Öcalan'ın idamı
Amerika'nın Türkiye'ye teslim ettiği "Öcalan'ı asacağız" diye seçim kampanyası sürdüren MHP koalisyon ortağı olmuştu. Ve o dönemde idam cezası kaldırılmıştı.
Bir başka hastalıklı durum da bizim mesleğe ilişkin...
Hakkı Devrim biz köşe yazarları için "Köşe kadısı" der ya.
İşte biz köşe kadıları, kendi yazdıklarımızdan çok, diğer köşe kadılarının yazdıklarına vakit ayırmaya başladık bu günlerde.
Bazı köşe kadıları ne yazacaklarını değil, diğer köşe kadılarına ne türlü laf yetiştireceklerini düşünerek güne başlıyorlar.
Hikâyeyi bilirsiniz.
Tıklım tıklım dolu bir sinemada bir adam sahneye çıkıp "Ahmet, Ahmet" diye salona doğru seslenmiş. Salondan cevap gelmeyince adam daha yüksek sesle "Ahmet, Ahmet" diye bağırmış... Bu son çağrı üzerine salondan biri ayağa kalkmış:
- Benim adım Ahmet değil, neden bana Ahmet diye sesleniyorsunuz, demiş sahnedeki adama.
Bu durumun daha deforme olmuş biçimi ise, bir gazete yöneticisinin rakip gazetenin işleri hakkında "Bu böyle olmaz, şöyle olmalı" diye fetva vermesi şeklinde görülüyor.
Evi herkese mi açık?
Ona "Sen kendi işine baksana" deseniz de faydası olmuyor.
"Basın özgürlüğü elden gitti, iktidar basını susturuyor" diye yazılar yazarken, kendi yazarlarını susturup, yazılarını kesiyor. Sonra o susturduğu yazarları unutturmak için onların kılığına giriyor.
Sanki kendi evindeki davetlerde "open house" modeli uygularmış ve her gelen içeri girermiş gibi, bir ev davetini "Benim gazetemden niye kimse davet edilmedi" diye eleştirip, dedikoduya dayalı asılsız yazılar yazıyor.
"Rakip istemiyoruz. Hükümetler de bize bağımlı olmalı. Ev davetlerinin listeleri bize danışılmalı" düşüncesini, militarizm, halkı aşağılama ve yabancı düşmanlığı içeriğinde sandviç yaparak sunuyor.
Hani Temel İstanbul'da bir cinayet işlemiş ve yakalanmış. Hâkim ona "Anlat bakalım olayı" deyince de, "Bir kış günü Trabzon'da dünyaya gelmişim" diye söze başlamış.
Hâkim öfkelenmiş, "Bırak Trabzon'u İstanbul'a gel" diye azarlamış.
Temel gülmüş, gözünün altını parmağıyla çekip " pışşık" işareti yapmış,
- İstanbul'a geleyim de beni mahkûm et değil mi, demiş.
Mehmet Barlas/Sabah
Barlas yazılarındaki imalı fıkralarına bugün 2 tane daha ekledi!!! İşte o fıkralar!
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ü gönderme yapan Mehmet Barlas 2 yeni fıkrayı köşesine taşıdı...
Yayınlanma:
/ Son Güncelleme: