"Ona aşığım, ondan çocuk istiyorum diye Türk toplumunu karşıma aldım. Küçük bir kalbim vardı, onu alıp götürdü"
ELİF BERKÖZ ÜNYAY-MİLLİYET
Hikayenin filmlerden eksik kalır yanı yok: Resmi olarak evlenen ilk ve tek Türk lezbiyen çiftin evlilikleri kısa sürdü. Birlikteliklerinin 18'inci ayında evlendiler. Lilifer Sevindik iki ay sonra Duygu Bülbül tarafından terk edildi. Kocasından Sevindik ile birlikte olmak için boşanan Bülbül ondan bir erkek yüzünden ayrıldı. Ve evlilik yıldönümlerinde yeni sevgilisiyle nişanlandı.
Belçika vatandaşı Sevindik'in asıl ismi Nilüfer. Ama pasaportunda adı artık Lilifer. Arkadaşları ona Lilly diyor. 30 yaşında. Brüksel'in Diest şehrinde yaşıyor. Garsonluk yaparak geçiniyor. Bir de kına gecelerinde, özel günlerde şarkı söylüyor. "Diest'te beni herkes tanır, gerçek lezbiyen Lilly derler benim için" diye anlatıyor.
"Küçücük bir kalbim vardı, onu alıp götürdü" dediği eşiyle hâlâ evliler. Ama bu durum pek uzun sürmeyecek: "Duygu'yu önce sınırdışı ettireceğim, sonra boşanma davası açacağım ona."
Sevindik 10 dakika mesafede yaşayan eşiyle karşılaşmamak için evden dışarı çıkmıyor pek. İşe gitmenin dışında tabii. İşten arta kalan zamanlarda ise hikayesini kitaplaştırıyor şu sıralar. Bir de eşinin Sevindik'e aldığı ilk hediyesi olan Shiba adlı kediyle dertleşiyor. "Ben Duygu için ağlarken Shiba gözyaşlarımı yalıyordu. Yaşadıklarımı anlattım ona."
Sevindik ile telefonda röportaj yapıyoruz. Ama -binlerce kilometre mesafeye rağmen- telefonun diğer ucundan bile hissediyorum eşine duyduğu aşkı, yaşadığı acıyı, çaresizliğini... Telefonu kapatırken "Daha gençsin. Unutursun. Yeni aşklar çalar kapını" derken buluyorum kendimi.
Sizinki nasıl bir hikaye? Türkiye'de mi, yoksa Belçika'da mı başlıyor?
Belçika'da doğdum. Türkiye'de annemi evlatlık olarak alan aile onu çocuk yaşta Belçika'ya getiriyor. Babam da Belçika'da yaşayan bir Türk. Annemle bu ülkede evleniyorlar. Babam 2001'de vefat etti. Yıllar önce babam annemin biriktirdiği parayı bankadan çekip Türkiye'ye kaçmıştı. Öldüğünde akrabaları bizi arayıp söyledi.
Kocası terk edince anneniz tek başına mı büyüttü sizi?
Evet. Beş kız kardeşiz. Ben iki numarayım. Annem fabrikalarda çalıştı, evlere temizliğe gitti. Onun hakkını asla ödeyemeyiz. Şimdi çalışıp anneme bakıyoruz.
Erkeklere ilgi duymadığınızı anladığınızda ne yaptınız? Annenizle paylaştınız mı? Uzun süre sakladınız mı?
Erkek gibi yetiştim. Tavırlarım, kıyafetlerim hep erkek gibiydi.
19-20 yaşında olay kesinleşmişti, erkeklere değil kadınlara ilgi duyuyordum. Anneme açıkladım. "Lezbiyenim. Sana bir damat, bir çocuk veremeyeceğim" dedim. "Ne olursan ol benim yavrum kalacaksın. Kız ya da erkek fark etmez" dedi.
Bugüne kadar hiç erkek arkadaşınız olmadı mı?
Eskiden beri erkeklerin bana dokunmasından bile hoşlanmam. Ne öpüştüm ne de seviştim erkeklerle. Hayatım hep kadınlarla geçti.
Şu an 30 yaşındasınız. Kaç kadın girdi hayatınıza?
17. Beşine çok aşık oldum. Gerçekten sevdim onları, taptım...
"Sanki bana madalya vereceklermiş gibi evlendim"
Eşiniz sizi terk etti. Evlendiğinize pişman mısınız?Değilim. Aşıktım. Çocuk istiyorduk. Sperm bankası yardımıyla çocuk yapmaya karar verince "Evlenelim" dedik. Sanki bana madalya vereceklermiş gibi evlendim. Ama pişman değilim. Evlendikten sonra Belçika televizyonunda haberlere çıktım. Bana bin tane telefon geldi Türklerden. "Helal olsun. Erkeklerin yapamadığını sen yaptın" diye.
Bir gün karşıma şu anki karım kadar aşık olduğum bir kadın çıksın yeniden evleneceğim. Ama hep ben savaştım. Bu kez benim yerime partnerim savaşsın istiyorum.
Eşinizden ayrıldıktan sonra başka bir sevgiliniz oldu mu?
Ayrıldığımızdan beri, yani dört aydır olmadı. Korkuyorum kadınlardan. Güvenim kalmadı. Hep aldatılıyorum. Oyuna getiriyorlar. Lezbiyenliğe meraktan geliyorlar. Tekrar erkeklere dönüyorlar. Kalkmışım, Türk toplumunda eşcinsel evlilik yapmışım. Karım Belçika'da kaçak yaşıyordu. Evlenmeden önce onu 17 ay sakladım. Ama o Belçika'da kalabilmek için beni kullandı.
"Beş kadına aşık oldum" demiştiniz. İçlerinden sadece eşiniz mi sizi bir erkekle aldattı?
Hayır, beşi de. Çünkü bir kadınla olmak nasıldır acaba merakıyla benimle birlikte oluyorlardı. Bir tanesini Sevgililer Günü'nde yatağında bir erkekle yakaladım.
Beni aldatan sevgililerim sonra beni arayıp "Lütfen affet. Senin gibi birini hâlâ bulamadım" dediler.
Belki lezbiyenlere aşık olsaydınız bu kalp kırıklıklarını yaşamayacaktınız.
Benim gibi yıllardır lezbiyen olan bir kadın bulabilsem keşke... Hani neredeler?
"Karım benim için kirlenmiş bir kadın artık"
Eşiniz sizi kimin için terk etti?
19 yaşında bir Türk genci için. O çocuğu kardeşim gibi görüyordum. Ailesini tanıyorum. Samimiydik. Birbirimizin evlerinde yemekler yedik. Karım o çocuğu doğru dürüst üç aydır tanıyor. "Aşığım" diyor ama aşk maşk değil bu. Belçika'da kalmanın yolunu arıyor.
Sizi terk ederken nedenini söyledi mi?
Hayır. Kavga bile etmedik. Meğer o çocukla iki yıl önce Türkiye'de bir şeyler yaşamış. Onlarla ailece görüştüğümüz için arada evlerine gidiyorduk. Bir gün "Aranızda bir şey var mı bitoşum?" diye sordum. Birbirimize birtanemin kısaltılmış haliyle, bitoş diye hitap ederdik. "Yok" dedi, inandım. O çocuğun evine kaçınca "Bebeğim neden?" diye sordum ama cevap vermedi. Sırf ona aşığım, ondan çocuk istiyorum diye Türk toplumunu karşıma aldım. Düğünde "Evet" diyerek dünyamı verdim ona. Küçücük bir kalbim vardı, Duygu onu alıp götürdü.
Aşık olduğunuz kadını bir erkeğe kaptırmak nasıl bir his sizin için?
Çok pis bir his. Bir erkekle birlikte oldu benden sonra. O benim için artık kirlenmiş bir kadın. Benim tanıdığım bir erkekle olduğu için daha da fena. O benim namusumdu, namusumu kirletti. Evlenmeden önce terk etseydi keşke beni. Madem bir erkekle olmak istiyordu neden benimle oldu? Bir de utanmadan bizim evlilik yıldönümümüzde aralarında nişan yapmışlar.
"Başka bir kadına gidemezdi çünkü benden iyisini bulamaz"
Peki bir erkek yerine bir kadın için terk etseydi sizi... O zaman ne hissedecektiniz?Gidemez ki. Benden iyisini bulamaz çünkü! Ben bir kadına kaptırır mıyım hiç karımı, partnerimi?
Fotoğraflarına bakılırsa eşiniz çok güzel.
Güzelliği neye yarar ki benim olmadıktan sonra. Benim kalbim hâlâ onunla ama onunki benimle değil. Hep güzel kadınlarla birlikte oldum. Ama ben onları değil, onlar beni seçti.
Eşiniz neden memnun kalmamış olabilir?
Cinsel açıdan gayet uyumluyduk. Üstelik romantiğim de. Şiirler yazdım. Hanımıma beste bile yaptım.
Nasıl bir partnersiniz? Maçoluk var mı mesela?
Hiç maço değilim. Benim yanımda mini etek, dekolte giyebilir. Ama dışarı bensiz çıkıyorsa giyemez. Kıskancım. Partnerime kimse yan gözle bakamaz.
Terk edildikten sonra nasıl toparlandınız?
10 gün bir şey yemedim. İki gün alkol komasında kaldım. Hastanede yattım ama beni görmeye gelmedi. Hâlâ acı çekiyorum, unutamıyorum. Dünyam yıkıldı.
Annemin çok emeği var bende. Hayatta onun ayaklarını öpmedim ama gidip 23 yaşındaki karımın ayaklarına kapandım, onları öptüm. Beni bırakmasın diye. Karımı arabayla götürürkerken arabanın altına atlamaya çalıştım. Olmadı.
Hâlâ kabuslarımda onu görüp uyanıyorum. Karımı sayıklıyorum. Onunla yaşadığım evi boşalttım. Hatıralarımla kalmamak için. Yeni bir eve geçtim. Bir tek kedisi kaldı bende, bir de fotoğraflarımız.
"Evli olduğu halde benim kalbimi çalmaya çalışan oydu"
Eski eşinizle nasıl tanıştınız?
Belçika'da tanıştık. Türkiye'de yaşıyordu ama kocasıyla buraya gelip gidiyordu.
Eşiniz sizinle tanıştığında evli miydi?
Evet. 2,5 yıl evli kaldılar. Almanya'da yaşayan abisi burada kurulan pazar için buraya geliyordu. Ben de ona tercümanlık yapıyordum. Karımı da orada tanıdım. O evliydi, benim de partnerim vardı. Aramızda bir şey olmadı o dönem.
Sonra partnerimle Türkiye'ye gittim, Duygu hanımla da buluştuk İstanbul'da. Beni dudaklarımdan öpmeye kalktı ama öptürmedim kendimi. Çünkü partnerimle birlikteydim. O da evliydi.
Onunla tekrar ne zaman karşılaştınız?
Belçika'ya geldi. Ablasının yanında kalıyordu. Buluştuğumuzda bana "Türkiye'de beni öpmedin. Şimdi seni öpmeye geldim" dedi. Ben hâlâ partnerimden ayrılmadığım için yine reddettim öpücüğünü. Bu defa bana aşk mektupları yazmaya başladı. Sonra Belçika'da kocasının önünde yüzüğünü attı. Ben de partnerimden ayrıldım. Kocasından ayrıldıktan sonra onunla ilişkiye başladım. O benim kalbimi çaldı.
Siz eşinizin ilk kadın sevgilisi miydiniz?
İlkti. Beni bir kadın olarak değil, erkek gibi görüyordu...
Sizde ne buldu? Kocasını bırakıp bir kadınla birlikte olacak kadar...
Kocasıyla mutsuzdu. Ben kadının halinden anlıyorum. Bir kadının ne istediğini iyi biliyorum çünkü ben de kadınım. Kadınlar çiçeklerden, güzel sözlerden, şiirlerden, sevgiden hoşlanır. Bunların hepsini verdim ona.
"Ben sevdim mi tam severim. Karım da öyledir sandım"
Eski eşiniz kocasını terk ediyor. Mutsuzluğu yüzünden romantik bir kadına sarılıyor, onunla evleniyor. Tekrar erkeklerle birlikte olur diye hiç endişelenmediniz mi?Hayır. Ben sevdim mi tam severim. O da öyledir sandım. Ona kız kardeşimin yanında iş buldum. Flamancayı söktü benimle. Karım için çalıştım. Ev tuttum, ona araba aldım. Ne yazık ki şimdi onu ülke dışına attırmak için uğraşıyorum. Avukat tuttum. Burada avukat tutmak çok para olsa da...
"Erkekler partnerimi ayartmaya çalışıyor"
Her zaman size destek olan anneniz evlenmenize karşı çıktı mı?
Hayır. Düğünüme o ve tüm kardeşlerim şık kıyafetleriyle geldi. Ama Hülya Avşar'ın televizyon programına çıktıktan sonra beni evlatlıktan reddetti. "Oldu, bitti. Bir de programlara çıkmana ne gerek var? Kendini rezil ettiğin yetmedi mi?" dedi. Ben de "Ben acı çekiyorum. O başka bir erkekle birlikte. Acımı herkese anlatacağım" dedim. Lezbiyenlere, gay'lere ders olsun yaşadıklarım.
Belçika'daki Türkler size nasıl davranıyor?
Lezbiyen olduğumu biliyorlar. Beni sevmiyorlar. Kızlarına hastalık bulaştıracağımı düşünüyorlar. Ne zaman bir kadınla ilişki yaşasam, Türk erkekleri partnerimi ayartmaya çalışıyor. Hem de benim yanımda.