MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a yönelik hak ihlali kararı ile FETÖ davasında 10 yıl 6 ay ceza alan Ülkücü Mustafa Türköne’nin kardeşi eski Zaman gazetesi Yazarı Mümtaz’er Türköne’ye yönelik çıkışı kamuoyunda merak uyandırdı.
Bahçeli, FETÖ/PDY davalarına değinirken, bu kapsamda hüküm giyen Türköne dosyasına vurgu yapmış; "Ülkücü şehidimizin ağabeyi olan ve geçmişte davamıza emek vermiş Mümtaz’er Türköne’nin gerçekten suçlu olup olmadığına karar verecek yegâne merci Türk adaletidir. Adil ve hakkaniyetli yargılamayla Mümtaz’er Türköne’nin üzerine atılı isnatların netleşmesi de mümkün olacaktır" ifadelerini kullanmıştı.
Cezası istinaf tarafından uygun bulunan Türköne’nin dosyası Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde değerlendirilmeyi bekliyor.
Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre, FETÖ davalarında yargılamaların “adalet” duygusu zedelenmeden yürütülmesini isteyen Bahçeli’nin Türköne çıkışının altında Ülkücü camianın 1980 öncesi verdiği ülkücü şehitlere atfettiği ve hâlâ sıcaklığını koruyan “ahde vefa” duygusunun yattığı belirtiliyor.
23 Haziran 1979’da yaşamını yitiren Mustafa Türköne’nin ölüm yıldönümünde Bahçeli, kardeşi olan ancak yolu MHP ile ayrılan Mümtaz’er Türköne’ye sahip çıkarak bu vefayı kamuoyuna yansıtıyor.
"Galiba yazılarımızla gemilerine şu taşıdık” sözlerine vurgu
Türköne’nin dava dosyasında yer alan ifadelerindeki, “galiba yazılarımızla gemilerine şu taşıdık” sözleri ve pişmanlığına vurgu yapan MHP yöneticileri, “hayat bir insanı istemediği yere sürükleyebiliyor.
Türköne de bu eksende değerlendirilebilir. Suç işlemişse cezası neyse elbette o verilmeli. Ama Altan kardeşler ve Ilıcak gibi birçok isme yaklaşım dikkate alındığında Türköne dosyasının dikkatlice gözden geçirilmesi önem arz ediyor” ifadelerini kullanıyor