Timur Soykan’ın “Baronlar Savaşı” kitabından yazısında alıntılar yapan Terkoğlu, "Şaşıracaksınız ama son günlerde konuştuğumuz 'yargı reformu' kavgasının ipucu bile kitapta var.
Mahkeme, Zindaşti’nin dosyasını savcılıktan ısrarla istediği halde 'gizli, gönderemeyiz' denilince, Ünğan 'Durun ben size vereyim' deyip, mahkemeye veriyor. Bu acayip davada Ünğan öyle şeyler söylüyor ki ne oluyorsa duruşmanın kayıtları adliyenin koridorlarında kaybediliyor. Haliyle merak ettim. Savcının “Suç duyurusunda bulunulsun” dediği o sözler neydi acaba?" düşüncesini dile getirdi.
Terkoğlu yazısında şunları kaydetti:
"Timur Soykan, o 'kaybedilen' konuşmayı bulup yayımlamış: “Yargı içerisinde FETÖ gibi bir çete vardır (...) R.K. (Eski Adalet Komisyonu Başkanı), hakkımdaki tahliye kararlarını kaldıran 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı M.Y’ye emeklilik kartını almaya geldiğinde neden tahliye kararlarını kaldırdığını sormuş.
Hâkim M.Y., İstanbul Grubu’nun kendisine baskı yaptığını, Burhan Kuzu’nun defalarca aradığını söylemiş. R.K. avukatlarıma ‘Ben mahkemeye kesinlikle müvekkilinizin aleyhinde baskı yapmadım. Müvekkilinizin tutuklu kalması için mahkemeye her türlü baskıyı yapan, yargı camiası içinde ayyuka çıkmış İstanbul Grubu. Yargı içinde bu grup, HSK’ye atama, terfilere dayatma, müdahale etmek ve özellikle İstanbul’daki önemli davaların tamamına müdahale ve etki etmektedirler’.”
“İstanbul Grubu” denilen ve adı son dönem iktidar içindeki bir hiziple anılan yapılanmayı işaret eden konuşmanın “sakıncalı” olması sürpriz değil. Bakan Berat Albayrak’ın istifasıyla neredeyse eşzamanlı konuştuğumuz “yargı reformu”nun ipucu ise Ünğan’ın bir sonraki duruşmadaki sözlerinde:
“Bana haber gönderiyorlar. Aman şöyle konuşmasın da hesabını düreriz. (...) Eğer adamsan o cübbeyi çıkaracaksın, sokağa çıkacaksın o zaman benle hesaplaşacaksın. (...) Bunlarla ilgili devlet büyüklerimiz gerekli çalışmaları yapıyorlar. Adalette yeni bir tasfiye süreci başlayacaktır, bunu not edin sayın başkanım.
Geçen duruşmada söylediğim ‘İstanbul Grubu’yla ilgili adalette yeni bir tasfiye süreci başlayacak.” Yargı içinde son dönemde okuduğumuz kavgayı, bizim “yargı reformu” diye tartıştığımız şeyin arka planındaki hesaplaşmayı, bir mafya babası duruşmada böyle anlatıyor.