Gece vakti kameralar ünlü çiftin yolunu kesiyor; Bakıyoruz oğlan kızı bırakmış önden önden kaçıyor. Oysa kız çok mutlu, objektiflere diyor ki, "Evet birbirimizi seviyoruz sevgilimle, yakında evleneceğiz!" Ertesi gün 'sevgili 'demeç veriyor, "Ne evlenmesi ya... Bir kere benim ailem..."
İşte size günümüzün 'kasıntı erkek' tipine bir örnek. Kadın kısmını aşağılayan ve o kıt aklıyla kendine havalar veren bir 'sözde kalbur üstülük!'
***
Bu günkü yazı konumuza örnek teşkil eden, hemen her ünlü mankenin, oyuncunun, tv yıldızının geçmişinde işte böyle 'inatçı bir kalas' mutlaka var. 'Seni almam, alamam ailem izin vermez' diyen bir sürü adam...
Deniz Akkaya en son ve en taze örnek. Üstelik çocuk da doğurttuğu halde kızı 'evliliğe layık bulmayıp' terk eden bilmemne bey. Soyadının ünüyle, kasıntılığının dozu aynı paralelde giden zat-ı muhterem.
***
İkinci örnek Davut Güloğlu... O da kendine münasip bir gelin arayışı içinde. Bu günlerdeki adayı da Ece Erken kızımız... Eminiz dört duvar arasında bol bol ilanı aşk ettiği kıza hediye olarak kurşun vermiş... "Ya benim olursun ya ölürsün" demek değil de ne bu? Ama her nedense kameralar önünde, aynı coşkuyla itiraf edemiyor sevdasını Güloğlu kardeş...
Çünkü benzeri bütün örneklerde olduğu gibi, 'kız tarafı istiyor, oğlan tarafı nazlanıyor' onun için de ana kural. Şahsiyetini ispat etmenin bir başka ama onur kırıcı yöntemi...