Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, "DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nin üçüncü ittifakı gündeme aldığı ve simülasyon çalışmalarına başladığı kulislere yansıdı. Bu iddialar doğru mu?” sorusuna “Ben böyle bir çalışmayı duymadım. Varsa da biz öyle bir çalışmanın içinde değiliz şu anda" ifadeleriyle yanıt verdi.
Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
'BU BİR OTOBÜS BİLETİ DEĞİL, BELGE'
Burada yaptığı açıklamalarda, Ankara-İstanbul arası bir otobüs biletini göstereren Babacan, “Bu elimdeki kâğıt parçası adeta servet değerinde. Tam 304 lira değerinde. Yani gidiş dönüş 608 lira. Üniversite öğrencisi arkadaşlarımı düşünüyorum. Bayramda ailelerinin yanına gitmek isteseler, verecekleri bir gidiş dönüş ücreti, neredeyse bir aylık bursları kadar. Bu, Türkiye’deki yoksulluğun belgesidir” dedi. Kur korumalı mevduat uygulamasını eleştiren Babacan, “Hey gidi garip gureba dostu Erdoğan hey, ne oldu sana? Hangi çıkar çevreleri aklını çeldi de böyle bir işe kalkıştın?” diye konuştu.
Babacan, özetle şu görüşleri dile getirdi:
'İNSANLAR ARTIK EV DEĞİL, KİRALIK ODA İLANLARINA BAKAR OLDU'
"Konut fiyatları inanılmaz rakamlara ulaştı. Önceki gün Merkez Bankası, İstanbul’da 120 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatının 1 milyon 600 bin olduğunu açıkladı. Şu rakamı görüyor musunuz? Yine Merkez Bankası’nın verilerine göre, son bir yılda konut fiyatları Türkiye’de ortalama yüzde 96 arttı. Bu şartlarda, artık orta direğin konut edinmesi imkânsızlaştı. Orta direk yıkıldı. İnsanlar artık ev değil, kiralık oda ilanlarına bakar oldu. Halkın elindeki avucundaki yok edildiği gibi, hayalleri de elinden alındı. Bir kıyaslama yapalım. 2010 yılına dönelim; dolar 1,5 lira, en düşük memur maaşı 1300 lira. Şimdi rüya gibi görünüyor bunlar gerçek, o günleri yaşadı Türkiye.
Merkez Bankası İstanbul’daki konut fiyatlarından bahsettiği için ben de oradan örnek vereyim; Gaziosmanpaşa’da 100.000 lira, Ataşehir’de, Ümraniye’de, Fatih’te 140.000 lira, Kadıköy, Şişli gibi muhitlerde oturmak isteyen 200 bin liraya daire bulunuyordu. Üstelik konut kredisi faizlerinin aylık yüzde 0,6 olduğu günleri yaşadık hep beraber. Orta gelirliler, muhitine göre 5 yılda 10 yılda ev sahibi olma hayali kurabiliyordu. Bugün, İstanbul’daki ortalama konut fiyatı 32 buçuk yıllık asgari ücrete denk geliyor. Ortalama ücret alanların maaşı 20 yıldan önce ev sahibi olmaya yetmiyor. Türkiye, maalesef, insanların hayallerinden uzaklaştığı bir ülkeye dönüşüyor. Eskiden gençler okulu bitirip araba alabiliyorlardı. Ortalama bir ücretle kredi çekip ev alıyorlardı.
'1 TEMMUZ’DAN İTİBAREN MAAŞLARIN GÜNCELLENMESİ ARTIK ŞART'
İktidardaki otoriter ittifak, göz boyayarak sorunları çözeceğini sanıyor. Hatırlayın, aralık ayında asgari ücrete yapılan zammı ballandıra ballandıra anlatmışlardı, değil mi? Hatta Beştepe’de kameraların karşısına çıkıp, işi şova bile döndürmüşlerdi. Aynı gün ben ne demiştim? ‘Türkiye kronik yüksek enflasyon dönemine girdi’ demiştim. ‘Bu maaş zamları daha ocak ayı bitmeden eriyecek’ demiştim. Ne oldu? Maalesef haklı çıktım. Beştepe yapımı yerli ve milli kriz katmerlenerek devam etti. Buyurun… Üç aylık enflasyon ne kadar olmuş? Yüzde 22. Bu da makyajlanmış rakam, bu dönemde memura verilen zam ne kadar? Yüzde 7. E hani, sözüm ona emekliyi, memuru, dar gelirliyi enflasyona ezdirmeyeceklerdi. Ne oldu? Ezdirdiler. Maaşlar eridi, bitti, gitti. Maaş zammı kuş oldu, uçtu gitti. Bugün buradan hükümete acil bir çağrıda bulunuyoruz: 1 Temmuz’dan itibaren maaşların güncellenmesi artık şart oldu.
Emeklilerimizin içinde bulunduğu zor hayat şartlarını görmüyor musunuz. Emekli ikramiyelerinin artırılması şarttır. Kararınızı açıklarken de yönettiğiniz ülkede gerçek enflasyonun yüzde 140’larda olduğunu unutmayın. 1 Temmuz’da mutlaka gerekeni yapın. Açlık sınırının 5 bin liraya, yoksulluk sınırının da 17 bin liraya ulaştığını sakın unutmayın."