Türkiye gazetesi Cem Küçük ile Habertürk yazarı Fatih Altaylı arasındaki kavga büyüyor.
Son olarak Cem Küçük bugün Fatih Altaylı hakkında bomba bir yazı kaleme aldı.
İşte Cem Küçük'ün o yazısı:
Fatih Altaylı batıyor ve batırıyor
Yazdığım gerçeklerin hiçbirini inkâr edemeyen Fatih Altaylı geçmişindeki pislikleri kendince sarakaya alarak geçiştirmeye çalışıyor. Sana ajan diyen mi var köylü kurnazı. Büyük harfle DEVLET'in casusu olmak da, ajanı olmak da yani bu vatanın menfaatleri için gizli görev yapmak da şereftir. Sizin o dönem yaptığınız sadece kendi ceplerinizi doldurmak için çetecilik faaliyetiydi. FETÖ'nün yaptığından farksızdı.
Önce şunu ifade edeyim, Fatih Altaylı asla hiçbir dönem MİT ajanı olmamıştır. Kod adı Siyah gibi laflar bütünüyle yalandır. Bu lafları Özer Çiller'in kendi çıkarları için zorla teşkilata yeniden döndürdüğü problemli bir şahıs uydurmuştu. Sonra Fehmi Koru gibi kendini çok zeki zanneden orta zekâlı bir gazeteci bunu kullandı.
Fatih Altaylı gibi Bab-ı Ali kaşarları senelerce bu Fehmi Koru ile kedinin topla oynadığı gibi oynadı. Koru da bunların elinde oyuncak oldu ve saçma sapan komplo teorileriyle uğraşa uğraşa en sonunda kendini bitirdi, medeni ölü hâline geldi. Bu ülkenin dindar muhafazakâr milliyetçi halkının, yani bu milletin kahir ekseriyetinin temsilcisi Fehmi Koru gibiler değildir. Fatih Altaylı gibilerin ekmeğine yağ süren ezik muhafazakâr tipolojisinden bıktı bu millet. Artık halkın büyük çoğunluğu, bu milletin değerlerine ve DEVLET menfaatlerine düşman bu tip adamların bitirilmesini istiyor.
Fatih Altaylı G.T. isimli teşkilattan bir adamla kirli ilişkiler kurmuş ve çetecilik benzeri işler yapmıştır. O kadar. Bunlar zaten DEVLET arşivinde var. Bu gerçeği de Altaylı inkâr etmiyor. Aslında Soner Yalçın da bu konuyu iyi biliyor. Esasında bir polis ajanı olan şimdi hayatta olmayan bir gazeteciden bu dosyaları alıp bir kısmını yazmıştı. Fakat şimdi Soner Yalçın kendi tetikçisi Oray Eğin'i Altaylı'nın yanına yerleştirdiği için asla bu konulara girmez, giremez. Tıpkı Yahudi olmakla "suçladığı" bir bisküvici iş adamının PR'cısı kendi ile "kontak"a geçince bir anda o iş adamını "en millî" iş adamı diye savunduğu gibidir bu işler. Brooklyn'de garsonluk yapan tetikçisi Oray'ı Altaylı'nın yanına yerleştirip tezgâhı kurunca G.T. gibi dosyaları hemen "kaybeder" Soner Yalçın.
Şimdi en başta Altaylı ve tüm bu çete bana cevap verin bakayım. Fatih Altaylı golf sopasıyla Serap Çil'i dövmüş müdür dövmemiş midir? Tüm mahkeme kayıtlarına rağmen eğer Altaylı, "Ben Serap Çil'i golf sopasıyla dövmedim. Yalandır" diye beyan ederse o beyana bağlı kalacağım ve Altaylı'dan özür dileyeceğim. Haydi söyle bakayım. Bu ülkede gerçekten bir kadın bilinci ve kadın örgütleri olsaydı bu Fatih Altaylı'yı sokağa çıkamaz hâle getirirdi ama golf sopasıyla savunmasız bir kadını döven bir adama sesini çıkaramayan kadınlarla dolu Türk medyası.
7 Kasım 2015'te senin yardımcın Doğan Satmış aynen şöyle yazdı.
"Cem Küçük çok etkili. Peki neden etkili?
Çünkü her dediği oluyor da ondan.
Gelin size birkaç örnek anlatayım.
Cem Küçük, tam bir yıl önce bugünlerde, Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde şöyle yazdı:
'Mesela Fatih Altaylı gibi bir adamın hâlâ yazı işleri toplantılarına katılması ve Habertürk’ü yönetmeye kalkışması dikkat ve ibretle izlenmektedir. Paralel örgütün boynuna yular taktığı, kendine köle ettiği Fatih Altaylı hâlâ Habertürk’ü yönetecekse bu ne yaman çelişkidir?'
O gün, yani aynı gün ne oldu biliyor musunuz? Fatih Altaylı’nın siyasi köşe yazıları kesildi, o günden beri de yazamıyor. Yardımcısı da gazeteden kovuldu. Kararı veren Turgay Ciner idi..."
Doğan Satmış'ın bu satırları yalan mı? Herkes biliyor ki doğru. Yani Turgay Ciner de Altaylı'nın o dönem FETÖ'ye yuları kaptırdığını ve FETÖ'nün emrine girdiğini çok iyi biliyor ve benim yazılarım üzerine köşesini elinden alıyor. Hadi bunlara da yalan de bakayım Altaylı. Tüm bunlar gerçek. Fatih Altaylı zaten batıyor ama bu kafayla giderse patronunu da batıracak.
Cem Küçük / Türkiye gazetesi