Metamfetaminin ciddi psikiyatrik yan etkilere neden olduğunu belirten uzmanlar, en sık karşılaşılan durumların saldırganlık ve şiddet olduğunu belirtti.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Onur Noyan, bağımlılık yapan ve ciddi psikiyatrik rahatsızlıkları da beraberinde getiren metamfetamin maddesi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Diğer uyuşturucu maddelerden ayrılıyor
“Metamfetamin, uyarıcı özelliği olan, halüsinasyon gördürücü uyuşturucu bir maddedir. Çok hızlı bağımlılık yapması, toleransın çok hızlı gelişmesi ve ek psikiyatrik hastalıklara çok sık olarak sebep olması nedeniyle diğer uyuşturucu maddelerden ayrılmaktadır” diyen Doç. Dr. Onur Noyan,
“Metamfetatin, çok farklı yollarla birlikte, sıklıkla sigara dumanı yoluyla kullanılmaktadır. Metamfetaminin beyinde yaptığı etkiler, beyin hücrelerine özellikle dopamin ve seraotonin nöronları yoluyla toksik etkide özellik göstermektedir” dedi.
En sık karşılaşılan psikiyatrik yan etkiler: Saldırganlık ve şiddet
“Metamfetaminin psikiyatrik yan etkileri bağlamında düşündüğümüzde, saldırganlık ve şiddet çok sık karşımıza çıkan belirtilerdir” diyen Doç. Dr. Onur Noyan,
“Paranoya, şüphecilik, alınganlık, şiddet davranışı, bununla birlikte duygu durumunda ani yükselmeler ve düşmeler metamfetamin kullanımıyla eşlik eden çok ciddi psikiyatrik belirtiler olarak önümüze çıkmaktadır.
Metamfetamin kullanımının psikiyatrik belirtilerinin sık olması sebebiyle, tedavisi sıklıkla hastanede yatarak yapılmaktadır. Metamfetamin kullanımının beyinde yaptığı toksik etkilerle birlikte eşlik eden psikiyatrik hastalıkların tedavisi ilaçlarla mümkün olmaktadır” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Onur Noyan, bağımlılığa dair genel değerlendirmelerde bulundu. Bağımlılığın uzun süreli bir beyin hastalığı olduğunu belirten Doç. Dr. Noyan, “Bağımlılık dediğimiz zaman, sadece uyuşturucu maddeler değil, uyuşturucu maddelerle birlikte birçok davranışsal bağımlılık da bu tanımın altına girmektedir” dedi.
Bağımlılıkta temel sorun: Kontrol problemi
“Bağımlılıkta temel sorun, kişinin kendini kontrol edememesidir. Kullandığı maddeyi durduramaması, oynadığı oyunu bırakamaması, oynadığı kumarı bırakamaması, ya da cinsel davranışlarını kontrol altına alamaması da bağımlılık tanımı altına girmektedir” diyen Doç. Dr. Onur Noyan,
“Peki biz kimlere bağımlı diyoruz? Bir kişi tasarladığından daha fazla madde kullanıyorsa, madde kullanımını sonlandırmak isteyip, bunu sonlandırmakta başarısız oluyorsa, sonlandırmaya çalıştığında ve maddeyi bıraktığında çok ciddi eşlik eden yoksunluk belirtileri açığa çıkıyorsa, kullanmış olduğu maddenin miktarı giderek artmaktaysa, kullandığı madde sebebiyle iş, okul, aile ve sosyal hayatında sorunlar yaşamaya başladıysa ve bu madde kullanımı başka psikiyatrik belirtilere de eşlik ediyorsa, bağımlılıktan söz edebiliriz.
Bu belirtilerinbir ya da birkaç tanesi varsa bir hekimin değerlendirmesi ile bağımlılık tanısı konur ve tedaviyle ilgili girişimlere başlanır” şeklinde konuştu.
Bağımlılık, herkesin başına gelebilir
Bağımlılığa sebep olan birçok faktörün olduğunu belirten Doç. Dr. Noyan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biyolojik-genetik faktörlerin yanında bireyin kendi psikolojik yaşantısı, psikolojik sorunları, geçmiş travmatik yaşantıları bunlara sebep olabilmektedir. Ama bağımlılığı sadece bu altta yatan sebeplere göre değerlendirecek olursak, yanlış yapmış oluruz.
Çünkü bağımlılık herkesin başına gelebilecek bir hastalıktır. Burada, kişinin eğitim seviyesi, mesleği, ya da içinde bulunduğu ortamın bağımlı olup olmamasıyla hiçbir bağlantısı yoktur. Toplumun her bireyinden olan kişiler, bağımlılık hastalığına yakalanabilirler.
Tedavi, psikoterapi eşliğinde gerçekleştirilmeli
Tanı konduktan sonra yapılacak olan şey, doktorun öncelikle kişinin kullanmış olduğu maddenin, alkolün ya da diğer davranışların beyinde ya da kişinin psikolojik yaşantısında bir soruna sebep olup olmadığını araştırmasıdır.
Ortaya konan bu sorunlardan sonra, öncelikle maddenin vücuttan ve beyinden uzaklaştırılması için ‘detoksifikasyon’ dediğimiz vücuttan arındırma tedavisi uygulanmalı.
Sonra, altta yatan diğer belirtilere göre ilaç tedavisi başlanmalıdır. Ayaktan ya da yatarak olabilir bu tedavi şekli.
Ayaktan tedavide sık kontrol ve psikoterapi ile birlikte tedavi süreci devam ederken, yatarak tedavi sürecinde bir doktor ve bir psikoloğun sık gözlemi altında ilaçlardan arındırılması ve diğer belirtilerin tedavi edilmesi gelmektedir.