Bu noktadan sonra Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ve ailesine aşırı sert vuran yazıların doğru olmayacağını belirten Küçük, "Eski kavgaları hortlatmanın artık gereği yoktur. Devir helalleşme ve el sıkışma vaktidir" ifadesini kullandı.
Cem Küçük'ün Türkiye gazetesinde "Yepyeni bir dönem ve yepyeni bir zamanın ruhu" başlığıyla yayımlanan (23 Mart 2018) yazısı şöyle:
Tam 40 yıldır Türk medyasının içinde ve çoğu zaman da tam göbeğinde olan Aydın Doğan’ın medya grubu tepeden tırnağa Erdoğan Demirören’e satıldı. Bu, medya tarihinde gerçek anlamda bir devrimdir. Türkiye’de bir dönem bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Olay duyulduğu anda attığım tweette ifade ettiğim gibi Aydın Doğan tam zamanında çok doğru ve çok zekice bir iş yapmıştır. Piyasa değerine oranla çok da iyi bir fiyata bu grubu elinden çıkarmıştır. Zaten kendisiyle en çok kavga ettiğim dönemde bile Aydın Bey’in zekâ kapasitesini ve ticari aklının önemini teslim etmişimdir.
Aydın Bey hem kendisi ve ailesi için hem de Türkiye için en doğrusunu yapmıştır. Çünkü artık eski Türkiye yok, yeni Türkiye var. Zaman artık yepyeni bir zamandır. Aydın Doğan gibi eski dönemin sembol isimlerinden birinin en büyük medya grubunun sahibi olması zamanın ruhuna aykırıydı. Aydın Bey’i bu kararından ötürü yeniden tebrik ederim. Fakat şu da bilinmeli ki bu kararından sonra Aydın Doğan’a ve ailesine aşırı sert vuran yazılar asla doğru olmaz.
Türk medya tarihinde Doğan ile en çok savaşan adam tartışmasız benim. Bu dakikadan sonra gidenin ardından tef çalınmasını doğru bulmuyorum. İslam ahlakına yakışan bir edep ve adap ile Aydın Doğan ve Doğan ile adı özdeşleşen adamları uğurlanmalıdır. “Onlar bize zamanında neler yaptı” denmemelidir. İşte bir dönem kapandı ve Doğan Ailesi artık medyada yok. Aydın Bey’in damadı Mehmet Ali Yalçındağ’ın yeni grubun CEO’su olacağı spekülasyonu da tamamen yanlıştır. Şüphesiz Aydın Doğan ile adı özdeşleşen gazeteciler de zaten kendileri ayrılacaklardır. Zamanın ruhunun bunu gerektirdiğini bilecek kadar zeki adamlardır bunlar. Aksi bir tavra girip kendilerini madara ettirmeyeceklerdir.
Doğan’ın zekâsına en güvendiği A takımı ikilisi olan Ertuğrul Özkök ve Zafer Mutlu hemen beklemeden ayrılırlar. A takımında olmamakla birlikte Aydın Doğan ile adı bire bir özdeşleşmiş Ahmet Hakan da beklemeden ayrılacaktır. Özellikle Hakan ve Özkök medyada görünür oldukça, “Doğan ve ailesinin hâlâ Hürriyet gazetesinde kontrolü sürdürdüğü”nü akıllara getirecektir. Bu durum kaçınılmazdır.
Ben hem Özkök hem Hakan ile çok kavga ettim ama ikisinin de hakkını teslim etmeliyim ki, bunlar akıllı ve işinde başarılı adamlardır. İkisi de medya tarihine çeşitli açılardan geçmiştir. İkisinin de epey parası var ve sanırım bu yeni döneme de zihinsel olarak hazırlıklı durumdalar. Arka planda Doğan’ın Başdanışmanı olan Zafer Mutlu zaten zengin adamdır ve iş dünyasında hayatına devam edecektir. Üçüne de yeni hayatlarında başarılar dilerim. Kavga zamanı geçmiştir. Artık el sıkışma ve helalleşme vaktidir...
Doğan’ın B takımındaki adamların da Demirören medya grubunda geleceği olabileceğini sanmıyorum. Mehmet Yılmaz, Sedat Ergin, Murat Yetkin gibi B takımı eski yöneticilerinin de tazminatlarını alarak ayrılmaları akla uygun olur. Hırsla yeni sistemi zorlayarak madara olana, yani kovulana kadar bekleme yaparlar mı? Tam bilemiyorum.
Sanırım B takımının en zekisi Mehmet Yılmaz tıpkı Özkök, Mutlu ve Hakan gibi ayrılacak ve uzun seyahatlere çıkacaktır. Aynı şekilde Ayşe Arman’ın da devam etmesi mümkün değildir. Arman da tahmin ediyorum madara olmadan kendi isteğiyle zekice ayrılacaktır. Arman’a bazı açılardan çok kızdım ama o da basın tarihi açısından ilginç bir isimdi. Yılmaz, Ergin, Arman ve Yetkin’e de yeni hayatlarında başarılar dilerim.
Şu ana kadar saydığım isimlerin Sözcü, Cumhuriyet, Birgün gibi muhalif gazetelere gideceğini de sanmıyorum, çünkü bunlar tam bu siyasi çizgide değiller. Ama Doğan Grubu’ndan gönderilecek olan bunlara nispeten genç kuşak isimler bu gazetelere dağılacaktır. ByLock İsmail diye bilinen Saymaz bana çok belaltı saldırmış bir kişidir ama çalışkan ve başarılı bir muhabirdir.
Muhabirliğinin hakkını vermem gerekir. Son dönemde Kemalist görünümlü Marksist rolünü iyi oynadığı için tazminatını alıp Sözcü’ye gidecek ve Halk TV’de program yapacaktır. Gruptan ayrılması kesin isimlerden Şirin Payzın da kendi ideolojik çizgisine uygun olarak Cumhuriyet’te basın hayatına devam edecektir. Belki Halk TV’de de yine vazife alır. Yine Deniz Zeyrek, Çınar Oskay, Kanat Atkaya, Ebru Baki, Cansu Çamlıbel, Melis Alphan, Dinçer Gökçe gibi isimler de bu tip kurumlarda bir şeyler yapacaklardır. Zamanın ruhundan kaçış mümkün değil. Hepsine yeni hayatlarında başarılar dilerim. Eski kavgaları hortlatmanın artık gereği yoktur. Devir helalleşme ve el sıkışma vaktidir.
Fikret Bila, Erdoğan Aktaş ve Rıfat Ababay gibi yöneticilerin durumu ise tartışmalıdır. Bu isimler 2019’a kadar geçiş döneminde muhtemelen kalırlar ve sonrasında da kalabilirler ya da kalmayabilirler. Bila’ya Demirören Ailesi’nin haklı bir tepkisi var ama sonrası ne olur göreceğiz. Hande Fırat ile Hakan Çelik devam edeceği kesin iki isimdi ama Hande Fırat akıllara durgunluk verecek çocukça bir instagram mesajıyla grubun yeni sahibi Demirören Ailesi’ne saygısızlık yaptı.
Fırat’ın şu an bulunduğu yeri hazmedememiş çocuksu muhabir psikolojisinde olmasına tipik bir örnekti bu olay. Sonuçta artık bu grubu yeni bir ruh yönetecek. Yeni zamanın, yeni dönemin yepyeni ruhu bu medya grubunu formatlayacak. Yerli, millî ve kıymetli iş adamımız olan Sayın Erdoğan Demirören ve ailesini yeniden tebrik ediyorum. Aydın Bey ve ailesine de yeni hayatlarında huzur ve esenlikler dilerim.