Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, yeni ekonomi modeline ilişkin olarak, "Çok hızlı bir şekilde düzelecek ekonomi. Yeter ki bize güvenilsin" dedi. Nebati, "Ben eve boynu bükük dönemem. Çünkü eğer öyle dönersem bilirim ki sokaktaki vatandaş, Dicle’deki çoban artık benden umudunu kesmiştir. Boynum bükülürse işçilerin artık mutlu olmadığını, patronların benden nefret ettiğini, siyasete ve Türkiye’ye zarar verdiğimi düşünür, üzülürüm" diye konuştu.
Bakan Nebati, HaberTürk yazarı Sevilay Yılman'a konuştu. Nebati, faizleri düşük tutarak ekonomik büyümeyi ve ihracat potansiyelini rekabetçi kur ile sağlama yönündeki ekonomi politikasının başarılı olup olmayacağına yönelik soruya, "Evet. Tabii ki! Göreceksiniz. Çok hızlı bir şekilde düzelecek ekonomi. Yeter ki bize güvenilsin. Dün toplantıda bankacılar da vardı. 'Güvenin, inanının bize' dedim. Faiz artırmayacağız. Bu işi faiz artırmadan da yapabildiğimizi göreceksiniz. Sadece güven" yanıtını verdi.
Nebati, Merkez Bankası'nın piyasaya müdahale etmesinin modele uygun olduğunu söylerken, "Çünkü dışarıdan herhangi bir saldırı yok! Çok net olarak söylüyorum. İçeride birkaç manipülatif, spekülatif işlemeler var. Merkez Bankası da onların bu hamlelerine karşı hamle yapıyor" açıklamasını yaptı.
"2800 TL ile bir adam geçinebilir mi?"
Nebati, asgari ücret hakkında ise, "İyi olacak. Çok iyi olacak. Olması gerektiğini söyledim. Bizde de çalışan var. Biz daha üç ay önceden zam yapmaya başladık maaşlara. Birçok firma fiilen de başladı zam yapmaya. Zam olacak tabii. 2800 TL ile bir adam geçinebilir mi? Öyle şey olur mu? Olmaz! Vereceğiz. Asgari ücretin olabilecek en doğru rakamda olması konusunda en büyük destekçilerden biriyim. Bırakın bakan olarak desteklemeyi. Patron olarak destekliyorum" diye konuştu.
Yılman'ın yönelttiği sorular ve Nebati'nin verdiği yanıtlardan bazıları şöyle:
"Peki Sayın Cumhurbaşkanı 5/6 ayda düzelecek dedi. Nasıl olacak bu?"
Bize güvendiğiniz anda. İnandığınız anda bu iş çözülür. Sıkıntı yok. Türkiye'nin makro ekonomik göstergesinde hiçbir şekilde hiçbir sorun yok. Güven tesis edelim. Sorunlar var ama bunun üstesinden gelebilecek de çok güçlü bir altyapımız var. Sadece ve sadece insanları inandırmamız, geri adım atıp atmayacağımızı bilmeleri, kararlılığımızı anlamaları, samimiyetimize inanmaları gerekiyor. Bu kadar!
"Peki bu modeliniz ya tutmazsa?"
Üzülürüm. Çünkü ya kahramanı olacağım çocuklarımın. Ya da boynu bükük bir şekilde eve döneceğim ve onların da boynunu bükmüş olacağım. Ben eve boynu bükük dönemem. Çünkü eğer öyle dönersem bilirim ki sokaktaki vatandaş, Dicle’deki çoban artık benden umudunu kesmiştir. Boynum bükülürse işçilerin artık mutlu olmadığını, patronların benden nefret ettiğini, siyasete ve Türkiye’ye zarar verdiğimi düşünür, üzülürüm.
"Umarım düzelir Sayın Bakan. Nihayetinde hepimiz bu gemideyiz!"
Bravo! Öyleyiz işte. Bitersek hep beraber biteceğiz. Kazanırsak hep beraber. Karamsar tablo çizenler var. Hiçbir şekilde bize inanmayanlar. Onlara diyorum ki; “Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse eğer. 1000 çalışanımız var. 1000 kişiyle beraber bütün varlığımı kaybederim. Ben babadan görme bir insanım. Babamın bana bıraktıklarını kaybederim. Ben bunu göze alır mıyım Sevilay Hanım? Bu işi ya düzelecek ya düzelecek! Yeter ki bize güvenilsin, inanılsın!"