Abone Ol

"Ben 16 yaşında bir gencim!!!" Nedim Saban ahlak bekçilerine kızdı!

Edibe Sözen'in hazırladığı, ancak tepkiler üzerine geri çekmek zorunda kaldığı "Ahlak mühendisliği" yasa teklifi çok tartışılacak bir girişimdi. Medyafaresi yazarı Nedim Saban da farklı bir yazıyla bu tartışmaya katıldı.

"Ben 16 yaşında bir gencim!!!" Nedim Saban ahlak bekçilerine kızdı!

Ben 16 yaşında bir  gencim.
31 çekmek için izin istiyorum.

Kız arkadaşımı  kuytu bir köşede sıkıştırıp, öpmeye kalktım. Mahalleli ağabeyiler gelip, , "ulan ananı öpseler hoşuna gider miydi" diyerek, beni yumrukladılar.

Babam sırdaşımdır.
Yumruk yediğimi söylediğimde, "ya sen kimin oğlusun? ben senin yaşında mektebe bile gitmiştim" dedi.

Mahalleli ağabeyilerimden beni mektebe götürmelerini rica ettim.
Meğer mektepleri çoktan kapatmışlar. Avrupa Birliği'ne giriyoruz ya, sokakta açık  kerhane tatlısı satmak yasak, satıcıların  kerhane tatlısı satmamaları için kerhanelere kapatma kararı çıkmış.

Dedemin, beni "keraneci" diye sevdiği günler aklıma geldi.
Babamın karşısına geçtim.
"Oğlum deden ne fındıklar kırardı, onun zamanında Haliç'te
yüzer kerhane" bile vardı dedi.
"Yüzer kerhaneden vazgeçtik, orospular bile ayaklanmış baba, şehirde orospu kalmamış" dedim.
" Olur mu len? Olsa olsa meslek değiştirmişlerdir ama
orospuluk ölmez, orospular  kaybolmaz" dedi.
" Baba, orospular hangi sektöre kaydılarsa, beni oraya götür. 16 yaşındayım ve çok kötü kayasım var!"
Babam akıllı adam. Plazalardaki güvenliğin beni orospuların yanına çıkartmayacağını, iyi biliyor"

İnternet kafeye gittim.
Çocukları almıyoruz dediler.
Niye almıyorsunuz çocukları?
"Şunun şurasında webcam'a girip, bir rahatlıycam, çok ihtiyacım var"
Artık babamın yanına gitmeye utanıyorum.
Memleketin sorunu kalmadı da, seninkinin sorunlarıyla mı uğraşacağız diye kızar gibi geliyor.
Ama babam anlayışlı  adamdır.
Derdimi açtığımda, "Olur mu oğlum, artık üniversite tezleri için bile interneti kullanıyorlar, internet en büyük kitaplıktır" dedi.
Tabi bu sözler derdime derman olmadı."Onlar üniversite tezi yazıyorlar, biz daha mektebin giriş sınavını kazanamadık!"

Baktım babam da geriliyor.
Çok sevdiğim ilkokul hocama gittim.
" Hocam hatırlar mısınız, siz bir coğrafya  dersinde 31 çekenlerin boylarının maki kadar bile büyüyemeyeceğini " söylemiştiniz! Benim yaş 16, boy 186. 31 çekmemde mahsur var mı?" diye soracaktım.
Hoca ortalarda yok,  eski ilkokulun içinde açılan mini kilisede günah çıkartıyormuş. Boyunun niye uzayamadığını anlatıyormuş papaza!
Rahatsız etmeyeyim dedim.

Artık babamın yüzüne de bakamıyorum.
"31 bile çekemeyen bir  evlat, hayatta  napar, hangi baltaya sap olur" der diye korkuyorum.

"Vatandaşlık numarası yaz boşluk bırak 31 yaz, bakanlığa gönder" kampanyası ilaç gibi geldi.
Yazdım numaramı, SMS'i attım, anasını satayım!
Bakanlıktan hemen konfirmasyon  geldi.
Şimdi rahat rahat 31 çekebiliyorum....

(diye umarken,)

bir de baktım ki, bizimkinin derdine o kadar düşmüşüm ki,
artık yaşlanmışım.

(Zaman ne çabuk geçiyor di mi?)

16 yaşını çoktan geçip, 66 yaşında  sadece cinselliği düşünen, poşetlerin içindeki  çıplak hatunları beceren, küçücük kızların spor kıyafetlerinin altındaki bacaklara bakan, rüzgarın  mini etek giyenlerin eteklerini savuracağını uman çok fena  bir sapık olmuşum!

NEDİM SABAN