İSİG Meclisi, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) pandemisi sürecinde işçi sağlığı ve güvenliğine dair hazırladığı raporu yayınladı.
İstanbul Galataport Şantiyesi’nde çalışırken kalp krizi geçirip (şüpheli Covid-19 olarak belirtilen) hayatını kaybeden Hasan Oğuz'un hatırlatıldığı raporda, "11 Mart-10 Nisan tarihleri arasında en az 159 işyerinden 855 arkadaşımızın testlerinin pozitif çıktığını tespit ettik" ifadelerine yer verildi.
Salgının iktidar ve patronlar tarafından “fırsat” olarak görüldüğü ifade edilen raporda, salgının ilk ayında 81 işyerinde işten çıkarmaların tespit edildiği bilgisi yer aldı. İşten çıkarmalar konaklama ve inşaat işkolunda yoğunlaşırken, tekstil, liman ve AVM işletmelerinde de yoğun şekilde işten çıkarmalar yaşandı.
İşyerinde alınmayan önlemlere itiraz eden ya da ücretli izin talebinde bulunan işçiler ile 6 aydan az çalışan işçilerin hiçbir hakkının verilmeden işten çıkarıldığını belirtilen raporda, “Bu süreçte, iş akdi fesih edilmese dahi, üretimin/hizmetin durmasından kaynaklı fiili olarak işsiz kalan işçilerin sayısı dikkat çekicidir.
Binlerce restoran ve turizm işçisini fiili olarak işsiz bırakan bu durum, geçici ve güvencesiz çalışmanın olduğu bütün sektör ve alanları etkilemiştir.
Özellikle kayıt dışı istihdamın ana kitlesi olan kadın, çocuk ve göçmen işçiler bu süreçte işsiz ve gelirsiz kalmıştır.
Tespit edebildiğimiz 251 işyerinde işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmadığını ve işçilerin salgına yakalanmaya açık halde çalışmaya zorlandı” ifadelerine yer verildi.
11 Mart-10 Nisan tarihleri arasında en az 159 işyerinde 855 işçide Covid-19 tespit edildiği açıklanan raporda, başta Arçelik, Tekfen, Posco Assan, Koton gibi büyük işyerlerinde vaka görülmesine rağmen üretimin sürdürüldüğü belirtildi.
107 işyerinde ise üretime tedbir amaçlı ara verildiği ifade edilen raporda, “Bu işyerlerinin pek çoğuysa işçileri ücretli idari izne çıkarmak yerine, ücretsiz izin dayatmasında bulunmuş, bazı işyerlerinde işçilere zorla yıllık izinleri kullandırılmış, izni olmayanların gelecek yıllara ait izinleri kullanması istenmiştir” denildi.
İktidarın ‘Evde kal’, ‘sosyal mesafe’, ‘kendi OHAL’ini ilan etme' gibi çağrılarına da değinilen raporda, işçi sınıfına ‘şantiyede ol’, ‘fabrikada ol’, ‘markette ol’, ‘tersanede ol’ denildiğinin altı çizildi.
Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’ ve diğer kısıtlamalarda işçi sınıfı lehine kararlar alınmadığı hatırlatılan raporda, bu duruma dair şunlar kaydedildi: “İşyerinde alınmayan önlemleri deşifre eden sendikacıların gözaltına alınması gibi uygulamalar üretimin her koşulda devam ettirileceği bir politikayı net bir biçimde ortaya koymuştur.
Salgın dönemi, hem üretim ilişkilerinde hem siyasi karar alma süreçlerinde mevcut sınıfsal ayrımı keskinleştirmiş ve görünür kılmıştır.”
1 ay içerisinde 52 işçinin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğinin açıklandığı raporda, ölümlerin yaş ortalamasının 51 olduğu, bu durumun da genç yaşlarda kronik hastalıkların başladığı ve emeklilik yaşının 50’li yaşlara çekilmesi gerektiğinin kanıtı olduğu ifade edildi.
Salgının ilk ayında 30 işyerinde işçi eylemleri ya da üretimi durdurma tespit edildiği belirtilen raporda, bu eylemlerin sonucunda bazı işyerlerinde patronların geri adım atarak üretime ara verdiği belirtildi.
İşçilere sefalet ve yaşamları arasında seçim yapmaları istenilen bir süreç yaşandığı belirtilen raporda, zorunlu üretim dışındaki tüm üretimin durdurulması çağrısı yapıldı.