İSTANBUL, (DHA) KADINLARDA tüylenme genetik etkenlerle değişebildiği gibi bazen aşırı tüylenme bir hastalık da olabilir.
"FAZLA TÜYLENMENİN SUÇLUSU ERKEKLİK HORMONU OLABİLİR"
Prof. Dr. Sertkaya, erkeklik hormonunun tüylenme ile yakından ilişkili olduğuna dikkat çekti ve şunları söyledi: "Herkesin vücudunda belirli bir oranda kıl bulunmaktadır. Kadınlarda bazı durumlarda sebebi bilinmeyen ancak genellikle hormonal nedenlere bağlı olarak aşırı kıllanma sorunu yaşanabilmektedir. Androjen yani erkeklik hormonuna duyarlı bu kıllar, söz konusu hormonun baskın hale gelmesi sonucu kadınlarda erkek tipi kıllanmaya yol açmaktadır. “Hirsutizm” olarak adlandırılan ve kadınlara özgü olan bu hastalık androjenhakimiyetinin başlamasıyla ortaya çıkmaktadır. Androjen ile beslenen kıl kökleri bu hormonun uyarısıyla sert, kalın ve erkek tipi kıl dağılımı eğilimi göstermektedir."
"AKDENİZ KADINLARI DAHA ŞANSSIZ"
Kadınlarda tüylenmenin yaşadıkları coğrafya ile alakalı da olduğunu belirten Prof. Dr. Sertkaya Akdeniz ülkelerinde yaşayan kadınların, Avrupa ve Amerika'daki hemcinslerine göre daha tüylü olduğunu belirtti ve şunları söyledi:
"Bu kıllanmadaki neden, hormon fazlalığı değil, kıl kökündeki duyarlılığın artmasıdır. Kıllanmanın yaşandığı bölgedeki birtakım reaksiyonlara bağlı olarak enzimatik ve reseptör duyarlılığını yükselmektedir. Bunun tespiti ileri laboratuvar teknikleri gerekebilmektedir ancak hasta öyküsünden yani ailedeki diğer kadınların kıl yapısından yola çıkılarak da tanı konulabilmektedir."
Prof. Dr. Sertkaya ayrıca şu hastalıkların da tüylenmeye neden olduğunu belirtti: "Böbreküstü bezi hastalıkları gibi androjen hormonunun fazla salgılanmasına neden olan hastalıklar. Yumurtalık tümörü veya kistleri, tiroit hastalıkları sonucu östrojen hormonunda yaşanan dengesizlikler, hipofiz bezi hastalıkları, polikistik over sendromu da tüylenmeye neden olabilir."
"SAÇLAR ERKEKLERDE OLDUĞU GİBİ DÖKÜLÜYORSA"
Erkek tipi kıllanmanın değerlendirilmesinde tanner evrelemesi adı verilen bir yöntemin kullanıldığını belirten Prof. Dr. Sertkaya, "Özellikle kol, bacak, yüz, meme başları ile göbekten kasık bölgesine ve arka tarafta belden kuyruksokumuna kadar olan hat incelenmektedir. İnceleme yapılan bölgelerde aşırı kıllanmanın yanında hastada erkek tipi saç dökülmesi, kas kütlesi artışı gibi belirtiler de değerlendirilmektedir. Bu hastalarda, evreleme yapıldıktan sonra östrojen, androjen, tiroit ve hipofiz hormonları da incelenmelidir" dedi.
"TEDAVİ NEDENE YÖNELİK YAPILIYOR"
Yapılan tetkiklerde saptanan soruna yönelik tedaviye başlanıldığını belirten Prof. Dr. Sertkaya, "Hastada prolaktin salgılayan bir tümör varsa, bunu düşürmek için medikal tedavi uygulanırken gerektiğinde cerrahi gündeme geliyor. Böbreküstü bezinde kalınlaşma ya da tümör olması halinde de buna uygun tedavi planlaması yapılmaktadır. Kıllanmaya yol açan sorun polikistik over sendromundan kaynaklanıyorsa bu kez diyet ve ilaç tedavisi uygulanabilmektedir. Uygulanan tedaviler, oluşmuş kılın dökülmesini ya da kaybolmasını sağlamakla beraber, özellikle medikal tedaviyle; çıkan kılın sertliğinin yumuşaması, çok sık çıkmasının engellenmesi, ağda, lazer, epilasyon gibi mekanik tedavilere destek olunması amaçlamaktadır. Tedavinin gerçekleştirilmediği ya da aksatıldığı durumlarda bu kıllar artarak daha sert ve sık çıkmaya devam etmektedir. Uygun tedavi sayesinde yeni kılların oluşması engellenerek, var olanlardan da kolay kurtulmanın yolu açılmalıdır" dedi.
(FOTOĞRAFLI)