Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 28 Eylül 2009 günü koyunlarını otlattığı sırada, bir havan mermisinin patlaması sonucu hayatını kaybeden 12 yaşındaki Ceylan Önkol için maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada İçişleri Bakanlığı tazminata mahkum edilmişti. Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi, Önkol’un ailesine 283 bin TL maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar vererek, olayda Önkol’un yüzde 10, idarenin ise yüzde 90 kusurlu olduğu kararlaştırılmıştı.
Bunun üzerine hem Önkol’un ailesine hukuki destek sunan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi avukatları hem de Jandarma Genel Komutanlığı avukatları Danıştay’a temyiz başvurusunda bulundu.
Mezopotamya Ajansı’ndan Gökhan Altay’ın haberine göre Önkol ailesinin avukatları tarafından yapılan başvuruda, yerel mahkemenin eksik inceleme ve değerlendirme sonucunda karar verdiği belirtildi. Başvuruda, mahkemenin gerekçeli kararında yer alan Önkol’un patlamamış bomba atar mermisinin patlaması sonucu hayatını kaybettiği ifadesine itiraz edilerek, “Maktul atılan bir patlayıcının vücuduna isabet etmesi sonucunda yaşamını yitirmiştir. Bu durum dosyaya sunulan uzman görüşü ile de ispatlanmıştır” denildi.
Önkol’un yüzde 10 kusurlu olduğu iddiasına karşı çıkılan başvuruda, “…Prof. Dr. Ümit Biçer tarafından düzenlenen uzman mütalaasındaki tespitler bir arada değerlendirildiğinde maktulün vücuduna atılan bir mühimmatın patlaması sonucunda yaşamını yitirdiği anlaşılmaktadır. Bir an olsun müteveffanın gerekçeli kararda belirtildiği şekilde yaşamını yitirmiş olduğu kabul edilse bile bu durum kendisine veya ailesine kusur yüklenilecek bir durum değildir. Ailesiyle birlikte bu alanda yaşayan müteveffa çocuğun bir anlamda oyun bölgesi olan mekanda yaşanan patlama nedeniyle kusurlu sayılması hukuki değerlendirmeden uzak bir yorumdur” ifadelerine yer verildi.
Başvuruda, maddi ve manevi verilen tazminat miktarının da kabul edilebilir olmadığı vurgulandı.
Kusur kabul edilmedi
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılan temyiz başvurusunda ise, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğünce dosyaya sunulan ve “…olayın, atılan bir havan mühimmatının isabet etmesi sonucu değil, yerde bulunan patlamayan bir bombaatar mühimmata maktulün elindeki tahra denilen demirden üretilen bir cisimle çömelerek vurması sonucu olabileceği değerlendirilmiştir” ifadelerinin yer aldığı rapora yer verildi. Başvuruda, Lice Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmada verilen ‘daimi arama kararına’ işaret edilerek, “Dolayısıyla somut olay bu şekildeyken, davalı idareye %90 oranında kusur atfedilerek verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır” denildi.
Önkol’un hayatını kaybetmesinin son derece üzücü olduğu kaydedilen başvuruda, “(…) meydana gelen bu üzücü hadisenin kusurlu ve kusursuz sorumluluk kuram ve ilkesi uyarınca idaremize atfı mümkün bulunmamaktadır” ifadelerine yer verildi. İdarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu belirtilen başvuruda, “(…) İdare, kural olarak yürüttüğü hizmetin sonucu olan, nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlüdür. Zarar gören veyahut üçüncü kişinin eyleminin, zararın doğmasında başlıca etken olduğu hallerde ise, zararla idari faaliyet arasında nedensellik (illiyet) bağı kalmaz ve idare sorumluluktan kurtulur” diye kaydedildi.
Ne olmuştu?
Diyarbakır’ın Lice ilçesi Kanîsipî (Şenlik) kırsal mahallesine bağlı Xanbaz mezrasında 28 Eylül 2009’da hayvanlarını otlatan 12 yaşındaki Ceylan Önkol, karakoldan atıldığı belirtilen havan mermisiyle yaşamını yitirdi. Ceylan’ın cansız bedeni 6 saat olay yerinde bırakıldı ve savcı “can güvenliği” gerekçesiyle olay yerine 3 gün sonra gitti. Önkol’un annesi Saliha Önkol, kızının parçalanan bedenini eteğinde topladı, olay yerindeki bütün delilleri, Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim etti.
Olaya ilişkin jandarma komutanlığı ve emniyet tarafından hazırlanan raporlarda, Önkol’un patlayıcıya tahra (eğri budama bıçağı) ile vurduğu iddia edildi. Jandarma yetkilisi Yüksel Şanlıtürk’ün hazırladığı raporda, Önkol ailesinin “devletten tazminat alabilmek için kendini mağdur gibi gösterdiği” ifadeleri yer aldı.
Önkol ailesinin avukatları, 2010 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Avukatlar, Mayıs 2012’de de soruşturmanın etkin ve tarafsız yürütülmemesi, soruşturmanın derinleştirilmesine yönelik taleplerin reddedilmesi, aradan geçen süreye rağmen dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması nedeniyle tekrar AİHM’ye başvuru yaptı. AİHM, 17 Ocak 2017’de Önkol ailesinin başvurusunu sonuçlandırdı ve “etkin soruşturma ve yaşam hakkı açısından ihlal olmadığına” karar verdi.
Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Nisan 2014’te Önkol’un ölümüyle ilgili başlattığı soruşturma dosyasında “daimi arama kararı” verdi. Söz konusu karara, “dosyadaki kanıt ve raporların faillerin tespiti için yetersiz olduğu” gerekçe gösterildi.
Önkol ailesi avukatları, ayrıca İçişleri Bakanlığı aleyhine maddi ve manevi tazminat talebiyle Diyarbakır 2’nci İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkeme, aileye 28 bin 208 TL tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme, “Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanununa” dayanarak, manevi tazminat talebini ise reddetti.
Karar Danıştay’a taşındı. Danıştay, 16 Mayıs 2019’da Önkol’un ailesine tazminat ödenmesi kararını bozdu, tazminat davasının “kusursuz sorumluluk” ilkesi veya “hizmet kusuru” ilkesi kapsamında görülmesi gerektiğine hükmetti. Bunun üzerine İdare Mahkemesi, 8 Mart 2021’de aileye toplamda 283 bin TL ile maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Hem Önkol ailesi avukatları hem de bakanlık avukatları bir kez daha Danıştay’a temyiz başvurusunda bulundu.
Aradan geçen 12 yılda tek bir fail yargılanmadı, ailenin hukuki girişimleri sonuçsuz kaldı, Ceylan’ın ölümünün araştırılması için Meclis’e verilen önergeler yanıtsız bırakıldı. Adına sayısız sanat eseri yapılan, şarkılar yazılan, resimler çizilen Ceylan’ın hafızalara kazınan henüz 7 yaşındayken ilkokulda çektirdiği fotoğraf karesindeki bakışları, 12 yıldır faillerin yargılanmasını bekliyor.
Sendika.Org