Küçük'ün yazısı şöyle...
ABD Büyükelçisi John Bass arada bu ülkeyi Irak falan sanıyor ve sömürge valisi gibi terbiyesizce bir tavra giriyor. Bak John Bass ben Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunuyum. Senin ülkenin tarihini ve kültürünü belki senden bile daha iyi bilirim. Bize palavra sıkma. Milli güvenlik söz konusu oldu mu ABD’nin muhataplarını nasıl mahvettiğini ve yok ettiğini sen de çok iyi biliyorsun. Fakat sözkonusu Türkiye’nin milli güvenliği olunca böyle utanç verici ikiyüzlü tavırlar alabiliyorsun. Türkiye’nin yeniden sizin sömürgeniz olmasını isteyen emperyalist bir kafasın sen. Bak memur John Bass bu sömürgeci tavra devam edersen persona non grata ilan edilip ülkemizden gidersin. Şunu iyi bil ki nasıl El Kaide terör örgütüne bağlı inspire adlı yayın organı ABD’de yayın yapamazsa Türkiye’de de Fethullahçı terör örgütüne bağlı Zaman adlı yayın organı yayın yapamaz. Sizin için Usame Bin Ladin neyse bizim için de Fethullah Gülen odur. Usame kafası ile Fethullah kafası arasında özde hiçbir fark yoktur. Fethullah’ın size uşaklık etmesi bu terör örgütünü kurtaramayacak. Evrensel hukuka göre terör örgütlerinin yayın organı olamaz. Sizin Julian Assange’a yaptıklarınız yanında bu ülke adaletinin Can Dündar’a muamelesi solda sıfır kalır.
John Bass da tıpkı FETÖ gibi Zaman’a haklı kayyum olayını genele şamil kılıp basın özgürlüğü maskesine sığınmaya çalışıyor. John Bass’ın himayesindeki Fethullahçılar da mesela MHP’ye bağlı BengüTürk TV yayınlarının da durdurulduğunu söylüyor. Geçen yazıda yazdıklarımı yeniden söyleyeyim ki bu külliyen yalandır. Yetkililerle konuştum. Para ödemelerindeki bir gecikme nedeniyle o olay yaşanmış ama bence yaşanmamalıydı. BengüTürk sonuna kadar meşru bir muhalif yayın organıdır ve behemehal Türksat’ta yayınları başlamalıdır. Aynı şey CHP’ye bağlı yayın yapan sonuna kadar meşru Halk TV için geçerlidir. Bir terör örgütünün doğrudan kanalı olmayan her muhalif yayın organı sonuna kadar meşrudur ve bu muhalif medya için ben kellemi bile veririm. Halk ve BengüTürk gibi CHP-MHP çizgisinde kanallar keşke artsa ve keşke daha çok muhalefet yapsalar. Muhalefet bir demokraside olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır. Aynı şekilde Aydın Doğan’ın bu medyadaki en büyük muhalifiyim. Fakat hiçbir zaman Fethullahçıların uydurduğu gibi Doğan’ın medyasına da kayyum atanmayacaktır. Aydın Doğan da Turgay Ciner de istediği gibi muhalefet edebilir ama anaakım olma iddiasındaysa terör örgütlerini savunan yazarları olamaz. FETÖ dışında hiçbir gazeteye ve televizyona kayyum atanmayacaktır. Anladın mı John Bass...
Öte yandan Ergenekon, Balyoz ve askeri casusluk gibi aleni kumpas davalarının bizzat içinde olmuş sahte kanıt üreten şebekenin bizzat üyesi olan FETÖ gazetecilerinin Ali Fuat Yılmazer ya da Yurt Atayün’den farkları yoktur. Bu sahte kanıt imalatçısı FETÖ gazetecilerinin kimler olduğu bellidir. Ekrem Dumanlı’dan Hidayet Karaca’ya, Metin Yıkar’dan Abdülhamit Bilici’ye, Mehmet Kamış’tan Bülent Korucu’ya , Bülent Keneş’ten Faruk Mercan’a, Erhan Başyurt’tan Adem Yavuz Arslan’a, Mustafa Ünal’dan Tarık Toros’a o kumpasın göbeğinde yönetici konumundaki sözde gazeteciler şerefli subaylarımızın hayvanlarla cinsel ilişki kurduğu gibi en adi yalanları bile gazetelerinde ve televizyonlarına manşet yaptılar. Bu FETÖ mensuplarının hepsi de yargılanacak. Elbette bu örgüt yöneticisi konumundaki isimlerin emriyle kumpasa dahil FETÖ mensubu alt düzey gazeteciler de yargılanacak. Ey John Bass Pentagon’daki subaylarınızın binlercesinin hayvanlarla cinsel ilişki yaşadığı yalanını sürekli yazan ve sonra da bu yalanlarla subaylarınızı tutuklayan bir çeteye siz ne yapardınız?
Bu arada hem bu FETÖ mensubu gazeteciler sanki her muhalif gazeteci FETÖ’den yargılanacak gibi adi bir yalan da söylüyorlar. Elbette bu da külliyen bir FETÖ yalanıdır. Bu olayın tek istisnası sistematik biçimde FETÖ’nün kontrolü altında vatana ihanet suçu işleyen ve işlemeye devam eden Can Dündar’dır. Erdem Gül’ün bu kapsama dahil edilmesinin yanlışlığını hep yazdım ve söylediğim de çıkacaktır. Fakat Can Dündar yüzde 100 biçimde ruhunu FETÖ’ye satmış bir ajandır. Fakat bu çerçeve sadece zayıf karakteri ve geçmişindeki bazı şeyler sebebiyle FETÖ’ye kendini satmış ve vatana ihanet suçunu defalarca işlemiş Can Dündar için geçerlidir. Göreceksiniz 2 sene sonra bugün laik kesimin nerdeyse tamamı da benim gibi düşünecek ve Dündar’dan tiksinecek. Çünkü Dündar’ın FETÖ kölesi olup yaptığı iğrençliklerin hepsi belgeleriyle ortaya çıkacak. Laik kesimin meşru muhalifleriyle FETÖ kölesi Dündar kendini aynı kefeye koyamaz. Bu arada savcılarımız ve hakimlerimiz de -Dündar istisnası hariç- diğer FETÖ-dışı muhalifleri asla FETÖ kapsamına almak gibi büyük bir hataya girmemelidir. Muhafazakarıyla, ateistiyle sağcısıyla, solcusuyla, Atatürkçüsüyle, ülkücüsüyle Türkiye herkesin özgürce yaşayacağı ve yazacağı bir ülkedir. Fakat binlerce insanın hayatını hapishanelerde perişan etmiş ve Hrant Dink gibi onlarca da insanı öldürtmüş FETÖ denen çete en ufak zerresine kadar tasfiye edilecektir...