Eski futbolcu ve yorumcu Dilmen, Süper Kupa finali oynanmadan önce TFF Başkanı Büyükekşi'ye, 100. yılda neden Türkiye'de oynanmadığını sorduğunu söyledi. Erdoğan ile de Süper Kupa maçının Riyad'da oynanması hakkında konuşan Dilmen, Erdoğan'ın da Büyükekşi’ye niye Riyad'da oynayacaklarını ve kulüplerin bu karara ne dediğini sorduğunu, Büyükekşi'nin yanıtları üzerine onay verdiğini anlattı.
Dilmen, "Dedim ki, 'Nereden çıktı bu Suudi Arabistan'da maç oynamak. Kaldı ki çok tartışılıyorsunuz. Taraftar grupları ve bütün medya burada oynanmasını istiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızla böyle bir konuyu konuştunuz mu?' Dedi ki, 'Kulüplere sordum. 4 milyon dolar para var, kazanan şu kadar alacak, kaybeden bu kadar alacak.' Teklifi TFF Başkanımız, Ali Bey ve Dursun Bey'e iletiyor. Onlar da kabul ediyorlar" ifadelerini kullandı.
"Federasyon başkanımız bir taş aldı, cama attı; İki kulübümüze 'Siz de atın' dedi"
Suudi Arabistan'da, dün akşam oynanması planlanan Süper Kupa finali, Suudi yetkililerle yaşanan krizi nedeniyle ertelendi. Habertürk Televizyonu'nda yayınlanan "Geçiş Oyunu" programına katılan eski futbolcu ve yorumcu Rıdvan Dilmen, Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünde finalin Suudi Arabistan'da oynanmaması gerektiğini söyledi.
Duvar'ın aktardığına göre Dilmen, "Tatsız zaten bu maçın orada oynanması. 99. yılda orada oynarsın eyvallah, 101. yılda oynarsın eyvallah. Federasyon başkanımız maalesef eline koca bir taş aldı, cama bir taş attı. İki değerli kulübümüze siz de atın dedi. İkisi de attı, sonra geri döndüler" dedi.
Süreçle ilgili bilgilerini paylaşan Dilmen, "Önce sondan başlamak istiyorum. Kulüplerimizin geri dönmesi, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ne kadar sahiplenildiğini gösteren bir davranıştır, tebrik ediyorum. Ama süreci buraya götüren de maalesef kulüplerimiz oldu. Bu maçın Türkiye'de oynanması lazımdı. Türkiye'de bir sürü kapasitesi iyi olan Atatürk statlar var. Hiç ekonomik olarak bakmadan bu yıl burada oynanmasında herhalde hemfikiriz" diye konuştu.
Rıdvan Dilmen'in açıklamasından satır başları şöyle:
"Ben biraz sözleşme ile duyduklarımı size ileteyim. Toplamda tutar, kazanan takıma 2 milyon 400 bin dolar verilecekti, kaybeden takıma da 1 milyon 600 bin milyon dolar verilecekti. Yani toplam 4 milyon dolar. Eğer 4,5 ise 500'ünü federasyon alacaktı, onu bilmiyorum. Ama kulüplerin alacağı buydu. Bir ay önce her iki kulübümüz de mağlubiyet parası alıp kazanan 800 bin dolar daha alacaktı. Yani kulüplerimiz 1 milyon 600 bin doları bir ay önce aldılar, bu önemli bence. Ali Can Bey'in söylediği önemli bilgi. Tazminat kısmını bilmiyorum.
"Zaten bu formalarla oynayacaklardı"
İlk anlaşma şöyle, Türk bayrağı diyorlar, problem yok, imza atılıyor. İstiklal Marşı diyorlar, tabii ki imza atılıyor. Ama Suudiler diyor bizim marşımız bir 30 saniye verelim burada olduğu için maç. Orada bizim kulüplerimiz burada itiraz ediyor ancak burada amaç maçı oynatmamak üzere değil, serzenişleri oluyor. Geçen hafta maalesef şehitlerimiz olunca federasyon yetkilileri diyor ki, 'Şehitlerimiz için anma yapacağız', tamam diyorlar onu da ekliyorlar sözleşmeye. İki kulübümüz de 100. yıl formasıyla çıkacak maça diyor. Galatasaray'ın formasında Atatürk'ün imzası var, Fenerbahçe'nin göğsünde Atatürk var. Buna okey deyip imza atıyorlar ekim ayında. Bu formayla oynamada problem yok. Zaten bunlarla oynayacaklardı.
Ads by Kiosked
"Orada Atatürk'ün pazarlığı olmaz"
Sonra 26'sında salı günü Fenerbahçe müracaat ediyor. Diyor ki; bir 'Yurtta sulh, cihanda sulh' pankartıyla sahaya çıkmak istiyoruz. İki; ısınmada 'Atatürk tişörtü giyeceğiz' ve arkasında da 'Yurtta sulh cihanda sulh' olacak diyor. Galatasaray da haklı olarak biz de yapalım diyor. Ve Riyad'da hemen 'Ne mutlu Türküm diyene' pankartı bastırıyorlar. Bu kriz maçtan 3 gün önce başlıyor. Bu kadar şeyi kabul etmiş Suudilerin bunu kabul etmemesi bana ilginç geldi. Neden kabul etmedi, o kadar şeyi kabul etmişsiniz. Zaten etmek de zorundasınız. Atatürk'ün pazarlığı olmaz orada. Bu formalarla oynamaya müsaade edildiğinin altını çizelim.
"26'sından sonra Suudiler olmaz diyor"
Sorun nerede? Şehitleri andık, bayrağımız tamam, Suudilerin 30 saniyelik şeyi de tamam. Gelelim 26'sından sonraki gelişmelere. Ben de olsam o pankartı kabul etmeyen, ben de olsam ve sizler de olsanız zaten dönersiniz. Kimse de oynamasını beklemiyor. Fakat keşke kulüplerimiz çok daha önceden bu maddeleri koysalardı. 26'sından sonra Suudiler olmaz diyor. Kulüplerimiz ve federasyon haksız bir süre geçirdiler. Bizim değil Suudi Arabistan'da, Londra'nın göbeğinde de bu maçın oynanmasını istemem. Önümüzdeki yıl nerede oynarsanız oynayın."
"Gazze'nin bir etken olduğunu düşünüyorum"
("Sence 'Yurtta sulh, cihanda sulh' mesajını İsrail'le ilgili mi anladılar? Burada Mesele Türkiye mi İsrail mi?" sorusu üzerine) Gazze konusunda en çok tepkiyi gösteren biziz. Dolayısıyla Gazze'nin bir etken olduğunu düşünüyorum. Kulüplerimiz orada kendine yakışanı yaptı.
Erdoğan da Büyükekşi'ye sormuş
Ben Mehmet Büyükekşi'yi birkaç ay önce aradım. Dedim ki, 'Nereden çıktı bu Suudi Arabistan'da maç oynamak burada oynamak varken? Kaldı ki çok tartışılıyorsunuz. Taraftar grupları ve bütün medya burada oynanmasını istiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızla böyle bir konuyu konuştunuz mu?' Dedi ki, 'Ben kulüplere sordum. 4 milyon dolar para var, kazanan şu kadar alacak, kaybeden bu kadar alacak.' Teklifi TFF Başkanımız, Ali Bey ve Dursun Bey'e iletiyor. Onlar da kabul ediyorlar.
Sonra hakkını helal etsin bir gün Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a dedim böyle böyle. 'Ya ben de Büyükekşi’ye niye orada oynayacaklarını sordum' dedi. Büyükekşi de diyor ki, 'İki kulübe para kazandıracağız'. Peki 'Kulüpler ne dedi?' diyor. 'Kulüpler de kabul etti' deyince 'O zaman tamam' diyor."