Henüz çok genç ama kendinden emin ve ışık saçıyor.
Berkay Hardal’ı anlat bize…
20 yaşındayım. Aslen Manisalı’yım ama İstanbul’da doğup büyüdüm. Tek çocuğum. Ailemle İstanbul’da yaşıyoruz.
Oyuncu olmak küçüklük hayalin miydi?
Değildi. Hep iyi bir futbolcu olmak istedim. Milyonların karşısında top peşinde koşturmanın, iyi bir kulüpte oynamanın hayalini kurdum ama...
Neden olmadı?
Bir futbolcunun başına gelebilecek en kötü şey oldu. Sakatlık! Ayak bileğim döndü ve toparlayamadım.
Futbol aşkı nereden geliyor?
Doğuştan Beşiktaşlı’yım. Babam kaleciydi. Manisa altyapısında başlamış, sonra yükselmiş ve Beşiktaş’ın kalesini korumuş. Adı Bayram Hardal. Onun sayesinde başladım. Dayım da kaleciydi. Parka giderdik. Bir babama gol atardım, bir dayıma.
Annen dayından dolayı babanın mesleğinden etkilenmiş belki de...
Aşk evliliği yapmışlar. Ben de aşk yuvasında mutlu bir çocukluk geçirdim. Kardeşim olmasını çok isterdim ama kuzenlerim bu eksikliği doldurdu. ÖNCE
HALK KEŞFETTİ
Nerelerde oynadın?
Önce sokaklarda, sonra Fenerbahçe’nin altyapısında 3 yıl oynadım. Ardından İstanbulspor’a geçtim ve sakatlandım.
Sonra da hayata mı küstün?
Çok üzüldüm ama hayata küsmedim. Edirne’ye ekonometri okumaya gittim. Yeni bir hayatım oldu. O dönem Instagram yeni yeni popülerdi. Ben de aktif paylaşımlar yapıyordum. Takipçi sayım birden enteresan şekilde arttı.
Önce halk keşfetti yani…
Bir anlamda evet. Sonra yapımcılar aramaya başladı ama cevap vermedim. İçten gelmediler. Zaten yeni bir hayatım vardı. Sekiz ay önce Müzeyyen Karakan isimli bir oyuncu menajeri aradı. Genç yeteneklerin peşinde olan biriymiş. O çok farklıydı, içtendi, sıcaktı, söylediklerine inandım. “Seni oyuncu yapacağım” dedi. Öyle güven verdi ki görüşmeyi kabul ettim.
İyilik meleği ayağına geldi!
Aynen öyle. Sözleşme imzaladık. Bana o kadar inanıyordu ki, ben de ister istemez ona inandım.
Sende ne görmüş?
Daha önce kimsede görmediği bir ışık… Çok doğal bir gülüşüm ve anlamlı bakışlarım olduğunu söyledi. O sıralar ‘İstanbullu Gelin’ dizisinin oyuncu seçimleri başlamış. “Gözüm çok iyidir, size bir oyuncu göndereceğim, bayılacaksınız” diyerek ismimi göndermiş. O kadar tiyatrocunun, dizi geçmişi olan oyuncunun içinden ben seçildim.
Ve bir anda set ışıklarının ortasında buldun kendini…
İnanılmaz heyecanlıydım. İlk rolümdü. Nasıl oynayacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sonra yönetmen geldi: “Berkay, sen neysen Murat karakteri de o. Heyecanlanma, kendini oynayacaksın” dedi. Bir anda heyecanım geçti ve başladım.
Heyecanın bitti yani...
Tamamen geçmedi ama kendime yakın bir karakteri oynadığım için hafifledi. Yola oyuncu olma iddiasıyla çıksaydım daha zor olurdu. Zeynep Günay Tan ve Deniz Koloş çok yardımcı oldu.
İş temposu nasıl?
Beklediğimden daha yoğun ama alıştım.
Okul ne oldu?
Okulu dondurdum, zaten yeni başlamıştım. Ama bırakmayacağım.
Oyunculukla ilgili ne yapacaksın?
Mutlaka oyunculuk eğitimi alacağım. Sette de hocalarım var. Tatil yapmadan çalışacağım. Kendi yolumu çizmek istiyorum.
KENDİME GÜVENİM ARTIYOR
● Twitter’da yüzlerce “Bu akşam Berkay var, onun için seyrediyorum” mesajları var. Korkmuyor musun?
Her şey bir anda oluverdi. Alışmaya çalışıyorum ama kaldıramayacağım bir durum değil. Mesajları görünce keyifleniyorum, daha iyi oynuyorum. Kendime güvenim artıyor.
● Bir gün kendin olmaktan çıkma korkusu var mı?
Olmaz olur mu! Sürekli akıl danışıyorum. Aileme, menajerime, arkadaşlarıma… Annem her sabah, “Sakın kimseyi küçük görmeye kalkma, sen de herkes gibisin” diye uyarır. Fotoğraf çektirmek isteyenleri kırmam. Mesaj atanlara elimden geldiğince cevap veririm. Bu hep böyle olacak.
KIZ ARKADAŞIM YOK
● Kız arkadaşın var mı?
Hayır! Sevgilim yok.
● Tam bu sırada hayatına biri girse endişelenir misin?
Endişelenmem. İki insan arasındaki bağdan bahsediyoruz. O varsa her şey hallolur. Tabii karşılıklı ödünler vermek durumunda kalabiliriz. ● İlişkilerde en çok neye önem verirsin? Asla yalan söylemem, karşıdan da bu dürüstlüğü beklerim.
● Umut veriyor mu sizin nesil?
Temkinli değiller, gelecek kaygıları yok. Her çocuk bir öncekinden daha fazlasına sahip ama değerlendiremiyorlar.
● Biraz açar mısın?
Gençlerde ümitsizlik var. Yoldan birini çevirsek, “Tek başına bir şeyler değiştirebilir misin bu ülkede” desek, gülerek “Hayır” diyecektir. Geçmiştekiler, “Ben bu ülkenin kaderini değiştirebilirim” diyerek çıktılar yola. Şimdiki nesilde bu inanç yok.
● İleride güzel paralar kazanırsan ailen için ne yapmak istersin?
Bir sahil kasabasında ev almak istiyorum onlara. Bahçeli bir ev olsun, toprakla uğraşsınlar, etrafı gezsinler. Onlar benim için elinden geleni yaptı, sıra bende.
Nazenin Tokuşoğlu/ Posta