Avukat Çiçek “Son 3 yılda sorumsuzca harcanan 650 milyonun önemli bir kısmının kime, hangi yayın organlarına, anket-araştırma şirketlerine verildiğini soramamak, siyasi ahlaksızlığın ve vicdansızlığın tam da kendisidir” diyerek istifa etmişti. Ayrıca Çiçek, KRT’nin CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın olduğunu iddia etmişti.
İddialara Gazeteci Semra Topçu’nun Youtube kanalında katıldığı söyleşide yanıt veren Özkan, Mustafa Kemal Çiçek’e tepki gösterdi. Tuncay Özkan şu ifadeleri kullandı:
“Hiç saklayacak bir şeyim yok. Bütün muhalif medyadaki arkadaşlarımla, bana başvuran bütün arkadaşlarımla bilgimi birikimimi ve bu alandaki uzmanlığımı paylaşıyorum. KRT’deki arkadaşlarla da paylaşıyorum, TELE1’deki arkadaşlarla da paylaşıyorum.
Diğer mecralardaki arkadaşlarla da paylaşıyorum. Benim için bu zaten ödev ve sorumluluktur. Çünkü ben hayalini gerçekleştirmiş bir çocuğum. Altı yaşında ne olacaksın diye sorduklarında gazeteci olacağım dedim, gazeteci oldum. Şimdi hayalini gerçekleştiren bir çocuğun birikimini paylaşmaması diye bir şey söz konusu olamaz. Ben arkadaşlarımla sürekli konuşuyorum.
KRT televizyonunda benim mali, herhangi bir finansal, idari, herhangi bir yönetsel görevim yok. KRT televizyonu ile benim ilişkim, diğerlerinde olduğu gibi bana bir fikir sorulursa, benden bir şey istenirse öyle yapmayın, böyle yapın, biz geçmişte şöyle yapmıştık, şu tür sakıncaları doğmuştu, siz de bundan etkilenirsiniz demek dışında bir şey yok.
Benim ne televizyon kuracak param var ne televizyon için harcayabilecek maddi olanağım var. Ben kendi televizyonumu Fetullahçılar ve bugünkü iktidarın elinden kurtaramadım maalesef. Yağma mantığıyla benim elimden varlıklarımı aldılar, tükettiler, ben onlarla ilgili davalarımı sürdürüyorum.
Ama bugün benim hiçbir televizyonla, hiçbir yayın organıyla gazeteyle, internet sitesiyle maddi manevi (Manevi kısmını biraz önce söyledim) ortaklık bağım yoktur. Benim her şeyim açık. Ortada. KRT televizyonunun belgeleri ortada.
O arkadaşımızın söylediği şeyler de çok ilginç; binada avukat olarak bulunuyormuş, sonra ayrılmış. Ben onun adını Satılmış diye biliyordum, sonra değiştirmiş Mustafa Kemal yapmış. Bir avukat arkadaş o. Çok ilginç bir şey, Mustafa Kemal adının arkasına saklanınca insan ayıbından kurtulamaz. Öyle bir para Cumhuriyet Halk Partisinin… Cumhuriyet Halk Partisinin bir tane kaynağı var, devletten aldığı yardım bir de üyelerinden aldığı aidatlar. Son on yılını toplasanız öyle bir kaynak yok.
Medyaya şu kadar para… Efendim biz Anayasa Mahkemesi’nin denetimi altındayız. Her yıl hesaplarımız denetleniyor. Bizim hesabını veremeyeceğimiz, bizim çok şükür milletimize anlatamayacağımız hiçbir şeyimiz yok. Ne öyle bir para buraya giriş yaptı, ne de öyle bir para buradan çıktı.”
-Soru: Rakamlar vermiş söze 650 milyondan başlıyor.
“Yok efendim yok, bizde öyle bir para yok. Keşke öyle bir paramız olsa. Onun için karşı binaya gidecek. Ak Parti binasına gidecek, onların reklam harcamalarına bakacak. Size bir örnek vereyim Semra Hanım, iki sene iki dönem önceki yerel seçimlerde ben yürüttüm o kampanyayı topu topu harcadığımız para 13 milyon liradır. Reklam satın almaları dahil, televizyonda yer satın almaları dahil. Bizim bütün harcamamız 1 milyon 1,5 milyon liradır, diğerleri televizyon ve gazetelerde yer satın alıyorsunuz. Bizim öyle çok para harcayacak bir durumumuz yok.
Bu rakamların hepsi yalan, sahte. Bizim televizyonlarla yaptığımız reklam, prodüksiyon anlaşması zaten Anayasa Mahkemesi’nde. Biz anayasa mahkemesinin denetimine sunuyoruz. Bizim burada sakladığımız, gizlediğimiz, kimseye açıktan ödeyeceğimiz bir paramız yok. Bu anlamda çok şeffaf bir partiyiz. Her isteyen bunları görebilir. Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesine girdiğinde denetlenmiş hesaplarımızla hangi medya kurumuna ne kadar para verdiğimiz orada yazıyor zaten. Yani bunların saklısı gizlisi yok.
Ancak avukat sıfatı taşıdığı halde, üstelik partinin kurumsal avukatı olduğu halde bunu partiyi karalamak, kirletmek için çarpıtan, bununla ilgili olarak niyetini bozan ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni suçlarken ağzını üç kere yıkaması gereken bir adam oturup bizimle ilgili böyle laflar söylediği zaman biz bunu ciddiye almıyoruz.”
-Soru: Açığa çıksın iddialar diye sordum
“Tabi tabi her şeyi sorabilirsiniz, bizim bu konuda veremeyecek hiçbir hesabımız yok, devletten aldığımız bütçe belli, mesela bu yıl 120 milyon lira bütçe var, örgütlerimize gönderdiğimiz paralar belli, aldığımız binalar belli, araçlarımızın sayısı belli. Bunların hepsinin denetimini de Anayasa Mahkemesi yapıyor. Anayasa Mahkemesi orada.”
-Soru: Burada önemli olan muhalefet partisi CHP’nin eleştirdiği iktidar partisi AKP gibi olmaması, eleştirdiklerini yapmaması değil mi?
“Anneannemin çok sevdiğim bir lafı var; ‘asıl azmaz bal kokmaz, kokarsa yağ kokar çünkü aslı ayrandır’ diye. Biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihi boyunca, 98 yıllık tarihimiz boyunca asla böyle şeylere tevessül etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Bizim mücadelemiz belli, geldiğimiz yer belli.
Biz üste vererek, milletimiz için kendi varlıklarımızı harcayarak devam ediyoruz. Biz burada para almıyoruz, profesyonel bir şeyimiz yoktur. Bir ile gittiğimiz zaman kendi otel paramızı kendimiz öderiz, ulaşım paramızı, yemek paramızı kendimiz öderiz. Asla partiye böyle şeyleri yansıtmayız. Ve bizim partimiz Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenen bir şeffaf kurumdur. Bizim partimizde bu işlerle ilgili gocunacak, üzülecek, alınacak hiç kimse yoktur. Başımız dik hesap veririz.”