Bildirici, "Gazeteci söylenti yazmaz, dedikodu yazarlığına soyunmaz, kanıtlayamadığı duyumlarını yazmaz, karşıdan tepki alınca da savunmaz.Söylenti gazeteci dili olamaz" düşüncesini dile getirdi.
Bildirici, "Onur Baştürk, Cem Yılmaz’ın Ozan Güven’e yardım ettiğini iddia ederken cümleye 'söylenen o ki' diye başlıyor! Kim kime ne zaman, nerede, nasıl söylemiş? Kaç kişi bunu söylemiş de Onur Baştürk duymuş? Bu soruların yanıtı yok, 'söylenen' demesini yeterli görmemizi bekliyor yazar. 'Söylenti', 'iddia' konuşuluyor' gibi sözcükler, gazeteci dili olamaz. Gazeteci duyduğunu araştırır, doğrular, kanıtlarını bulur, öyle yazar. Onur Baştürk ise kimden duyduysa artık böyle bir 'söylentiyi' köşesinden aktarıyor topluma. Doğru mu diye şüphe etmiyor, gerçek olup olmadığını araştırma gereği duymuyor. Böyle yaparak doğruluğu hiçbir somut gazetecilik verisine dayanmayan cümlelerle Cem Yılmaz’a 'kadına dayak atan arkadaşına olayın ortaya çıkmaması için yardım ettiği' damgasını yapıştırmış oluyor." görüşünü savundu.
Bildirici, "Yazdığı yalanlanan gazetecinin önünde iki yol vardır; birincisi yazdığının doğruluğunu kanıtlamak, ikincisi de yazdığını kanıtlayamıyorsa da özür dilemek… Onur Baştürk dünkü yazısında ikisini de yapmadı: ne özür diledi ne de kanıtlama yoluna gitti" ifadesini kullandı.
Bildirici, Hürriyet gazetesinin de 'söylenti'ye sahip çıktığını belirterek, "Gazetecilik adına daha da üzücü olanı Hürriyet’in bu meseledeki tavrı. Hürriyet, bu meselede yazarının 'söylenti' yazmasını gazetecilik olarak görmüş ve haklı görmüş olacak ki, Onur Baştürk’ün yazısını 'O yazıya bu yanıt yakıştı mı' başlığıyla gazetenin ilk sayfasına taşıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yazının devamı için tıklayın
Ne olmuştu?
Hürriyet gazetesi magazin yazarı Onur Baştürk, Ozan Güven Deniz Bulutsuz'a yönelik darp olayını kapamasına Cem Yılmaz'ın yardım ettiği söylentilerinin dolaştığını yazmıştı. Cem Yılmaz, Baştürk'e sosyal medya hesabından, "Allah sizi kahretsin ya... Gerçekten artık sizin ne dediğiniz, ne söylediğinizi duyacak haliniz kalmamış. Dün 'arkadaşım' olsa ne olur, şiddetin tarafı mı olur yazdığım halde, olay mahkemede olduğu halde bunları yazıyorsunuz. Dava etsem 'Ay ben öyle duydum' deyip kaçacaksın." yanıtını vermişti.