İşte Yazgülü Aldoğan'ın o yazısı:
Fatma’yı izlerken yine Rakel Dink’in sözü çınlıyor kulaklarımda: “Masum bir bebekten bir katil yarattık.” Fatma. Temizlikçi. Yüzünüze bile bakamayan, yan yan bakan, ısrarla, bıkmadan, her tanıdığına hapisten çıktıktan sonra eve dönmeyip kaybolan kocası Zafer’i soran, arabanın altında kalarak ölen otistik oğlunun yasını tutan, kocasını ve oğlunu aynı anda kaybedince ortada kalıvermiş olan temizlikçi Fatma, nasıl oldu da “temizlemeye” başladı? Bir bir! Bütün pislikleri?
Netflix’in yine çok bayılmadığım o devasa reklam kampanyası başladığı için sadece mesleki dürtüyle, önemliyse, kaçırmadan izleyip yazayım diye seyretmeye başladım Fatma’yı. Tanıtımını yine çok bayılmadım derken kastettiğim, iddialı bir başka yerli filmi Netflix Türkiye’nin, Beren Saat’le Atiye. Neyse, perşembe akşamı kapandık ya sözüm ona, ben de oturdum bilgisayarın başına.
Bir yandan Fatma’ya bakıyorum, gerilime dayanamadığım yerlerde durdurup nefeslenerek. Bir yandan da Mucize Doktor’a göz atıyorum. İkisinde de otistik bir karakter var! Ne tesadüf, orada hastanenin eski sahibi Beliz Hanım, Hazal Türesan, burada da kız kardeş rolünde çıkıyor karşıma? Ama ikisinde de sanki aynı oynuyor, olmuyor. Hele Fatma’da Burcu Biricik Oscarlık döktürürken hiç olmuyor!
KADIN KAHRAMAN
Netflix Türkiye’yi, kadın kahramana ikinci kez dizi senaryosu yazdıkları için kutluyorum. Hele hele toplumun kanayan yarası, kadına şiddet, çocuğa taciz, küçük yaşta evlendirme biçiminde pedofili, adaletin işlemeyişi, yoksulluğa mahkûm olmak, mahalle baskısı, adaletsiz gelir dağılımı, mafya düzeni gibi aslında birbirine zincirleme bağlı konuları aynı dizide hemhal edip, hem de sıkıcı olmadan izlettirdikleri için kocaman bir alkış diyorum! Elbette hep yaptığım gibi size konuyu anlatmayacağım. Senaryoda öyle güzel cümleler var ki akılda kalıyor:
“Kaçmazsan görünmez olursun, yakalanmazsın. Fatma sen zaten görünmezsin!” Çünkü Fatma önemsiz, Fatma temizlikçi. Fatma’nın ne çocukken başına geleni duymuş köy halkı, ne şehirde onun yaşadığı dramı görmüş çevresi. Fatma yok sanki! Ama işte o Fatma, bütün görünmezliğiyle, bütün zavallılığıyla, boynunu büküvermesiyle içinden öyle bir canavar çıkarıyor ki tek tek öcünü alıyor, gücünün farkında bile olmadan.
Pandemi ve kötü yönetimin bütün ruhsal bunalımlarına bir de eve kapanmanın getirdiği sıkıntı eklenmişken doğrusu böyle bir aksiyon - dram seyretmektense Gülse Birsel’in sitcomlarına gülmeyi tercih ederdim ama Fatma, dizi olarak çok başarılı. Her bir pislik temizleyişinde “Bi daha, bi daha!” diye bağırmak geldi içimden. Her intikamında yüreğim soğudu. Kurumsal adalet olmayınca kendi adaletini dağıtanı da alkışlıyoruz işte böyle!
BURCU BİRİCİK DÜNYAYA AÇILMALI
Hep yazıyorum, iyi bir hikayeniz varsa, iyi oyuncularla, iyi yönetmenle tadından yenmez oluyor. Burcu Biricik, Fatma’da döktürüyor. Bu kadar güzel bir kadın, kimsenin görmediği kadar sıradan bir kadın oluveriyor ve yorgun, bezgin, acılı bir temizlikçiyi kusursuz oynuyor, sıfır ego, sıfır narsisizm! Aynı anda Camdaki Kız’da yine şiddet mağduru bir genç kızı, bu kez güzel ve birbirinden şık kıyafetlerle canlandırırken daha önce seyrettiğim Çiçero ve Kuzgun’daki karakterlerinden hatırlıyorum, her birinde başkaydı, her birinde etkileyiciydi, artık bu kız olmuş diyorum! Netflix’le artık dünyaya açılmalı!
Özgür Önürme’yi senaryosu için kutluyorum. Yazar’ın (Uğur Yücel) yazdığı Fatma’yı yayınevi beğenmedi ama ben senaryoya bayıldım! Özer Feyzioğlu’nun yönetmenliğine de elbette şapka! Cast için yıldızlar geçidi demeli. Kimler yok ki, Uğur Yücel’den Çağdaş Onur Öztürk’e, Gülçin Kültür Şahin’e, Didem İnselel’e, Kubilay Tunçer’e, Mehmet Yılmaz Ak’a, Olgun Toker’e, Deniz Şen Hamzaoğlu’na, Melis Sezen’e ve ünlü müzisyen ve Çiçero’da da izlediğimiz Burhan Öcal’a... Kadro da süper. İlk altı bölümü yayında olan ve su gibi akıp giden Fatma, şimdilik sekiz bölüm olarak planlandı bilgisi veriliyor ama bundan sonra nasıl devam eder bilemem..
Kanayan yara, kadına şiddet, çocuğa taciz, (geri dönüşler çok başarılı) şiddet gören kadının hakkının aranamaması gibi konuları böylesine başarılı bir biçimde ekrana ve toplumun gündemine getirdiği için de Netflix Türkiye, ayrıca bir teşekkürü hak ediyor.