AKP Genel Merkezi'ndeki toplantı sonrası konuşan Elitaş, "İlker Başbuğ ve Dursun Çiçek hakkında avukat arkadaşlarımız bugün öğleden sonra suç duyurusunda bulunacak. FETÖ'nün siyasi ayağı bulunmuştur sözleri nedeniyle Dursun Çiçek hakkında da suç duyurusunda bulunulacak. Hakaret ve iftira suçlarından şikâyetçiyiz. Avukatlarımız 6 kişi adına bu müracaatı gerçekleştiriyorlar. Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ, Ahmet Aydın, Yahya Doğan, Mehmet Ceylan, Abdurrahmen Müfit Yetkin. 6 kişinin imzası var zaten bu önergelerde. Bizim FETÖ'nün siyasi olduğumuz suçlamasından dolayı suç duyurusunda bulunuyoruz" ifadesini kullandı.
Elitaş, "Açıkçası şu anda parlamenter olan milletvekili arkadaşlarımızın bu işi çok iyi düşünmesi lazım. Türkiye parlamentonun kapatıldığı ve bombalandığı dönemleri yaşayan nadir ülkelerden biridir. Parlamentoyu bombalayan bir terör örgütünün faaliyetini yeni gördük. Şimdi parlamentoyu itibarsızlaştırmak için yapılan bir icraat olduğunu siyasetçi arkadaşlarımızın görmesi lazım. O gün söylediğimiz bu önergede ittifak yaptığımız arkadaş eski bir baro başkanıdır, eczacı değildir. Önergeye 'evet' deyip kanun görüşülürken o zamanki genel başkanın haberinin olmaması mümkün değildir" dedi.
"Demek ki bir gün Sayın Baykal'a telefon gitmiş Sayın Baykal da buna şiddetli bir şekilde itiraz etmişti" diyen Elitaş, "Geçmişte CHP Genel Merkezi'ni telefonla uyaranlar herhalde şimdi CHP'deki birilerini de hızlı bir şekilde uyarmıştır. Özgün danışma kuruluna imza atan bugünkü genel başkan Sayın Kılıçdaroğlu'dur. Bizim aklımızda olmayan ta arka sıralardaki bir kanuni düzenlemeyi, Sayın Baykal'ın 23 Haziran tarihindeki grup konuşmasında yaptığı çağrı sonucu bu işlem başlamıştır" şeklinde konuştu.
Ne olmuştu?
Başbuğ, geçen hafta Haber Global'de konuk olduğu programda, 26 Haziran 2009'da Meclis'ten geçirilen torba yasadaki 'asker kişilerin özel yetkili mahkemelerde yargılanması'na ilişkin maddeyi hatırlatmış ve "26 Haziran 2009'daki kanun teklifini getiren siyasiler araştırılsın. FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçek inkar olur" demişti.
Başbuğ'un sözlerini partisinin grup toplantısında gündeme getiren Erdoğan, "Parlamentonun hukukunu korumak için süratle hepiniz dava açmalısınız" demişti.
Erdoğan, "Türkiye'de millî iradeye, TBMM'de sürekli tuzak kuran, sürekli bu yüce kurumu yıpratmaya çalışan bir zihniyet var. Zahirde demokrat görünen ama aslında faşistin önce giden jakoben zihniyetin yeni bir oyunuyla karşı karşıyayız. Suça karışmış asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanabilmelerinin önünün açılmasıdır. TBMM bu önemli düzenlemeyi 25 Haziran 2009'da grubu bulunan 4 partinin ittifakıyla gerçekleştirmişti. Bu partilerden biri de CHP'dir. Malum durmuş saat bile günde iki defa doğruyu gösterebilir. O dönem CHP her nasıl olmuşsa bu konuda doğru bir tutum sergilemiştir. Hatta bu düzenleme ile ilgili AKP Grup Başkanvekilleriyle görüşmeye gelenlerden biri de Kılıçdaroğlu'dur. Bu düzenleme komisyon ve genel kuruldan geçip kanunlaşmıştır. Sayın Elitaş neredesin? İyi bilir. Düzenlemenin amacı darbelere zemin hatırlayan hukukun işlemesinin önüne geçen yanlış bir uygulamanın düzeltilmesidir" şeklinde konuşmuştu.