AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Direnişi'ne katılanları hedef alıp bir kez daha "camide bira içtiler" iddiasını ortaya atarken Diyanet İşleri Başkanlığı içerisinde yaşanan bir skandalın üstünün uzun yıllardır örtüldüğü ortaya çıktı.
Olayı Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, "Bira kutusu’nu bırak Diyanet’in haline bak!" başlıklı yazısıyla köşesine taşıdı. Terkoğlu, Diyanet-Sen Genel Sekreteri Hacıbey Özkan’ın çeşitli vaatlerle birlikte olduğu kadınlara şiddet uygulamasını ve olayın Diyanet tarafından görmezden gelindiğini yazdı.
"Cumhurbaşkanı hem “çürük” hem “sürtük” deyince önüme gelen dosyaya baktım. Daha önce, Diyanet-Sen’in başkanı imamın, alkollü araba kullanmaktan ihracı basına düşmüştü. Dokuz yıldır boş bir bira kutusuna dayanarak hikâye anlatanlar, olayı sessizlikle geçiştirmişti. Elimdeki dosya ise Diyanet-Sen Genel Sekreteri Hacıbey Özkan’la ilgili. Özkan’ın dosyası, sekiz yıldır Diyanet içinde dolaşıyor da susuluyor" diyen Terkoğlu, yazısına şöyle devam etti:
“Doğru mu” diye Diyanet ve sendika yetkililerini aradım. Zira birçoğu yaşananların canlı şahidiydi.
Önce şunu hatırlatalım...
Diyanet’in yönetmeliğine göre, imamların alkol alması ya da evlilik dışı ilişki yaşaması atılma nedeni.
Hikâye 2014 yılına uzanıyor. Yaklaşan seçimde, AKP’den vekil adayı olmak isteyen A. isimli kadın, Hacıbey Özkan ile tanışmış. Özkan’ın yardımcı olacağı vaadi ile ilişki ilerlemiş. Birliktelik, Diyanet camiasında duyulur hale gelmiş.
Konuştuğum Diyanet yetkilisi şunları söyledi:
“2015 yılının başındaki Diyanet-Sen genel kurulunda, Anadolu Otel’de, alkolden ihraç edilen eski başkan Mehmet Ali Güldemir ile şimdiki başkan Ali Yıldız bizzat gelip bu olayı bize anlattı. Ben ve arkadaşlarım dedik ki bu işin dinen ya dört şahidi ya hukuken belgesi olması lazım. Geri çevirdik. 2015 Mayıs’ında Memur-Sen Olağan Genel Kurulu vardı. Hacıbey Özkan, 3 Nolu Şube Başkanı Zeki Saygılı ile kavga etti. Ben araya girdim. Kavga nedeni meğer bu olaymış. Zeki Bey olayın tanığıymış. Bize anlattı. Genel merkez karar versin diye kapattık. 2017’de otel kayıtları çıktı. Şikâyet oldu. Soruşturma başlatılmak zorunda kalındı.”
KURAN HOCASINA DAYAK
Hadise, A’dan ibaret değildi. Hacıbey Özkan’ın, M. ismindeki bir Kuran hocası kadınla da evleneceğini söyleyerek beraber olduğu iddiası Diyanet’i karıştırmıştı. Konuştuğum bir başka Diyanet yöneticisi şunları anlattı:
“Kuran Hocası M. ile beraber olmuşlar. Kadın, bir gün, Diyanet-Sen Genel Merkezi’ni bastı. Ortalığı dağıttı. ‘Beni kandırdı’ diye bağırdı, çağırdı. Bir gün de Hacıbey’in evinin önüne gitmiş. Hacıbey ve eşi, kadını dövmüş. Hastanelik etmişler. Kadını, Gazi Üniversitesi Hastanesi’ne ambulans götürmüş. İşin tuhafı, gidip hastaneden Hacıbey çıkarmış kadını.”
Peki bunları Diyanet bilmiyor muydu? Diyanet-Sen’in kritik bir ismi anlatıyor:
“Olay ayyuka çıkınca soruşturma açıldı. Teftiş Kurulu Başkanı Hasan Ali Yıldız kapattı. Bizzat kendi ağzından duydum. ‘Yanlış yaptık’ dedi. Mehmet Yaman da şahidi. ‘Arkadaşımızdır, hata yapmış’ dedi. ‘Aile huzurunu bozmayalım’ dedi.”
Bir Diyanet yetkilisi şunları söylüyor:
“Hacıbey Özkan reddetti. Ama M. her şeyi anlattı. Hacıbey’in kendisini kendi evine, öğretmenevine götürdüğünü vs... M. için, ‘kadın şizofren’ dediler. Kadını bir başka bakanlığa geçirdiler. Otel kayıtlarını ise delil kabul etmediler.”
ÖNCE İNKÂR SONRA İTİRAF
Konuştuğum yetkililer, iki kadından ibaret olmadığını söyledi. Hacıbey Özkan, Ankara’da bir restoranda, bir kadınla sarmaş dolaş görülmüştü. Bir Diyanet yetkilisinin oğlu, hadiseyi kuruma taşıdı. Sonrasını Diyanet’in önemli bir isminden dinledim:
“Kadınla el ele görmüşler. Tanıkları çağırdım. Doğruladılar. Kendisini karşımıza oturttuk, sıkıştırdık. Önce inkâr etti. ‘Yeğenim’ dedi. Sonra kabul etti.”
Olay ayyuka çıkınca Hacıbey Özkan Diyanet’e çağrılmış. Kurtulması için emekli olması istenmiş. Ancak halen Diyanet-Sen’deki genel sekreterlik görevi sürüyor.
Bir Diyanet yetkilisi, Özkan’ı koruyan bir dizi isimden söz ediyor:
“Dosyayı daha önce kapatan Hasan Ali Yıldız. Şimdi de Burhan İşliyen. Bildikleri halde gizliyorlar. Yönetimi kaptırmayalım diye yapıyorlar. Diyanet de olsanız demek ki herkes kendi adamını koruyor.”
Yüzlerce kişinin can havliyle kaçtığı camideki meçhul bir bira kutusundan üretilen yalanı, dokuz senedir konuşan, ağzını hakaretle bozan bir cumhurbaşkanı. Öte yandan o camileri yöneten imamın kuraldışı ilişkilerini, kadına şiddetini, “bizdendir” diye kapatan, sonra da millete ahlak dersi veren camia. Adı alkollü araba kullanmakla, kadına dayakla, sendika içi ilişkilerle anılan Diyanet sendikası.
İnancınız ne olursa olsun. Yeter ki yeşerdiği toprak, yüreğinizdeki vicdan olsun. Yoksa meyvelerinin hep başkalarının toprağına düşmesinden şikâyet etmek zorunda kalırsınız."