AKP Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci’nin hazırladığı ve toplam 85 AKP milletvekilinin imzası bulunan torba kanun teklifi 25 Mart Cuma günü Meclis Başkanlığı’na sunuldu.
Toplam 39 maddeden oluşan teklifin adı “Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” olarak belirlendi.
Cumhuriyet'ten Nagihan Yılkın'ın haberine göre, Teklifin en dikkat çeken noktalarından biri ise 'finans şirketinin şöhretine basın yoluyla zarar verenlerin 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması'.
Meclise sunulan torba yasa teklifiyle, ismi belirtilmese dahi şirketlerin güvenilirliği konusunda kamuoyunda ‘tereddüte’ yol açacak nitelikte haberlerin engelleneceği ön görülüyor.
Muhalefete göre bu teklifin yasallaşması ile kamudan en çok ihaleyi alan şirketlere 'beşli çete' denilemeyecek. Bu ifadeyi kullanan kişiler hakkında üç yıla kadar hapis cezası talep edilebilecek. En çok kamu ihalesi alan şirketler sıralamasında ilk 5'te Kalyon, Kolin, Cengiz, Makyol, Rönesans yer alıyor.
Beşli çete'nin yanı sıra söz konusu teklifle korunması düşünülen isimlerden biri olan Demirören, Ziraat Bankası'ndan çekip ödemediği kredilerlerle gündeme gelmeye devam ediyor. Sayıştay denetçilerinin Ziraat Bankası 2020 yılı denetim raporunda Demirören’in kredi ödemesinde sorun çıktığı, kredi teminatında gösterilen 22 adet gayrimenkulun bankaya devrinin yapıldığı belirtilmişti. Gayrimenkullerle ilgili hazırlanan ekspertiz raporunda, devredilen yerlerin satışlarının çok zor olduğu ifade edilmişti.
"BU, ŞİRKETLERİN KORUNMASI İÇİN YAPILDI"
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, sunulan torba kanun teklifine ilişkin Cumhuriyet'e açıklamalarda bulundu.
"Teklifi ilk görünce aklıma 'beşli çete' ve Ziraat ve Vakıf Bankası'ndan kredi çekip ödemeyen büyük şirketlerin korunması için yapıldığı geldi" diyen Başarır, "Kişiye, kuruma özel yasa çıkartılamaz. Yasalar genel Türkiye'yi kapsayıcı ve ülkenin ihtiyaçlarına göre çıkartılmalı. Bu sefer şirketlerin bu şekilde itibarını koruyan rekabet hukuku, rekabet kanunu var. Burada zaten şirketlere ilişkin yanlış, yanıltıcı haberler yapıldığı zaman bunun hem tazminat hem cezai yaptırımları var. Şimdi bu yasa, bu hükümler dururken bunu neden getiriyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
DEMİRÖREN'İ İŞARET ETTİ
Ziraat Bankası'ndan kredi çekip ödemeyen Demirören'i de işaret eden Başarır, "Mesela finans kurumları, katılım bankaları faktoring şirketleri... Burada bir medya patronunun 1 milyar 200 milyon dolar Vakıf Bankası ve Ziraat Bankası'na borcu var. Şimdi bu haber yapılmayacak mı, niye ödemiyorsunuz denilemeyecek mi? Burada Ziraat Bankası, Ziraat Katılım ya da bu beyefendinin kendisi ve şirketi yıpranmış mı olacak? Böyle şey olur mu" diye konuştu.
Başarır, bu yasanın hiçbir anlamı olmadığını belirterek, "Bu ülkede yolsuzluğun, hırsızlığın sorgulanması gerekirken bir anlamda bu sorgulamalar cezai yaptırıma bağlanıyor. Bu olmaz. Bu özel bir yasadır, sipariş bir yasadır. Eminim bu şirketlerin talebi üzerine yapılmıştır. Bence zaten insanlar bundan sonra beşli çete ve bu finans durumlarını daha fazla eleştireceklerdir" dedi.
"HUKUKA AYKIRI"
Teklifin yasal boyutuna ilişkin Cumhuriyet'e açıklamalarda bulunanan İstanbul Barosu Başkanı avukat Mehmet Durakoğlu da "Böyle bir kanuni düzenleme yapılmış olsa bile bu hukuka aykırı olur. Açık bir deyişle teşbih dediğimiz bir edebi sanatın kanunda yasaklanması anlamına gelir" dedi.
"YOLSUZLUKLARIN ENGELLENMESİ ANLAMINA GELİR"
Bunun kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını belirten Durakoğlu, "Öyle anlaşılıyor ki özel olarak getirilen bu hükmün çok belirgin bir biçimde 5 müteahhitle ilişkilendiriliyor olmasının ifade ettiği anlam, aynı zamanda bu yasayla Türkiye'de yolsuzlukların da engellenmesi anlamına gelir. Bu özelliği nedeniyle de Türkiye'deki ifade özgürlüğünün geldiği boyutu anlatması bakımından da önemli olur" ifadelerini kullandı.
"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ORTADAN KALDIRILMIŞ OLACAK"
Durakoğlu açıklamasının devamında şöyle konuştu;
"Yasanın getiriliş şekli hukukta 'lafzi yorum' dediğimiz yorumun yapılmasına imkan veren bir düzenlemedir. 5 müteahhitten herhangi birisinin başvurusu üzerine böyle bir yorum da yapıldığı andan itibaren kuşkusuz bu anlamdaki ifade özgürlüğü ortadan kaldırılmış olacaktır."