Faruk Bildirici'nin kişisel web sitesindeki yazısı şöyle:
''Gazeteciler hoparlör değildir, yanlışa ortak olmaz. Politikacılar doğru söylemiyorsa, hele de bile isteye gerçeği yanlış ifade ediyorlarsa gazetecilerin görevi o söylemi aynen aktarmak olamaz. Politikacının söylediğinin yanlış olduğunu belirtmek, okura-izleyiciye doğrusunu iletmek durumundadır gazeteci.
Yanlışı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan olunca gazeteciliğin gerekleri uygulanmıyor. İktidar yanlısı medya ya aynen aktarmakla yetiniyor Erdoğan’ın sözlerini ya da konuşmanın içinden o cümleleri ayıklayıp hiç duyurmamayı yeğliyor. Her iki durumda da Erdoğan’ın yanlışlarının ya da gerçeğe aykırı ifadelerinin üzeri örtülüyor. Yanlışa ortak ediliyor, hoparlör konumuna indirgeniyor gazetecilik
Erdoğan’ın “Avrupa’da aşı ücretli” yanlışı
En yakın örnek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa ülkelerinde aşının ücretli olduğu yolundaki sözleri. Erdoğan, 2 Temmuz’da partisinin Sakarya Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı'nda yaptığı konuşmada aynen şunları söyledi:
“Bugün Avrupa'nın en gelişmiş ülkeleri dahi şu aşılar var ya aşılar, bu aşıları ücretle yapıyorlar. 50 sterlin, 100 avro, bu şekilde para alarak yapıyorlar. Biz aşılarda halkımızdan bir kuruş aldık mı? Ve bize nasihat ettiler. 'Ya böyle de olmaz, belli bir bedel alın.' Hayır.
Erdoğan, daha önce de 25 Haziran’da Hatay’da yaptığı konuşmada “Bakın şu anda sevgili kardeşlerim, dünyanın değişik yerlerinde Avrupa'nın en gelişmiş ülkeleri aşı var ya, bu aşıyı ücretli yaptırıyor biliyor musunuz? Ücret alıyor, ücret. İngiltere'de 100 sterlin gibi rakamla ücret alınıyor. Bizde böyle bir şey yok” demişti.
Erdoğan’ın aşının Avrupa ülkelerinde ücretli olduğu konusundaki ifadeleri açıkça gerçeğe aykırı. Cumhurbaşkanının iddialarının aksine İngiltere ve Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında ücretsiz aşı yapılıyor. Hatta Yunanistan’da gençleri aşıya teşvik için en az bir doz Covid-19 aşısı yaptıran 18-25 yaşındaki vatandaşlarına 150 euro değerinde harcama kartı verileceğini duyuruldu.
Üzerini örttüler
Hiçbir Avrupa ülkesinde aşıdan ücret alınmamasına rağmen Erdoğan’ın iki kez gerçek dışı bu iddiayı iki kez tekrarlaması, bu yanlışın bile isteye sürdürüldüğünü gösteriyor. Medyanın büyük bölümü de iddianın yanlış olduğunu vurgulamayarak, Erdoğan’ın hayali söylemini devam ettirmesine olanak tanıyor. Hayali diyorum, çünkü “aşıdan ücret alınmasını nasihat edebilecek bir Avrupa ülkesi yöneticisi” de yok ortalıkta.
Erdoğan’ın ikinci kez dile getirdiği gerçek dışı söylem bazı internet sitelerinde yanlış olduğu belirtilerek okura iletildi. Ama iktidar yanlısı haber siteleri genellikle Erdoğan’ın yanlış söylemini haberin içine sakladılar. Dünkü Sabah, Akşam, Türkiye ve Yeni Şafak gazeteleri de Erdoğan’ın konuşmasını “Avrupa’da aşının ücretli olduğu” yolundaki cümlelerini haberden ayıklayarak yayımladılar. Hürriyet, Milliyet ve Yeni Akit ise ara başlığa bile çıkarmadan diğer cümlelerin arasına saklayarak verdiler ücretli
Böylece iktidar medyası bırakın Erdoğan’ın yanlış yaptığına dikkat çekmeyi, tamamen gözlerden saklamış, Cumhurbaşka’nın hatasının üzerini örtmüş oldu. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “yalan siyaseti” sözlerini başlıklarda gördüler.
Aslında bağımsız ve eleştirel medya da Erdoğan’ın gerçek dışı ücretli aşı söyleminin üzerinde durmadı. Geçen hafta Erdoğan’ın “aşının İngiltere’de ücretli olduğu” sözlerinin yanlış olduğunu okurlarına duyuran BirGün ve Cumhuriyet bu kez Erdoğan’ın sözlerine hiç yer vermedi. Karar ise Erdoğan’ın “iddiasını sürdürdüğünü” haberin spotuna çıkarmakla yetindi. Sözcü de Erdoğan’ın sözlerini kutuda vermekle yetindi, düzeltme yapmadı. Gazete Pencere, “Erdoğan, Avrupa’da ‘aşı ücretli’ iddiasında ısrarlı” başlıklı haberin spotunda Avrupa ve ABD’de aşının ücretsiz olduğunu vurguladı.
Dil sürçmeleri ve gerçeğe aykırı ifadeler artıyor
Erdoğan’ın konuşmalarını kendisinin hazırlamadığı, yazım ekibinin hazırladığı metni promterdan okuduğu biliniyor. Anlaşılan metinleri yazan promter ekibi eskisi kadar deneyimli, bilgili değil ya da artık AKP’nin geldiği nokta itibarıyla durumu toparlamakta epey zorlanıyorlar. Çünkü Erdoğan daha önce promter dışındaki konuşmalarında sık sık hatalar yapıyordu; şimdi artık promterdan okuduğu konuşmalarındaki yanlışlar da çok arttı. Öyle vahim dil sürçmeleri, gerçeğe aykırı ifadeler ve bilgi hatasından kaynaklanan yanlışlıklar oluyor ki, tümünü sıralamaya kalksam geniş bir külliyat olur.
Sadece bu yıl içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı dil sürçmeleri ve bilgi hatalarını taradım, tam sekiz dil sürçmesi ve gerçeğe aykırı ifade buldum. Günümüzden geriye doğru sıralayalım bu yanlışları:
1-Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Haziran’da “Kanal İstanbul” projesiyle ilgili Sazlıdere Köprüsü’nün temel atma töreninde “Aşık Veysel gibi dağları deldik” dedi. Aşık Veysel ve Ferhat ile Şirin efsanesindeki Ferhat’ı karıştırdı.
2- Erdoğan, 18 Haziran’da Antalya Diplomasi Forumu'nda yaptığı konuşmada “Gerek terör örgütleriyle mücadelemizde gerekse Suriye'yi istikrarsızlaştırma çabalarımızda uluslararası toplumdan beklediğimiz desteği alamadık" diyerek dinleyenleri şaşkına çevirdi.
3-Erdoğan 9 Haziran’da partisinin Meclis grup toplantısında iktidar icraatlarını överken “Ankara’da havalimanını kim yaptı ya? Biz yaptık. Bundan önce böyle bir havalimanı Ankara'da var mıydı? Yoktu” dedi. Ankara’daki Esenboğa Havalimanı 1955’te yapılmış, daha sonra çeşitli tarihlerde genişletilmişti.
4-Erdoğan, 26 Mayıs’ta yine partisinin Meclis grup toplantısında İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “Bay Meral”, ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da “Bayan Kemal” dedi.
5- Erdoğan, 30 Nisan’da Cuma namazı çıkışında bir gazetecinin “Tam kapanmada İstanbul’da mı olacaksınız?” sorusuna “Henüz kesin kararımı veremedim ama buralardayım. En kötü ihtimalle Türkiye’deyim” diye yanıt verdi.
6- Erdoğan, 7 Nisan’da partisinin grup toplantısında “Ecevit döneminde o daktilolar neden atıldı acaba?” dedi. Halbuki o dönemde Başbakanlık önünde atılan daktilo değil yazar kasaydı.
7- Erdoğan, 25 Şubat’ta partisinin İstanbul İl Kongresindeki konuşmasında “Bu yola çıkarken yanımızda kimler vardı. Bir de şimdi bakın maalesef kimler var” dedi. Sosyal medyada bu sözlerle MHP’lileri kastettiği yorumları yapıldı.
8- Erdoğan partisinin 22 Şubat’ta toplanan İzmir il kongresinde “Kendi içindeki hırsızlık, arsızlık dalgasıyla hesaplaşmayı reddeden zihniyettir bizim zihniyetimiz” dedi.
İktidar medyası, Erdoğan’ın konuşmalarındaki bu yanlışlıkları ya hiç yayımlamadı ya da haberlerin içine sakladı. Sanırım kimi zaman Erdoğan’ın yanlışını fark etmediler bile. Bunun en çarpıcı örneği de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 Kasım 2020’de bir basın açıklamasındaki “İnsanlarımızın canı hiçbir şeyden daha kıymetli değildir” sözlerinin Anadolu Ajansı, DHA ve İHA başta olmak üzere hemen bütün iktidar medyasında aynen yayımlanmasıydı.
Medya eleştiremeyince düzeltme şansı yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarındaki dil yanlışları, gerçeğe aykırı ifadeler ve bilgi hatalarının düzeltilmesi için birilerinin ortaya çıkıp, Erdoğan’a yanlış yaptığını söylemesi gerekli. Sanırım çevresinde konuşmalarındaki yanlışları yüzüne söyleyebilecek kimse kalmadı.
İktidar medyasında da Erdoğan’ın konuşmalarındaki yanlışlıklara dikkat çekecek ne güç var ne de gazetecilik hevesi. Bu vahim hatalar, bağımsız ve eleştirel medyada yazılsa ve topluma aktarılmaya çalışılsa da Erdoğan’a ulaşamıyor. Durum böyle olunca da Erdoğan’ın kendi hatalarını düzeltme şansı kalmıyor.
Kuşkusuz yakın çevresini seçen de Erdoğan, medyayı “Avrupa ülkeleri bu aşıları ücretli yapıyor” yanlışına bile itiraz edemeyip aynen aktaran bir hoparlöre çeviren de...
Fakat Türkiye’de medya Erdoğan’ın bu sözlerine geniş yer vermese de Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde gerçeğe aykırı olduğu vurgularak yayımlandı.
“Avrupa ülkeleri bu aşıları ücretli yapıyor” diyen bir Cumhurbaşkanı, Türkiye’de söyleyince kabul edecek bir kitle bulabilir ama gerçeğe aykırı bu sözler dünyada iyi bir izlenim vermiyor.
Faruk BİLDİRİCİ/ 4 Temmuz 2021