Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın amiraller listesindeki CHP'lilerle ilgili talimatı kameralar önünde verdiğini söyledi
Faruk Bildirici, "Kuşkusuz bu olayın en vahim yanı, Sabah ve Hürriyet başta olmak üzere medyanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla hareket ederken insan haklarını, kişi masumiyetini, suçların şahsiliği kuralını, lekelenmeme hakkını ve gazetecilik ilkelerini tamamen gözardı etmesi." düşüncesini dile getirdi.
Bildirici'nin Amirallerin Yakınları Listesi Soylu'dan Servisi Sabah'tan başlıklı yazısı şöyle
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın televizyonlardaki alt yazılara bile karıştığını “Alo Fatih” vakasıyla öğrenmiştik ama hep üstü kapalı cereyan ediyordu bu müdahale. Montrö ve tarikat evinde namaz kılan Tuğamiral Mehmet Sarı hakkında bildiri yayınlayan 104 emekli amiralle ilgili dünkü açıklaması sırasında gizleme gereği bile duymadı:
“Şu anda 104 kişinin içerisinde bizzat CHP'nin üyesi olan kendisi karısı yeğeni, oğlu şusu busu olanlar var. Bunları da yakın zamanda yazılı ve görsel medyada göreceksiniz. Bu işin merkezinde aslında ana muhalefet partisinin ta kendisi var. “
Erdoğan’ın bu sözleri, kontrolü altındaki medyaya açıktan, kameralar önünde verdiği bir talimattı. Bildiriyi imzalayan 104 amiralin ve yakınlarının CHP ile ilişkisinin yayımlanmasını istiyordu. “Yakın zamada yazılı ve görsel medyada göreceksiniz” dediğine göre de medyadan böyle bir araştırma yapmalarını değil, hazırlanan listenin yayımlanmasını istiyordu.
Talimatı ilk Sabah yerine getirdi
Aslında Erdoğan’ın bu talimatı verdiği sırada Sabah gazetesinin internet sitesi amiraller ve yakınlarının CHP üyeliği hakkındaki listeyi yayımlamıştı bile. Halit Turan imzalı “Darbe imalı bildiri imzalayan emekli amirallerden 4’ü CHP üyesi çıktı” haberi, Erdoğan’ın basın toplantısı başlamadan saat 17.24’te yayına verilmişti.
“Skandal bildiriye imza atan emekli amirallerden 4'ünün CHP üyesi olduğu ortaya çıktı” cümlesiyle başlayan haberde emekli amirallerden Kadir Nazif Özdağdeviren, Cemil Şükrü Bozoğlu, Cengiz Alpözü ve Mehmet Tayfun Uraz'ın CHP üyesi olduğu belirtiliyordu.
Bununla kalmıyor, “İşte bildiride imzası bulunan amirallerin CHP üyesi yakınları” denilerek emekli amirallerden 18’inin CHP üyesi olan oğlu, eşi, annesi, kız kardeşi ve erkek kardeşinin isimleri tek tek sıralanıyordu. Ayrıca emekli amirallerden Ergun Mengi’nin de İyi Parti Uluslararası Siyasi Kuruluşlar ve Jeo Stratejik Analizlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı olduğu kayda geçiriliyordu.
Haberde hiçbir kaynak yoktu, sanki muhabir kendisi araştırmış da böyle bir listeyi hazırlamış gibi sunulmuştu bu bilgiler. Dört saat kadar sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısında dile getirdiği emekli amiraller ve yakınlarının CHP üyeliği ile ilgili sözleri de sonradan habere eklendi. Bu bölüme “Başkan Erdoğan açıklamıştı” ara başlığı konuldu ve Erdoğan’ın “Bunları da yakın zamanda yazılı ve görsel medyada göreceksiniz” cümlesine de yer verildi bu bölümde.
Halbuki Erdoğan liste açıklamamıştı; bu bölüme “Erdoğan yayımlanacağını söylemişti”” gibisinden bir arabaşlık konulsa daha doğru olurdu.
Hürriyet hemen kopyaladı
Elbette Sabah’ın 5 Nisan akşamı saat 17.24’te yayımladığı “Skandal bildiriye imza atan emekli amirallerden 4'ünün CHP üyesi olduğu ortaya çıktı” haberi yarım saat içinde Takvim’de aynen yayımlandı. Ardından saat 19.57’de Hürriyet’te kopyalandı. Hürriyet’in haberinde Sabah kaynak gösterilmiyordu ve CHP üyesi olan emekli amiraller ile yakınlarının açık adlarını içeren liste de aynen yer alıyordu.
Bildiri ile hiçbir ilgileri olmayan insanların sırf emekli amirallerin yakını oldukları için bu şekilde teşhir edilmesi sosyal medyada büyük tepki çekti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da 21.42’de “RTE talimat verdi @Hurriyet yerine getirdi E. Amirallerin yakınlarını bir gazete fişliyor Muhabirlik değil muhbirlik yapıyor” paylaşımında bulundu. Ağbaba, ardından Ne oldum dememeli ne olacağım demeli. Basının amiral gemisini düşürdükleri hale bak. #Hürriyet, Saray'dan aldığı talimatı yerine getirip, özel yaşamı ifşa ediyor” diye yazdı.
Bu tepkilerin ardından Hürriyet’in haberi saat 22.22’de güncellendi ve amirallerin CHP üyesi yakınlarının adlarını içeren liste haberden çıkarıldı. Haberde sadece CHP üyesi olan dört emekli amiralin ismi kaldı.
Ama Sabah’ın haberi, emekli amirallerin CHP üyesi yakınlarının isimlerini içeren listeyle birlikte birçok internet sitesinde yayımlanmaya devam etti. Sabah ve Takvim’de de liste haberden çıkarılmadı.
Sabah gazetesinin basılı nüshasının manşeti, iki tam sayfası ve hemen tüm köşeleri bu konuya ayrılmıştı. “4 amiral CHP üyesi” başlıklı bir haber de yer alıyordu 10. Sayfada. Ama internette olduğu gibi bu haberde emekli amirallerin yakınlarıyla ilgili listeye yer verilmemiş, sadece dört amiralin adının sıralanmasıyla yetinilmişti.
Akşam, Yeni Şafak gazeteleri de dört emekli amiralin CHP üyesi olduğu haberini yayımlarken yakınlarının isimlerini vermedi. “CHP bu işin merkezinde” manşetiyle çıkan Türkiye gazetesinde de amirallerin yakınlarının olduğu liste yayımlanmadı.
Listenin basılı gazetelerde yayımlanmamasında sosyal medyadaki haklı tepkiler mi etkili oldu, orası belirsiz…
Listeyi Soylu hazırlamış
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamadaki sözlerinden de belli olduğu gibi Sabah’ta yayımlanan bu listeyi hazırlayan gazeteciler değil, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve bakanlık personeli.
Soylu, Erdoğan’ın açıklamasından birkaç saat sonra çıktığı A Haber televizyonunda bu listeyi hazırlamak için sabaha kadar çalıştıklarını söyledi:
“CHP'ye üye olan 4, aileleriyle üye olan da yaklaşık 18 kişi var. Kimi kardeşi, kimi ablası, kimi oğlu, kimi kızı, aileleriyle beraber. O gece biz sabaha kadar uyumadık, çalıştık ve tüm irtibatlarını ortaya çıkardık. Son 30 günde kimlerle irtibat kurdukları, hangi siyasi parti yoğunluklu irtibat kurdukları çok açık ve net.”
Zaten siyasi partilerin üye kayıtları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda saklanıyor. Soylu ve İçişleri Bakanlığı bürokratlarının gazeteciere kapalı olan o kayıtlara ulaşması zor olmasa gerek. Yargıtay Başkanlığı, emekli amirallerin bildirisini “darbe, muhtıra ve vesayet hevesi” olarak nitelendiren bir açıklama yaparak peşinen hüküm açıkladığına göre CHP’nin üye kayıtlarını İçişleri Bakanlığı’na açması pek de şaşırtıcı olmaz.
Korku duvarına katkı
Kuşkusuz bu olayın en vahim yanı, Sabah ve Hürriyet başta olmak üzere medyanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla hareket ederken insan haklarını, kişi masumiyetini, suçların şahsiliği kuralını, lekelenmeme hakkını ve gazetecilik ilkelerini tamamen gözardı etmesi.
104 emekli amiral, bildiri yayımlayarak suç işlediyse bunda eşleri, anne babaları ya da kardeşlerinin nasıl bir ilgisi olabilir? Sırf emekli amirallerin yakını oldukları için bu insanların isimleri ilan edilerek “suçların şahsiliği” kuralını ihlal edildi. İsimleri yayınlanan bu insanlar, durup dururken zan altında bırakılmış, hedef gösterilmiş oldu.
Akrabaları bir yana bırakalım, emekli amirallerden dördünün CHP üyesi olması neyi kanıtlar? Hiçbir şeyi kanıtlamaz. Bir üyenin yaptığı partiyi de bağlamaz. Aksini söyleyebilmek için bu eylemin parti yönetimiyle ilişkisinin kanıtlanması gerekir. O yönde de bir emare yok ortada.
Buna rağmen iktidar kontrolündeki medya yargıç-savcı rolüne soyundu. Bildirinin CHP’nin de içinde olduğu bir muhtıra olduğuna ve darbe çağrısı yapıldığına karar verdi; emekli amiralleri suçlu ilan etti. Kişilerin mahkum olana kadar masum kabul edilmesi gerektiği ilkesini çiğnedi.
İnsanların düşüncelerini açıklamalarının önüne çekilen korku barikatının daha da yükseltilmesine katkıda bulundu medya.
Faruk BİLDİRİCİ / 6 Nisan 2021