatımızla başkaları arasında ne kadar sınır koyarsak, o kadar özgürleşiriz.” Haksız mı? “İşimle ilgili yorumlar ve eleştiriler yapılabilir. Ancak özel hayatıma kimse karışamaz, kimse bir şey diyemez. Çünkü bu benim hayatım” deyip noktayı koyuyor.
Son zamanlarda en çok neyi düşünüyor? “Hayatın ne kadar kısa olduğunu. Her anından daha çok keyif almam lazım. Daha yapacak çok şey var...” diyor.
Röportaj: Suzan Yurdacan
Fotoğraflar: Tamer Yılmaz