İşte Müşerref Seçkin'in TürkiyeGündemi'ndeki yazısı:
Sanki 90'lı yılların yılbaşı eğlencesine hazırlanır gibi, neredeyse Tüm türkiye meyvelerini çerezlerini hazırlamış, ekran başına kilitlenmişti.
Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu'nun ekrandaki büyük kapışması öncesi kanallar erkenden yayına girmiş, adayların gelişini izliyordu.
Müşerref Seçkin |
Lütfü Kırdar'a önce Ekrem İmamoğlu eşi Dilek ile birlikte gülücükler atarak elele geldi, kısa bir selamlaşma sonrasında salona girdi.
Yayının başlamasından 37 dakika önce gelen İmamoğlu ailesiyle birlikte onlara ayrılan bölümde beklemeye başladı.
Ses provası, ışık, oturma düzeni filan televizyon yayınlarında en az 10 dakika önce stüdyoya gelinmesi gerekir.
Rakibi gelip beklemesine rağmen dakikalar geçer Binali Yıldırım ortada yoktur. Ne oldu ki? Koskoca eski Başbakan eskortları da varken trafiğe takılmış olamaz ki.. Hatta hemen "yayından vazgeçti, çıkmayacak galiba" fısıltıları dolaştı.
Neyse ki, Binali Yıldırım yayının başlamasına 3 dakika kala geldi. Yüzünde hiç geç kalmış bir kişi ifadesi yoktu.
Hatta gazetecilerle selamlaşma faslını uzattı da uzattı. Bu gecikme gerilimini sadece İsmail Küçükkaya ve teknik ekip yaşadı.
Çünkü İmamoğlu ekibi bu ihtimali de hesaplamıştı. Şöyle anlatıldı:
"Binali Yıldırım'ın geç gelmekteki amacı rakibini küçümsemek, küçümsediğini göstererek Ekrem İmamoğlu'nu yayının başında sinirlendirerek strese sokmaktı. Bunu da diğer taktikler gibi biliyorduk. O yüzden geç kalmasından, hiç gelmemesine kadar bir dizi senaryo için hazırlıklıydık."