Günaydın'dan Dilek Yaman'ın haberine göre; Tatlıses, şikâyet dilekçesinde, "Abdullah Uçmak tarafından öldürülmeye çalışıldığım kamuoyunun malumu. Onun ismiyle sosyal medyada tehdit ediliyorum" dedi. Tatlıses'in şikâyetinin ardından olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Savcılık, yazının içeriğinde tehdit unsuru oluşturacak bir ifadeye rastlanmadığını belirtti.
İbrahim Tatlıses, 14 Mart 2011'de "İbo Show" programının çekimlerine katıldıktan sonra asistanı Buket Çakıcı ile İstanbul Maslak'taki Nurol Plaza'dan çıktığı sırada beş kişinin silahlı saldırısına uğramış ve uzun namlulu silahlarla başının sağ tarafından vurularak ağır yaralanmıştı. Saldırıda Tatlıses'in asistanı Çakıcı da yaralanmış, şoförü Hakan Çalışkan ise olaydan yara almadan kurtulmuştu.
Tatlıses'e saldırı davasına bakan İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Abdullah Uçmak'ın da aralarında bulunduğu 12 sanığa 3 yılla 36 yıl arasında değişen hapis cezaları vermişti. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Dairesi, sanık Abdullah Uçmak'a, "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", sanatçı İbrahim Tatlıses'e yönelik "nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs etmek", mağdur Ahmet Taşçı'ya yönelik "nitelikli tehdit", "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etmek" suçlarından verilen hapis cezalarını onamıştı.
Daire, sanıklar Abdullah Uçmak, Ersin Altun, Yunus Ayık ve Emin Birdal hakkındaki Tatlıses'in asistanı Buket Çakıcı ve şoförü Hakan Çalışkan'a yönelik eylemleri nedeniyle verilen hapis cezalarını az bularak bozmuştu.
16 Aralık 2020'de görülen duruşmada Abdullah Uçmak; "Allah var onun (İbrahim Tatlıses) vurulduğuna çok sevindim" ifadesini kullanmıştı.