Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Moskova’nın “özel askeri operasyon” olarak tanımladığı Ukrayna savaşına ilişkin Cumhuriyet gazetesine konuştu.
Çatışmaların Donbas ve özellikle Mariupol’de yoğunlaştığını görüyoruz. Özel askeri operasyonun gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Donbas’taki savaş 24 Şubat 2022’de başlamadı, 8 yıldır devam ediyor. Rus kentleri daha önceden sistematik olarak hemen hemen her gün füzelere maruz kalırken kimse umursamadı. Devlet başkanımızın dediği gibi operasyon plana göre sürüyor. Mariupol, kentte çok sayıda askeri suç işleyen Ukraynalı Nazilerin birliklerinden “temizleniyor”. Yaralı olan tüm Ukraynalı askerlerin tıbbi yardım veriliyor. Bu, Rus ordusunun insani geleneklerindendir. Fakat Nazi taburları savaşçılarının davranış biçimi hakkında ne yazık ki bunu söyleyemiyoruz. Sosyal medya, silahsız askerlere uygulanan insanlık dışı işkenceleri gösteren videolarla dolu. Hem Batı’da hem de maalesef Türkiye’de bu durum görmezden geliniyor.
Batı medyası her gün sivillerin öldürüldüğüne ilişkin haberler yapıyor. Nasıl yorumluyorsunuz?
Çatışma bölgelerinden çıkan siviller, “Azov” taburundaki Nazilerin onları “canlı kalkan” olarak kullandıklarını anlatıyorlar. Buça’da ortaya çıktığı gibi açık bir provokasyon vardı. Bu, devlet başkanımızın “Suriye kentinin ABD uçakları tarafından nasıl yerle bir edildiğini gördünüz mü?” açıklamasını hatırlattı. Sumi’ye bağlı Seredina-Buda kentinde yeni mizansenler hazırlanıyor. Kramatorsk’taki facia hakkında ne kadar çabuk konuşmayı bıraktıklarına dikkat ettiniz mi? Unuttular. Çünkü sivilleri vuran o tip füzenin Rusya’nın envanterinde olmadığı ortaya çıktı. Ukrayna’nın envanterinde var. Füze üzerindeki seri numarası, Ukrayna’nın daha önce Donbas sakinlerine karşı kullandığı başka füzelerin seri numaralarına yakın.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın İstanbul’da yapılan görüşmelerin çerçevesinden çıktığını söyledi. Ukrayna’nın bir tavır değişikliği mi var?
Ukrayna İstanbul’da bazı teklifler iletti. Peki, Minsk Anlaşmaları? Yasal olarak bağlayıcı yükümlülükler üstlendiler ve bunları yerine getirmemenin yollarını aramaya başladılar. Bu tür insanlarla anlaşma yapmak mümkün mü? İstanbul’a bir duruşla gelip ev sahibi dahil herkese umut veriyorsunuz sonra bu duruştan vazgeçiyorsunuz. Muhtemelen dış etki de devreye girdi. Bizim için dönüş yok. Nazilerle son savaşımız, onların tamamen bozguna uğratılması ile sona erdi. Biz o zaferin varisleri olarak özel harekâtın aynı şekilde bitmesi için her şeyi yapacağız.
Türkiye’nin olası garantörlüğüne nasıl bakıyorsunuz?
Taraflardan biri açıkça anlaşmak istemediğinde gelecekte yapılacak anlaşmalarda hangi garantilerinden söz edebilirsiniz ki?