İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube’deki sorgularının tamamlanmasının ardından Çağlayan Adliyesi’ne getirilen 51 öğrenciden 12’si için ev hapsi istendi. 30 öğrenci ise tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. 9 öğrenci ise savcılıktan serbest bırakıldı.
Farklı 5 sulh ceza hakimliğine çıkarılan 30 öğrencinin hepsi adli kontrolle serbest bırakılırken, haklarında ev hapsi istenen 12 öğrenci de adli kontrolle serbest bırakıldı. Toplamda 42 öğrenci için adli kontrol kararı verilirken, 9 öğrenciye de yurt dışı yasağı konuldu.
Pazartesi akşamı Boğaziçi Üniversitesi’nin rektörlük binasının bulunduğu ve öğrencilerin bir aydır protesto için çeşitli etkinlikler düzenlediği Güney Kampüs’e polis girmiş, 159 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan 108’i polis sorgularının ardından serbest bırakılırken, 51 öğrencinin gözaltı süresi uzatılmıştı.
SERBEST BIRAKILAN ÖĞRENCİLERDEN İLK AÇIKLAMA
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan öğrenciler, yaptıkları ilk açıklamada, “Arkadaşlarımızın acilen serbest bırakılmalarını istiyoruz. Kayyum zulmü bitene kadar mücadelemiz devam edecek” ifadelerini kullandılar.
Öte yandan tutuklamaya sevk kararına karşı çıkan Boğaziçili öğrenciler, tencere tava çalarak kararı protesto ediyor.
AVUKAT DAYANIŞMASI: BİR AVUKAT, MAHKEME SALONU GİRİŞİNDE İTİLDİ
Avukat Dayanışması, bir kadın meslektaşlarının mahkeme salonu girişinde itildiğini duyururken, paylaşılan mesajda şu ifadeler kullanıldı:
“Bir kadın meslektaşımız kimliği belirsiz bir şahıs tarafından itildi, kim olduğunun tespit edilmesini isterken o şahsı mahkemenin arka kapısından çıkarmaya çalışıyorlar. Bu kişi hakkında tutanak tutulmasını istediğimiz için şahıs oradan kaçırılmaya çalışıyor.”
Avukatların konuya ilişkin tutanak tuttuğu belirtildi.
BOĞAZİÇİLİ ÖĞRENCİLERDEN ADLİYE ÖNÜNDE DESTEK
Boğaziçi Üniversitesi’nde 1 Şubat’ta gözaltına alınan 51 öğrenci Çağlayan Adliyesi’ne getirildi. Arkadaşları adliye önünde basın açıklamasında bulundu.
Boğaziçili öğrencilerin yaptığı açıklama şöyle:
1 Şubat Pazartesi günü 51 öğrenci okulumuz içinden gözaltına alındı. İki gün içinde bu sayı yaklaşık 350’ye ulaştı. Bugün, gözaltına alınan arkadaşlarımız için Çağlayan Adliyesinin önündeyiz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, vazgeçmiyoruz!
Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum olarak atanması, yıllardır yasadığımız olağanüstü hal uygulamalarının bir başka örneği olarak karsımıza çıktı.
Bugün hiçbir şekilde şiddet içermeyen eylemlerimize polis saldırıları gerçekleştiriliyor.
Güney Kapıya yürüyen 108 arkadaşımız “Aşağı Bak” denilerek, hiçbir gerekçe olmaksızın polis şiddetiyle gözaltına alındı.
Üniversitemize atanan kayyum tarafından açık cezaevine dönüştürülen okuldan dışarı çıkmamıza polis tarafından izin verilmedi, okulun içine kapatıldık.
Güney Meydan’da herhangi bir şiddet söz konusu olmadan, demokratik şekilde devam ettirdiğimiz eylemimize kayyumun okula soktuğu yüzlerce polis tarafından müdahale edildi, 51 arkadaşımız mukavemet göstermemelerine rağmen şiddete maruz bırakılarak gözaltına alındı.
Okulumuzda faaliyet yürüten LGBTİ+ çalışmaları kulübü, siyasi iktidarın desteği ile başlatılan hedef gösterme ve linç kampanyaları sonucunda kayyum Melih Bulu tarafından kapatıldı.
Öte yandan dün Kadıköy’de yapılması planlanan dayanışma eylemimize okuldan ulaşımımız engellendi, arkadaşlarımız otobüsten zorla indirilerek gözaltına alındı. Kadıköy’de ise yüzlerce kişi orantısız polis şiddetine maruz kaldı.
Üniversitemiz bu atamanın ilk gününden beri barikatlarla, TOMA’larla, Akreplerle, uzun namlulu silahlarla abluka altında. Bir aydır üniversitenin bütün bileşenleri bu hukuksuzluğa ve polis şiddetine karşı direngen dayanışmasını sürdürüyor. En başından beri taleplerimiz sadece üniversitemiz özelinde değil, bütün Türkiye’de eşitlikçi, demokratik, özgür ve özerk bir üniversite sistemine yönelik oldu. Tam da bu yüzden Türkiye’nin farklı yerlerinden atanmış kayyumlara ses çıkaran herkesle dayanışma içinde olabildik.
Bütün saldırılara, hedef göstermelere, zora ve zorbalığa karşın hep aynı şeyi söyledik: Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz! Üniversitemizin kapısına kelepçe vurulması, evlerimizin gece yarısı basılması, hukuksuz bir şekilde yapılan gözaltı ve tutuklamalar bizleri yıldırmadı ve yıldıramayacak. Ayrıştırma çabalarına ve kulüp kapatılmalarına rağmen burada yeniden bir aradayız. Asla boyun eğmeyeceğiz! Bizler, muktedirlerin hayalini dahi kuramayacakları haklı ve onurlu bir yerden sesleniyoruz. Bir kere daha taleplerimizi yineliyoruz:
Gözaltına alınan ve tutuklanan bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır!
Üniversitemizi abluka altına alan polis ordusu geri çekilmelidir!
Başta Melih Bulu olmak üzere tüm kayyum rektörler derhal istifa etmelidir!
Rektörlük seçimleri üniversitelerin tüm bileşenlerinin katılımıyla yapılmalıdır!
Aşağı bakmayacağız!