Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, kişisel sitesinde bu hafta, geçtiğimiz günlerde Zümrüt Apt kitabının iğrenç içeriği nedeniyle başlayan tartışmayı ele aldı.
Faruk Bildirci, pedofili ile müstechen içeriğin tamamen farklı olduğunu, edebiyatta müstechen içeriğin doğal olduğunu açıkladı. Edebiyat dünyasında yazarların bazı kitaplarından yapılan alıntılarla konun farklı bir boyuta çekilmek istediğini söyleyen Faruk Bildirici şunları yazdı:
"Haberlerde Şevki’nin müstehcenlik nedeniyle değil, “müstehcen içerikte çocukları kullanmak” veya daha doğrudan bir ifadeyle “çocuk pornografisi” suçlamasıyla yargılanacağı vurgulanmalıydı. İkisi çok farklı…
Söz konusu haberler bu haliyle pedofiliyi değil müstehcenliği suç olarak sunmuş oluyor. Halbuki edebiyatta müstehcenliğe yer verilmesi doğaldır. Kırmızı çizgi koymaya, sınırlamaya kalkmak da tehlikelidir. Müstehcenlik avına çıkılmasını ve sansürü tetikleyebilir. Yazarların ifade özgürlüğüne gölge düşürebilir.
Abdullah Şevki’nin kitabında pedofili bir ilişkiyi bütün açıklığıyla tasvir edip övdüğü satırları yerin dibine geçirelim, eleştirelim, suçlayalım, istediğimizi söyleyelim. Ama sosyal medyada ortaya atıldığı gibi “Kitap 2013’de yayınlanmış, Kültür Bakanlığı o zaman niye engellememiş” demeyelim.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, kitaplara sadece bandrol veriyor; içerik denetimi yapmıyor. Doğrusu da bu. Bakanlık, savcıların işini üstlenip içerik denetimine başlarsa bunun sonu alınamaz. Gazeteci ve aydınlar, sansüre dönüşecek böyle bir yöntemi savunmamalı…
AYŞE KULİN VE ELİF ŞAFAK
Bu olayın ardından Elif Şafak'ın Mahrem ve Ayşe Kulin'in gece sesleri adlı kitaplarından taramalar yapıldığını ve iki yazarın da tartışılan kitabın yazarıyla aynı kefeye konmak istendiğini kaydeden Bildirici şöyle devam etti:
"İyi de bir pedofili kurbanının hayatının nasıl mahvedildiğini anlatmak için “Mahrem”deki gibi, çocuğun cinsel istismarı sahnesinin o kadar ayrıntılı canlandırılmasına gerek var mıydı? Gerçekten orada kurbanın hakları öne çıkarılıyor muydu? Bu sayfalar, başarılı edebi örnekler mi? Aynı sorular, Ayşe Kulin’in “Gece sesleri” kitabındaki “bebekle cinsel tatmin” bölümü için de geçerli.
Doğrusu çocuklar ve bebekler söz konusu olunca böyle ayrıntılı canlandırmalara olumlu bakamıyorum. Ama Elif Şafak, kitabından cümleler cımbızlanarak karar verilemeyeceğini, kitabın tamamının okunması gerektiğini söylerken çok haklı. Elbette bu kitaplarda cinsel taciz kurbanı çocukların haklarının savunulup savunulmadığını, pedofili övgüsü olup olmadığını anlamak için o kitapları okumak gerekir.
Zaten edebi bir eserin başarılı olup olmadığına okurlar karar verir; cezalandırır ya da ödüllendirir.
ASIL YANLIŞ SOSYAL MEDYADA
Faruk Bildirici medya ve sosyal medya da konunun işleniş biçimine şöyle eleştirilerde bulundu:
"Asıl yanlışlık biz gazeteciler ve sosyal medya kullanıcılarında. İnsanların sadece bu sayfalara bakarak o kitaplarla ilgili karar vermesini sağlıyoruz. Kitapların bütünüyle ilgili bilgi de vermiyoruz. Üstelik bu sayfalarda pedofili övgüsü olduğunu savunan bazı sosyal medya kullanıcıları ve bu haberleri yazan bazı medya kuruluşları bile bu içeriklerin yayılmasına katkıda bulunuyor. Açın interneti, bu kitap sayfalarının okunur şekilde kopyalandığı haberlerden geçilmiyor. Hem pedofiliyi kınayıp hem de pedofili içerdiğini söylediğiniz metinleri yaymak paradoksal bir durum.
Bir yanlışı, bir kötülüğü topluma duyurmak için nasıl yapıldığını canlandırmaya, ayrıntılı anlatmaya gerek yok. Medya, toplumun bütününe hitap eder. Sağlıklı insanlar kadar, suça eğilimli ve psikolojik sorunları olan insanlar da okur haberlerimizi.
Pedofili övgüsü olduğu tartışılan bu kitaplarla ilgili haberleri pedofili eğilimi olan insanlar da okuyabilir; o zaman pedofiliyi bu insanların gözünde meşrulaştırmış, yapılabilirliğini göstermiş, yöntem öğretmiş oluruz. Çocuklar da okuyabilir bu haberleri, onlarda da travmatik etkiler yapabilir bu haberler."