Muhteşem Yüzyıl’da Malkoçoğlu sevişiyor!.. VİDEO
Daha önce pek çok kez televizyona uyarlanan ``Çalıkuşu``, bu kez Burak Özçivit ve Fahriye Evcen`li versiyonuyla ekranda...
Bu akşam Kanal D`de başlayacak dizide Feride`nin ölümsüz aşkı Kâmran`ı canlandıran Özçivit, iddialı konuşuyor: `Kâmran aşk konusunda bana göre çok toy!`
ÇALIKUŞU’NUN 1. FRAGMAN.. VİDEO
Röportaja başlamadan önce doyumsuzluktan bahsettiniz, o konudan başlamak istiyorum. Ne kazandırır, ne kaybettirir bu ruh hali insana?
Ben bu doyumsuzluk olduğu için ilerleyebildiğimi düşünüyorum. Çünkü ``tamamdır`` dedikten sonra, eskisinden daha iyi bir şey ortaya çıkaramazsınız.
Sadece iş anlamında mı geçerli peki bu doyumsuzluk?
Hayatımın her anında var. Her zaman doyumsuzum, hep ``daha fazlası`` derim. Yetinmem. ``Bu oldu!`` dediğim çok nadirdir. Öyle dediysem de o işle daha fazla uğraşmam.
Bunu açgözlülükle karıştırmamak lazım o halde...
Yok, olumlu tarafından bakmak lazım. İş anlamında açgözlü diyebilirsin. Hırs anlamında açgözlü diyebilirsin. Daha iyisi olsun diye çok uğraşırım.
Ama kendinizi yıpratmıyor musunuz böyle?
Çok yıpratıyorum hem de... Buna çözüm bulabilmiş değilim.
İŞTE ÇALIKUŞU’NUN 2. FRAGMANI! VİDEO
Her şey setten çıkana kadar mı peki?
Set bittiğinde hemen eve gidemem, biraz kalırım. Yarım saat kadar durur, dingileşir öyle setten çıkarım. Yoksa eve gittiğimde kafam hâlâ sette oluyor. Karaktere uzun süre hazırlanıyorsunuz, dizinin içinde saatlerce onu yaşıyorsunuz, onun içinden çıkmak kolay değil.
Şu aralar yüzde kaç Kâmran`sınız?
Sette tamamen oyum yani... Zaten ön çalışmalarım o adamın içinde kalabilmek, o neler yaşıyor hissedebilmek içindi. Sete girdiğimde sadece onu düşünürüm.
Size yanaşmamak lazım o zaman setteyken...
Çok ağır sahneler olduğunda kimseyle sohbet etmem. Tamamen sahneye kanalize olurum. Ben bu işi hem çok seviyor hem de çok saygı duyuyorum. O yüzden setteyken çok mutluyum. Ben boş vaktim olduğunda da sete giderim.
ÇALIKUŞU 3. TANITIM FİLMİ -VİDEO-
Gerçekten mi? Genelde sahnesi biten setten arkasına bakmadan kaçar oysa!
Yok, ben sahnem olmasa da sete giderim, dediğim gibi orada olmayı seviyorum. O hava, o dünya çok güzel.
Oyuncunun sette başarılı olması için günlük problemlerden kopması gerekir herhalde... Siz motivasyonunuzu nasıl sağlıyorsunuz?
Sabah iyi uyanmam, yataktan pozitif kalkmam şart. Zaten her gecce yatarken kendimi ``sabah iyi uyanmam gerekiyor`` diye şartlarım.
Başarılı oluyor mu bu yöntem?
Evet. Neredeyse her zaman...
Çalıkuşu 1. bölüm 4. fragman -VİDEO-
Tanıdığınız kadarıyla, sizin kafanızda nasıl bir Kâmran oluştu?
Kâmran bir doktor, aynı zamanda şair... Çok ciddi idealleri var. Bu anlamda onunla örtüşüyoruz, çünkü benim de yaptığım işle alakalı çok ciddi ideallerim var. Kâmran, doktorlukta en iyisi olmak istiyor, bu konuda çok kafa patlatıyor. Çok iradeli, dediğim dedik bir adam.
Ben aşık Kâmran`ı da merak ediyorum...
Bence aşkı daha bilmiyor. Öğrenecek. Duygusal tarafını aktardığı yer şairlik. Şiirleri var ama bana göre aşkı tanımadığı için aşık olduğunu zannediyor. Yaşadıkça şairliğinin daha da gelişeceğini ve onu daha mutlu edeceğini düşünüyorum. Bu arada çok eğlenceli bir Kâmran tarafı da var.
Eğlenceli yönü hangi zamanlarda ortaya çıkıyor?
Feride`deyle ilgili durumlarda... Çünkü küçüklüğünden beri atışıyorlar, Kâmran`ın en büyük eğlencesi bu. Feride`yle yan yana gelince çocuklaşıyorlar.
Kâmran`dan söz ettik de aşık Burak nasıl oluyor?
Kâmran daha o kadar iyi bilmediği için ben ona destek oluyorum. Çünkü Kâmran bana göre daha çok toy. Yaşça da büyüğüm ondan, birkaç sene daha tecrübeliyim. Bir de ben yaşıtlarıma göre olgunumdur. Olaylara daha farklı bakarım. 28`im ama düşünce ve vizyon olarak 30-35`lere yakınımdır.
Genelde erkekler geç olgunlaşır derler, nereden geliyor bu olgunluk?
Hayat olgunlaştırdı sanırım (gülüyor). Bilemiyorum, ama bu sonradan olan bir şey değil.
Kâmran`daki romantizm, o şairane durum sizde var mı?
Şairane bir durumum yok. Güzel sanatlara gittiğim için çok resim yaparım ama... Bir senaryo okuduğumda da bana hissettirdiklerinin resmini çizerim mesela... * Bir story board gibi mi düşünelim bu çizimlerinizi? - O kadar değil ama bana ne hissetiriyorsa çizerim onu...
Oyunculukta geldiğiniz noktadan memnun musunuz?
Yaptığım işten mutlu olmaya çalışıyorum. Bir de çevremden güzel şeyler duymak beni motive ediyor.
Genç yaşta yakalanan başarı ve hızlı yükselişin sonunda, başa çıkılması en zor şey nedir?
Korktuğum en büyük şey şu; bir süre sonra nefsiniz işin içine giriyor. İstekleriniz, arzularınız... Bunlara gem vurmak, çizginizi bozmamak kolay iş değil. Herkesin sizi tanıyor olması da ciddi bir sorumluluk tabii... * Bu yeteneğinizin oyunculukta geldiğiniz noktaya katkısı oldu mu sizce? - Böyle olunca işin arka tarafıyla da ilgileniyorsunuz. Ben teknik kısımla da ilgiliyim yani...
İleride yönetmenliğe de geçiş yapabileceğiniz anlamına mı geliyor bu?
Çok idealim var ama bunları şimdiden dillendirmek istemiyorum. Kendi yazdığım hikâyelerim var, resimlerim var... Bir resim sergisi bile olabilir, bilemiyorum.
``Aslında hiç çocuk olmadım`` demeyeceksiniz değil mi? - Yok, çocukluğumda çocuk oldum. Ama içimdeki çocuğu da hiç bırakmam. Oyunculuktaki en büyük desteğim o. * Yaramaz bir çocuk mu o? - Yok, tam aksine çok duygusal. Beni çok üzer hatta...
``Çalıkuşu``ndan nasıl bir beklentiniz var?
Beklentilerden korkarım, zamana bırakma taraftarıyım. İşimi güzel bir şekilde yapmaya çalışıyorum. Türk halkı ``Çalıkuşu``nu biliyor, seviyor. Feride’nin yaşadıklarını içinde hissediyor. İşin o tarafına güveniyorum. Kendi adıma Kâmran`ı oynamaktan mutluyum, onu tanımak hoşuma gitti.
Oyunculuk dışında neler yapıyorsunuz, nelere vakit ayırıyorsunuz?
Bu ara bir dükkan işimiz var. Bali Bey, 31 Ekim`de Trump Alışveriş Merkezi`nde açılıyor. Dükkanın tasarımını da ben yaptım. Babam, dedem zamanında bu işi yapmış, şimdi ben onların reklam yüzüyüm. İşin o tarafını da ilerletmek istiyorum.
Yemek yapmakla aranız nasıldır?
Babam zamanında ``Sen bildiğin işi yap`` dedi. Yemek yapmak benlik iş değil, olsun bitsin diye düşünürüm.