MHP lideri Bahçeli, genel merkezde düzenlenen 'Belediye Başkanları ile İstişare Toplantısı'na başkanlık etti. Bahçeli burada yaptığı açıklamada, "Ayasofya'yı yeniden camiye çevirmek, dünyanın geri kalanına 'artık seküler değiliz' demektir" sözlerini sarf eden yazar Orhan Pamuk'a tepki gösterdi.
Bahçeli, 5 yıl süreyle üstlendikleri emanete dikkat, riayet ve sadakat gösteren belediye başkanlarının hürmetle yad edildiğini, ihanet edenlerin adli ve idari tasarruflarla layık oldukları muameleyi kaçınılmaz şekilde gördüklerini belirtti. Bahçeli, seçilmenin hiç kimseye hukuken ayrıcalık sağlamayacağını kaydederek, "Çünkü hukuk karşısında herkes bir ve eşittir. Belediye imkanlarını terör örgütü lehine seferber eden bölücülerin görevlerinden derhal uzaklaştırılmaları, emanetin ise tekrardan millete tevdii adalet ve ahlakın zorunlu bir gereğidir.
Demokrasi hıyanete cevaz ve geçit vermeyecektir. Türk milleti hakkını ve hukukunu uyanık bir şuurla muhafaza edecektir. Karanlık ve kirli ilişkilere gömülmüş, terör örgütü PKK'nın fiili kontrolüne girmiş HDP'li bazı belediye başkanlarının hukuki tedbir yoluyla görevlerinden uzaklaştırılıp yerlerine kayyum atanması çok doğru ve yerinde bir karardır.
Bu kapsamda kayyum atanmasını eleştirip, yapılan idari tasarrufu demokrasi ayıbı olarak değerlendiren sorumsuz ve işbirlikçi siyasetçilerin işlenmiş ağır suçların bir parçası oldukları da bir başka gerçektir. Zillet ittifakını oluşturan sığ ve sığıntı partilerin ağız birliği halinde kayyum atamalarına tepki göstermeleri kontrolsüz savrulma halinin teyididir" dedi.
"SONUÇLARINA HAZIR OLMALIDIR"
PKK'ya yardım ve yataklık yapan belediye başkanlarını sırf 'sandıktan çıktılar' diye savunmak ve sahiplenmenin ayıplı, arızalı, alacalı bir siyaset olduğunu ifade eden Bahçeli, "CHP bu yanlışın pençesindedir. İP bu hüsranın peşindedir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı yapan Serok Ahmet bu hezimetle bezenmiştir.
HDP ile PKK'nın ardına düşen CHP-İP ve diğer vagon partilerin yangından mal kaçırma telaşları, çölde deve izi sayma tuhaflıkları deyim yerindeyse izan ve irade iflasının belirtisidir. Türkiye egemenlik haklarına toz kondurmama azim ve kararındadır. Bu kararın gevşetilmesi, bu kararlılığın yargılanması niyet ve hedef sahiplerini mahv-ı perişan edecektir.
Türkiye'nin, kerameti kendinden menkul mihrakların ağzına bakma dönemi geride kalmıştır. Artık söz dinleyen değil, sözü dinlenen, üzerinde hesap yapılan değil, hesapları bozan bir ülke gerçeğine herkes alışmalı, buna saygı duymalı, sonuçlarına da hazır olmalıdır" ifadesini kullandı.
"HÜKÜMSÜZ VE TEMELSİZDİR"
Bahçeli, Ayasofya'nın tekrar ibadete açılmasına ilişkin, "Ayasofya Camisi'nin tekrar ibadete açılması bu kesif ve kesin iradenin en can alıcı muhassalasıdır. Ayasofya'nın, vakfeden kutlu ecdadımızın emaneti doğrultusunda kesintisiz cami olarak kullanılması, bağlılık ve vefayla yerine getirilmesi şart olan tarihi bir sorumluluktur. Vakıf senedi hukuk gücündedir. Nitekim vakfedilen Ayasofya'nın niteliği ve kullanım amacı değiştirilemeyecektir.
Bu durum aynı zamanda herkes için bağlayıcıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin vakfedenin iradesine uygun olarak vakıf varlığının kullanılmasını sağlama hususunda çok açık mükellefiyeti olduğu kuşkusuzdur. Nihayet Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfı'nın mülkiyetinde olan Ayasofya Camisi'nin kilitleri açılmış, maziyle atinin manevi kucaklaşması temin edilmiştir. Türk-İslam alemi yeni bir diriliş ve yükseliş müjdesini İstanbul'dan parlayan ışık huzmesinden almıştır.
567 yıldır devam edegelen fetih sürecimiz yeni bir safhaya geçmiş, bütün Türk ve İslam beldeleri ayağa kalkmıştır. Hitamında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı'yla Ayasofya Camisi'nin yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilerek ibadete açılmasının önündeki bütün sahte ve sanal bariyerler yıkılmıştır. 86 yıldır kutuplaşmalara konu olan bir tartışma hukuki ve siyasi mutabakatla çözüme kavuşturulmuştur" diye konuştu.
ORHAN PAMUK'A AYASOFYA TEPKİSİ
Açıklamasında Orhan Pamuk'a da tepki gösteren Bahçeli, "Bir yazar müsveddesinin, 'Ayasofya'yı yeniden camiye çevirmek dünyanın geri kalanına artık seküler değiliz demektir' ifadesi kafasının her zerresi dikenle sarılmış 'Pamuk' soyisimli bir şahsın mesnetsiz sızlanmasıdır. Böylesi köksüzler düştükleri aidiyet krizinde hamiyet ve haysiyet imhası yaşamışlardır.
'Osmanlı hukuku Cumhuriyet hukukunun yerine geçti' diyen sözde akademisyenler de aslında cehaletlerinin ve ideolojik taassuplarının kurbanı olmuşlardır. İnanç hakkı insan hakkıdır. Bunu tasdik ve tasvip etmeyen insanlık değerlerine düşmandır. Bunun hilafına her söz, her tavır, her eylem boşluktadır, hukuken de ağır kusurludur" şeklinde konuştu.
Bahçeli, "Son zamanlarda Yunanistan Başpiskoposunun kontrol dışı hezeyanları elbette hiçbir şeyi değiştirememiştir. Ayasofya Camisi Türk milletinin emanetindedir. Bu emanetin üzerinde şaibe oluşturmak ve şüphe uyandırmak hiç kimsenin haddi ve harcı değildir. Küstah bir dille, 'Türkler Ayasofya'yı ibadete açmaya cesaret edemezler' diyen Yunanistan Başpiskoposu, bundan sonra ağır bir mahcubiyet ve mağlubiyet travmasına gömülecek, nifak saçan ağzını bıçak bile açamayacaktır.
Atina'da tek bir cami bulunmazken, Türkiye'nin dört bir tarafında 400'e yakın Kilise, Sinegog veya Havra'nın bulunması, aziz milletimizin din ve vicdan hürriyetine duyduğu hürmetin muteber bir sonucudur" ifadesini kullandı.