Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, "Erdoğan Bayraktar’ın içine oturan taş" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Terkoğlu bugünkü yazısında, AKP hükümetinin 17-25 Aralık soruşturmalarında adı gündeme gelen eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın "Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur” sözlerini ele aldı.
Terkoğlu, 17 Aralık sabahı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kuzeni olan Sadık Soylu'nun Bayraktar'ı arayarak "Evden kaç" dediğine dikkat çekti. Terkoğlu, "O Sadık Soylu, daha geçenlerde Sedat Peker’in açıklamalarıyla gündeme gelen Süleyman Soylu’nun kuzeninden başkası değil." dedi.
Terkoğlu'nun yazısının ilgili bölümleri şöyle:
"17 Aralık sabahı, FETÖ’cü savcıların operasyonu başladığında, Bayraktar’a ilk haber veren oğluydu. Abdullah Oğuz Bayraktar, 06.36’da babasına 'Benim evi polisler bastı, acil birilerini arar mısın' demişti. Erdoğan Bayraktar neler olduğunu anlamıştı. Telefon trafiği saat 06.57’de danışmanı Sadık Soylu’yu aramasıyla sürdü. 'Sadık polis birazdan gelip seni alacak, evden kaç' demişti. Bayraktar, 'Konuşmaların hepsi doğru' dedi ya. Aslında Sadık Soylu da kabul etti. Soylu, Meclis’te verdiği ifadede şunları söyledi: 'Erdoğan Bey benim babam gibidir. ‘Kaç Sadık’ demiştir. Ben de ‘Efendim kafede oturuyorum. Orada bekleyeceğim’ dedim.'
Meselenin bam teli burada...
O Sadık Soylu, daha geçenlerde Sedat Peker’in açıklamalarıyla gündeme gelen Süleyman Soylu’nun kuzeninden başkası değil. Peker, 'Murat Kurum mu yönetiyor Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, Sadık Soylu mu' diye sorunca adı yıllar sonra yeniden hatırlandı. Peker’in sözleriyle anlaşıldı ki aradan geçen 7 yılda, eski düzen devam etmişti. Ama bir farkla... Yıllarca o düzeni kurmak için her şeyi göze alan Erdoğan Bayraktar, oyundan atılmıştı.
Canlı yayında bakanlıktan istifasını açıkladı ama 25 Aralık 2013 tarihli Resmi Gazete’de Erdoğan’ın onu görevden aldığı yazdı. Vekillikten istifa ettiğini söyledi ancak bir türlü yürürlüğe konmadı. Bayraktar’a ağız tadıyla çekip gitme hakkı bile tanınmadı.
'Ne yaptıysam Erdoğan istediği için kırgını' Bayraktar, sistemin dışına itilmeyi, yalnız bırakılmayı, sıfatsız kalmayı kabullenemedi. Sosyal medya hesabından sık sık sitem etti.
FETÖ’nün Türkiye’ye yaptığı en büyük kötülüklerden biri de bu. AKP’yle 2002-2014 aralığında beraber yürüyen örgüt, Ergenekon gibi kumpaslarda, hükümetin yolsuzluklarını açıklayan muhalifleri yargılamıştı. Yollar ayrılınca, bu kez yolsuzluk dosyalarını AKP’ye karşı kullandı. FETÖ’nün niyeti, yolsuzlukla hesaplaşma değil, yolsuzluğu kendi iktidar hesaplaşmasına meze yapmaktı. Bu da AKP’ye, FETÖ’yle kavga ederken yolsuzluğu da örtme fırsatı verdi. Olan da yolsuzluk düzeniyle hesaplaşamayan Türkiye’ye oldu."