Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü ve Boğaziçi Üniversitesi Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Artı Çalışmaları Kulübü, kulüp odalarının polis tarafından basılması ve yürütülen karalama kampanyalarına ilişkin ortak açıklama yayınladı.
Açıklamanın tam metni şöyle:
“2 Ocak 2021 tarihinde okulumuza kayyum rektör atamasıyla başlayan direnişimiz bugüne kadar devam etmiştir. Bu direniş kapsamında tüm Boğaziçi bileşenlerinin ortak çabasıyla oluşturulan sanat sergisi geçtiğimiz günlerde medyada ve sosyal medyada hararetli tartışmalara konu edilmiştir. Kamuoyunda konunun asılsız iddialar ile gitgide yayılması neticesinde olaylar büyümüş, linç kampanyasına evrilmiş, GSK ve BÜKAK-BÜLGBTİ+ odalarına polis baskını gerçekleşmiştir. Aşağıda listeleyeceğimiz nedenlerle süreçte gördüğümüz problemleri ve sürecin neden meşru olmadığını dile getiriyoruz:
“*Düzenlenen sergi, BOUN Sergi Grubunun inisiyatif aldığı, tüm Boğaziçi bileşenlerince de sahiplenilen bir barışçıl protesto olsa da yaşanan olaylarda hedef gösterilen Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü ve LGBTİ+lar olmuştur.
“*İlgili soruşturma kapsamında kulüp odamıza baskın yapılmıştır fakat yapılan aramanın sokağa çıkma yasağı sırasında gerçekleştirilmesi herhangi bir avukat, kulüplerin akademik danışmanları ya da BÜKAK ve/ya BÜLGBTİ+ kulüplerinden herhangi bir üyenin alanda bulunmasının önüne geçmiştir. Aramanın usule aykırı şekilde gerçekleştirilmesi, zaten meşru olmayan bu soruşturmayı daha "delil toplama" aşamasında hukuka aykırı kılmıştır.
“*Mevzubahis kulüp odası BÜKAK ve BÜLGBTİ+ ortak kullanımında olmasına rağmen resmi kurumların açıklamalarında ve medyada sadece BÜLGBTİ+ üzerinden işletilmesi hedefin yine LGBTİ+lar olduğunu gözler önüne sermektedir.
“*Yine ilgili soruşturma kapsamında kulüp odasında bulunan ve hâlihazırda öğrenciler tarafından protestolarda kullanılan LGBTİ+ bayrakları ve üniversitemizde rektör seçimlerini talep eden pankartlar hiçbir dayanak gösterilmeden sanki suç unsuru içeriyormuş gibi delil olarak nitelendirilmiş ve bunlara haksızca el konulmuştur. Bunun LGBTİ+ları kriminalize etmeye çalışan bir tutum olduğu açıktır.
“*Usulsüzce yapılan aramada kulüp odasında bulunduğu iddia edilen kitabın varlığından BÜLGBTİ+ ve BÜKAK üyeleri baskınla haberdar olmuştur. Kaldı ki baskın sonrası yapılan araştırmada bahsi geçen kitabın hâlihazırda satışta olduğu, dolayısıyla yasaklı olmadığı anlaşılmaktadır. Bir ihtimal yasaklı olsa bile, salt kitap bulundurmanın AİHM ve diğer yüksek mahkeme kararlarına göre suç delili olmayacağı açıktır.
“*LGBTİ+ düşmanlığını yaymak amacıyla yapılan açıklamalarda “LGBT-İ” şeklinde bir ifade kullanılarak LGBTİ+ kimlikler sanki bir terör örgütüymüş gibi lanse edilmeye çalışılmıştır. LGBTİ+ları bir araya getiren şey kimlikleri sebebiyle yaşadıkları ötekileştirmedir. LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’ne ve LGBTİ+lara, yapılan bu manipülasyonlarla saldırılmıştır. Bu, geçtiğimiz günlerde kulüp odamızın kapısına yapılan saldırının da devamı niteliğindedir.
“Kulüp odamız kamusal bir alan olması nedeniyle tüm öğrencilere ve denetime açıktır fakat bu baskının usulsüzce yapılmış olması, beraberinde gelen hedef göstermeler ve bahsedilen kitabın daha önce bizler tarafından hiç görülmemiş olması gösteriyor ki bu baskın ve soruşturma iddiası LGBTİ+lara yönelik bir saldırıdır. Kulüp odamıza yapılan bu aramanın kimliklerimizden ötürü bizleri kriminalize etme amacıyla gerçekleştirildiği yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı aşikardır. Toplumsal cinsiyet ve kuir çalışmaları yürüten, bu çalışmaları insan hakları savunusuna, feminist ve barışçıl ilkelere dayandıran kulüpler olarak, bizlere yönetilen bu suçlamaları asla kabul etmiyoruz!”